BİBER
ekim ve Dikim
Tohumlar, sıcak yastıklara ekilir ve yastıklar içerisinde çimlendirilir, fideler 3-4 yapraklı olduktan sonra tüplere şaşırtılır ve Nisan ayının sonlarına doğru fideler esas dikim yerlerine dikilir. Biberler genelde sıra arası 80 cm, sıra üzeri 30-50 cm olacak şekilde dikilir.
Dikim esnasında fideler çapa ile açılan yeterli büyüklükteki çukura olduğu gibi yerleştirilir ve çukurun boş kısımları toprakla doldurularak hafifçe bastırılır. Açılan bu çukurlar sedde üzerinde olmalıdır. Dikimden hemen sonra can suyu verilir.
İklim isteği
Biber ılık ve sıcak mevsim meyvesidir. Soğuklara karşı çok hassastır. Yetiştirme devrelerinde sıcaklık sıfırın altında 2-3 dereceye düştüğünde tamamen ölür. Bu nedenle yastıklarda yetiştirilen fidelerin açıktaki yerlerine dikimi ilkbaharda don tehlikesi tamamen kalktıktan ve toprak ile hava sıcaklık şartları uygun bir hal alınca yapılmalıdır. Biber bitkisinde hava sıcaklığı 15 derecenin altına ve 32 derecenin üzerine çıktığında alınan verim düşmektedir.
Toprak İsteği
Biberlerde iyi bir gelişme ve yüksek verim oldukça derin, geçirgen, su tutma kabiliyeti yerinde, besin ve organik maddece zengin bahçe toprağı denilen tınlı topraklardan en iyi onuç alınmaktadır. Erken verim almak için yapılan yetiştirmelerde takviye edilmiş kumlu topraklar ve özellikle kumlu-tınlı topraklar üzerinde durulmalıdır. Buna karşın geç olmakla beraber bol ürün almak istenirse kumlu-killi topraklar tercih edilmelidir. Biberler pH 6.0-6.5 toprak reaksiyonunda en iyi neticeyi vermektedir.
Dikim esnasında fideler çapa ile açılan yeterli büyüklükteki çukura olduğu gibi yerleştirilir ve çukurun boş kısımları toprakla doldurularak hafifçe bastırılır. Açılan bu çukurlar sedde üzerinde olmalıdır. Dikimden hemen sonra can suyu verilir.
BAKIMI
Gübreleme
Biber yetiştirilecek toprağa toprak hazırlığı sırasında 3 ton/da yanmış ahır gübresi verilir. Dikimle birlikte fosforlu gübrenin tamamı, azotlu gübrenin yarısı uygulanır. Azotlu gübrenin diğer yarısı ise ilk sulamadan önce verilmelidir. Azotlu gübre 15 kg/da N, fosforlu gübre olarak 10 kg/da P2O5 saf olarak verilmelidir.
Sulama
Biber sulamasına dikimden 10-15 gün sonra başlanmalı, ilk meyve görülünceye kadar sulamalardan kaçınılmalıdır. İlk meyve görüldükten sonra birer haftalık aralıklarla sulamalara devam edilmeli ve Eylül ayı sonu Ekim ayı başında sulamalara son verilmelidir.
Biber yetiştiriciliğinde sulamaya çok dikkat edilmelidir. Sulama anında suyu karık sırtlarına ve kök boğazına yükseltmemek gerekir.
Bakım
Genellikle dikimden bir hafta sonra ot alma ve sıralar arasındaki toprağı gevşetmek amacıyla birinci çapa yapılmalı, Mayıs ayının ilk haftasından sonra tekrar boğaz doldurma ile birlikte ikinci çapa ve Haziran ayında da bir defa olmak üzere toplam üç çapa yapılmalıdır.
HASAT
Haziran sonu-Temmuz ayı başlarında hasata başlanıp, genelde Ekim ayı ortalarında hasat son bulur, toplam 9-15 defa hasat yapılır. Hasat işlemi genelde haftada bir yapılır.
DOMATES
Domates iklim isteği
Domates ılık ve sıcak iklim meyvesidir. Soğuklardan çok zarar görür. Sıcaklık -2,-3 ° C düştüğünde bitki tamamen ölebilir. Gereğinden fazla sıcaklık ve nem ise bitkide hastalıkların meydana çıkmasına, sıcak ve kuru rüzgarlarda, fazla miktarda çiçek dökülmesine sebep olur.
Domateslerde normal bir gelişmenin meydana gelebilmesi için, sıcaklığın en az 16-19 ° C’lerde olması denemelerden anlaşılmıştır. Sıcaklık 13 ° C’nin altına düştüğünde olgunlaşmanın geciktiği ve mahsul miktarının çok azaldığı görülmüştür. Domates çiçek tozları 10 ve daha yukarı derecelerde, en iyi olarak 27 ° C civarında istenilen şekilde çimlenerek döllenme yapabilmektedir. Yüksek sıcaklıklarda bitki döllenme yeteneğini ve gelişmesini kaybetmektedir.
Domates Toprak İsteği
Domatesin toprak isteği; kumludan killiye kadar her tür toprakta yetişebilir. Derin, geçirgen su tutma kabiliyeti iyi humus ve besin maddelerince zengin tınlı toprakları sever. Kumlu tınlı topraklarda erken ürün verir. Çorağa oldukça dayanıklıdır. En uygun toprak reaksiyonu pH 6.5 civarındadır.
Domates YETİŞTİRME TEKNİĞİ
Domates Ekim Nöbeti
Kışlık sebzelerden sonra domates ekilebilir. Baklagiller domates için iyi bir ön bitkidir. Domates dikilen bir yere, en az 5 yıl domates dikilmemelidir. Bölge’mizde domatesle nöbete girebilecek bitkiler pamuk ve buğdaygillerdir. En iyi ekim nöbeti; Buğday+2.ürün+Domates şeklinde uygulanabilir.
Domates Toprak Hazırlığı
Domates bitkisi derin köklü bir bitki olduğu için, toprağın derin sürülerek, dikkatle hazırlanması gerekir.Sonbaharda pullukla derince sürülen tarla ilkbaharda ve uygun tavda yine pullukla sürülür. Sürümle birlikte 2-4 ton yanmış ahır gübresi atmak yararlı olur. Sonra tırmık, tapan veya diskaro çekilerek kesekler kırılır.Domates yetiştiriciliğinde sıra arası ve sıra üzeri mesafesi çeşidin yer ve sırık olmasına göre değişmektedir.
Domates Ekimi ve Dikimi
Ekim yapılırken metrekareye 5-6 gr tohum gelecek şekilde sıravari veya serpme olarak yapılır. 250-400 bin adet tohumu 1 kg gelir.Sıravari en iyi yoldur. Ekimden sonra tohumların üzeri 1 cm kadar kalınlıkta harçla örtülür ve hafifçe bastırılarak süzgeçli kovalarla tohumların bulunduğu kısma inecek kadar çimlenme suyu verilir.Yer domatesi için sıra arası 140-150 cm sıra üzeri 40-50 cm sırık domateslerde ise sıra arası 75-80 cm, sıra üzeri 40-50 cm olacak şekilde dikim yerleri hazırlanmalıdır.
Tohumlar çimlenip 5-6 yapraklı olduktan sonra hazırlanan karıklara 40 cm aralıkla fide çukurlarına son donların kalktığı Nisan ayının ikinci haftasında bu çukurlara fideler dikilir. Dikim, fidelerin 2/3’ü toprağa girecek şekilde yapılır. Daha sonra karıklara can suyu verilir. 3-4 gün sonra kontrol edilerek tutmayan fideler yenilenir.
Domates Gübrelemesi
Vejetasyon süresi uzundur.Besin maddelerince zengin toprakları sever. Domates yetiştiriciliğinde bilhassa erken mahsul almada fosforlu gübreler önemlidir.Toprağın yapısına göre değişmelkle birlikte,genellikle Şubat ayı içinde önce dekara 2-3 ton iyi yanmış çiftlik gübresi, fosforlu gübre triple süperfosfat formunda ve dönüme 22 kg olarak verilmelidir. Bu gübre dikimle beraber açılan bantlara serpilir. Azotlu gübre amonyum sülfat formunda ve dekara 56 kg olarak serpme şeklinde yarısı dikimle diğer yarısı da birinci sulamadan önce toprağa hafifçe serpilir.
Domates Sulaması
Kültür bitkileri arasında özelliklede meyveleri yenen sebzelerde sulama, tohumların çimlenme devresi, gelişme devresi ve nihayet mahsul devresi olmak üzere başlıca üç esas devrede önemli rol oynar.Domates yetiştiriciliğinde bitkiler üzerinde ilk meyveler görülünceye kadar sulamadan kaçınmalıdır. Bu devreye kadar çapa yapılır. İlk meyveler görüldükten sonra sulama önem kazanır ve mevcut şartlara göre uygun periyotlarla yeteri kadar sulama yapılmalıdır. Nihayet olgunluk devresine girip hasat başladıktan sonra bu devrede pratik bir kaide olarak her toplamayı takiben mutlaka su verilmelidir.Sulama yapılırken,suyun bitkinin yapraklarına değmemesine özen gösterilmeli yoksa yapraklar çamurlanır ve hastalığa yakalanması kolaylaşır.Kurak bölge şartlarında domatesin su ihtiyacı genel olarak şöyle bir dağılım gösterir;
Mayıs ayında 3 günde bir su
Haziran ayında 2 günde bir su
Temmuz ayında 6 günde 5 su
Ağustos ayında 7 günde 4 su
Eylül ayında haftada bir olmak üzere toplam 18 kez sulanmalıdır.
Domatesin Bakımı
Fideler esas yerlerinde gelişmeye başladığı andan itibaren yaklaşık 2 hafta sonra birinci çapa yapılır. Birinci çapadan 2-3 hafta kadar sonra ikinci çapa yapılır. Yabancı otlar yok edilir. Kaymak tabakası kırılır ve toprağı havalandırmak topraktaki rutubeti muhafaza etmek maksadıyla sıra aralarında birkaç defa çapa yapmak çok faydalıdır.
Ayrıca sulamada su yolu üzerine düşen dallar masura üzerine alınır ve boğaz doldurma işlemi yapılır.
HIYAR
Ilık iklim sebzesi olan hıyar soğuklara karşı çok hassastır. Sıcaklık sıfırın altına düştüğünde hemen etkilenir. Hıyar tohumlarının ekildikleri yerde iyi bir çimlenme gösterebilmesi için toprak ısısının en az 11 ° C olması gerekir. Çimlenme için en elverişli toprak ısısı 11-18 ° C arasındadır. Sıcaklık yükseldikçe buna paralel olarak çimlenme hızı da artar. Yazın sıcak ve kurak devrelerde sulama yapılarak bitki su düzeni normal sınırlar içinde tutulmaz ise hem gelişimi yavaşlar hem de meyveler süratle acılaşır. Bu yüzden verimden en iyi şekilde faydalanabilmek için özellikle Bölgemizde ilkbaharda soğuk tehlikesi geçer geçmez ekimi yapılmalıdır. Aksi halde ekimde gecikilirse o oranda sıcak ve kurak döneme yakalanır ve iyi bir sonuç alınmaz.
Toprak İsteği
Hıyar bir çok toprak tiplerinde yetişebilmekle beraber derin su tutma kabiliyeti yüksek organik madde ve diğer bitki besin maddelerince zengin tınlı ve kumlu tınlı toprakları sever. Yüksek tuz seviyesine çok hassas olduğundan toprağın drenajı iyi ve eriyebilir tuz seviyesi düşük olmalıdır.
YETİŞTİRME TEKNİĞİ
Hıyar arzu edilen hasat zamanına ve çeşit karakterine göre açıkta veya seralarda yetiştirilebilir. Açıkta veya seralarda genel olarak üç ayrı usulle yetiştirilmektedir.
Tohumların yastık, kasa veya saksılara ekilerek burada yetiştirilen fidelerin daha sonra esas yerlerine dikilmesi suretiyle yetiştirme,
Tohumların doğrudan doğruya açıkta yerlerine ekilmesi suretiyle yetiştirme,
Seralarda askıya alınmak suretiyle yetiştirme.
Toprak Hazırlığı
Toprağın ekim ve dikim için hazırlanmasında toprak karakteri, uygulanacak sulama sistemi ve yetiştirme metotları gibi faktörler göz önünde tutulmalıdır. Hıyar köklerinin rahatlıkla gelişebilmesi için toprağın iyice havalandırılmış olması gerekir. Toprak tam tavında iken işlenmelidir. Bu yüzden eğer gerekiyorsa tarlanın önce sulanması ve bunun ardından toprak tava gelir gelmez fazla gecikmeden sürülerek işlenmesi gerekir. Ayrıca keseklerin ufalanmasını ve toprak yüzeyinde bulunan çeşitli bitki artıklarının temizlenmesini sağlamak amacıyla dikkatli bir tırmıklama yapılır. Böylece hem toprak ekime ve dikime hazır hale gelir hem de sulamaların daha rahat yapılması sağlanır.
Seralarda toprak hazırlığı bel ile yapılır. Daha önce dezenfekte edilen toprak uygun tavda bellenerek işlenmelidir.
Topraktaki hastalık kaynaklarının yok edilmesi için ya sera toprağının üç yılda bir değiştirilmesi veya toprağın ekimden önce dezenfekte edilmesi (ilaçlanması) gerekir. Ancak sera toprağının değiştirilmesi çok zahmetli ve pahalı bir işlem olduğu için tünel yerinin değiştirilmesi ya da toprağın kimyasal maddelerle dezenfekte edilmesi daha uygun olur.
En etkili dezenfeksiyon şekli toprağın göztaşı eriyiği ile ilaçlanmasıdır. Bunun için ekim veya dikimden önce %0.6’lık (100 lt suya 600 gr) göztaşı eriyiğinden 1 m2 ye 5 litre süzgeçli kova ile verilmeli, 10 dakika sonra aynı miktarda temiz su ile sulanmalıdır. Bu işlem her yıl tekrarlanmalı ve uygulamadan önce çiftlik gübresi toprağa verilmiş olmalıdır.
Ekim ve Dikim
Fide yetiştirme usulü daha fazla masraflı ve daha çok emek istemekle beraber daha erken verim verir.
Kaliteli fide uygun bir fide harcı, iyi bir bakım ve yetiştirme ortamı ile temin edilir. Harç hazırlanırken çiftlik gübresi-toprak ve kum, şu oranlarda olmalıdır; Orman toprağı kullanılırsa iki kısım çiftlik gübresi, iki kısım orman toprağı ve bir kısım kum, bahçe toprağı kullanılırsa 6 kısım çiftlik gübresi, üç kısım bahçe toprağı ve bir kısım kum kullanılmalıdır. Harç kullanılmadan dezenfekte edilmesi gerekir. Harcı hazırlandıktan sonra tohum ekimine geçilir.
Bunun için fidelerin dışarıya çıkartılma zamanları göz önünde tutularak tohumlar yastık veya tüplere şubattan itibaren ekilir. Hıyarlar yer değiştirmeye karşı çok hassas olduklarından genellikle şaşırtma yapılmaz ve bunun içinde tohumlar yastıklara 10×10 cm sıra arası ve sıra üzerinden ekilir. Çıkışı garantilemek amacıyla her ekim yerine 2-3 tohum atılmalı ve hepsi çıktıktan sonra en kuvvetli bir tanesi bırakılarak diğerleri seyreltilmelidir.
Açıkta yetiştiricilik için yastık veya tüplerde yetişen fideler soğuk hava tehlikesi kalkar kalkmaz önceden işlenmiş ve hazırlanmış dar veya geniş masuralara dikilir. Hıyar için masuralar tek sıralı yetiştirmelerde 50-60 cm genişliğinde, çift sıralı yetiştirmelerde 80-120 cm genişliğinde hazırlanmalıdır. Sıra üzerinde ise toprak ve çeşidin gelişme karakterine göre fideler genellikle 40-50 cm üzerinden dikilmelidir.
Seralarda dikim; fideler yastık veya tüplerden çıkartılarak daha önce açılmış çukurlara konur ve can suyu verilerek fide etrafındaki boşlukların verilen su ile dolması sağlanır. Daha sonra bu boşluklar elle veya çapayla etrafındaki toprakla doldurulur.
Fide yetiştirme usulünden ayrı olarak hıyar tohumlarının doğrudan tarlaya ekilmesi için ekimin ilkbahar başlarındaki don tehlikesi kalktıktan sonra Nisan ayı ortalarına kadar yapılması gerekir. Tohumların ekimden önce 1-2 gün ıslak bir bez içinde bırakılmaları tohumların daha kısa zamanda çimlenip toprak yüzüne çıkmalarını sağlar.
Ekim için açılan çukurlara 2-3 cm derinliğinde olacak şekilde 3-4 tohum atılır ve çukurlar toprakla kapatılarak hafifçe bastırılır. Sıra arası ve sıra üzeri ile her bir ekim yerine bırakılacak tohum sayısına bağlı olarak dekara 250-500 gr tohum hesap edilmelidir.
Gübreleme
Hıyar bitkisi gübreyi çok sever. Bu amaca yönelik iyi hazırlanmış çiftlik gübresinden dekara 3-6 ton vermek hem toprak verimliliğini arttırır hem de toprağı organik maddece zenginleştirir. Toprak analizi yapıldıktan sonra analiz sonuçlarına göre tarla yetiştiriciliğinde ortalama olarak 8 kg/da P2O5 karşılığı fosforlu gübre ve 10-12 kg/da N karşılığı azotlu bir gübre verilmelidir.
Bölgemiz toprakları potasyumca zengin olduğundan toprak analizi sonucuna göre topraktaki kullanılabilir potasyumun 30 kg/da dan daha az olması halinde potasyumlu gübreler kullanılabilir.
İlk meyve görüldükten sonra azotlu gübrelerden veya çiftlik gübresinden hazırlanmış şerbetten 1-2 defa verilmesi çok faydalıdır.
Seralarda; dikimden önce 20-25 kg/da P2O5 karşılığı fosforlu gübrenin verilerek toprağa karışımı sağlanmalıdır. Azotlu gübrenin ise meyve bağlamayı olgunlaşmayı geciktirmeyecek şekilde iki veya üçe bölünerek verilmesi gerekir. İlk uygulamada 16 kg/da N, ikinci uygulamada 12 kg/da N karşılığı azotlu bir gübre verilmelidir. İlk azotlu gübre, bitkiler 3-4 yapraklı olunca seddelerin iki yanına bant şeklinde verilerek çapa ile hafifçe toprağa karıştırılmalıdır. Diğer uygulamalar 20-30 gün ara ile aynı şekilde yapılmalı, gübre bitki yapraklarına değmemelidir.
Sulama
Genel bir kural olarak, suya çok duyarlı olması nedeniyle “diplerinin daima nemli bulundurulması” gereken sebzelerden biri de hıyardır. Böylece hem bitkinin iyi gelişmesi sağlanır hem de özellikle susuzluktan ileri gelen acılaşmaya fırsat verilmemiş olur. Hıyarın sulama yönünden en kritik dönemi meyve bağlama dönemidir.
Fideler dikildikten sonra ilk verilen can suyundan ilk meyveler görülünceye kadarki dönemde çok olmamak koşuluyla 1-2 su verilebilir. Bu dönemde fazla sulama yapılması meyvelerin sararmasına (boğulmasına) neden olur. Bundan sonra su büyük önem kazanır ve mümkünse her 3-4 günde bir sulama yapılmalıdır. Hıyarın su isteği bir çok sebzeye göre daha kolay anlaşılır. Özellikle sabah ve akşamları hıyarın iri yapraklarının anormal pörsüme göstermesi ve aşağı doğru sarkması, ayrıca gövde ve yapraklarda tüylülüğün artması ve yaprakların küçülmesi su eksikliğini belirtir. Bu durumda zaman geçirmeden sulama yapılmalı ve sulamalar mümkünse sabahın erken saatlerinde veya akşamüstü yapılmalıdır.
bakım tedbirleri
Çapalama ile havalanması, gevşetilmesi, toprak suyunu tüketen yabancı otların yok edilmesi ve çatlakların kapatılması ile toprak nemi korunmaktadır. Bu amaçla bitki boyu 8-10 cm olunca ilk çapa yapılmalıdır. Mevcut şartlara ve bitkinin gelişim durumuna göre 2-3 hafta arayla birkaç defa çapa yapılmalıdır. Ancak hıyar kökleri toprak içerisinde genellikle yüzeysel olarak yayıldıklarından çapalama fazla derin yapılmamalıdır. Çapalama işine bitkiler bulundukları yeri tamamen örtünceye kadar devam edilmeli bundan sonra yabancı otlar görüldüğü taktirde elle çekilerek temizlenmedir. İkinci çapa ile birlikte bitkilerin daha geniş bir kök sistemi oluşturmaları ve kuvvetli gelişme gösterip iyi ürün verebilmeleri için hafifçe boğaz doldurulması yapılmalıdır. Birinci veya en geç ikinci çapa esnasında her ekim yerinde en kuvvetli bir bitki bırakılarak diğerleri seyreltilmelidir. Çapalama esnasında bitki kolları su yollarına düşmeye Hıyarın gövde ve dallarına basıldığında iletken doku zedeleneceğinden meyveler kendilerine gerekli olan suyu normal olarak alamayacaklar ve böylece gelişmeleri aksayarak acılaşma meydana gelecektir. Bunun için gelişme döneminde ve hasat zamanında bitkiler arasında gelişigüzel dolaşılmamalıdır.
Sera yetiştiriciliğinde dengesiz büyümeyi önlemek, verimi devam ettirmek ve daha iyi ışıklanmayı sağlamak için bitkiler askıya alınmalı ve budanmalıdır. Budama genel olarak iki tiptir. Bunlardan biri bikinin tek gövde üzerinde büyütüldüğü sistemdir ve bitki tele varıncaya kadar yan dallar alınır. Diğerinde ise bitki gövdesi üzerinde yan dallar bırakılır ve mevsime, bitkinin büyüklüğüne bağlı olarak yan dalların değişik uzunluklarında uçları alınır.
hasat
Çeşidin erkencilik özelliği ile yetiştirme ve bakım şartlarına göre tohum ekiminden 55-70 gün sonra hasata başlanabilir. Hıyarlarda ilk hasat için en uygun zaman meyvelerin normal çeşit iriliğinin 1/3’ü veya en fazla 1/2’sini aldığı zamandır. Hasadın gecikmesiyle meyveler fazla irileşir, şekil bozulur ve pazar özelliğini kaybeder.
Hasat da meyveler dala bağlanan sapından keskin bir bıçak veya makasla kesilerek toplanır. Mümkünse sabah erken saatlerde hasat yapılmalıdır.
MARUL
Toprak istekleri
Marul pek çok toprak tipinde yetişebildiği halde, en kaliteli ürün: organik maddesi fazla, nem tutma kapasitesi yüksek ve drenajı iyi, derin tınlı topraklardan alınır.
GÜBRELEME
• Çiftlik gübresi toprağın fiziksel yapısını düzeltmek için kullanılan değerli bir maddedir. Bu gübrenin tuz ihtiva etmemesine, yanmış olmasına dikkat edilmelidir. Dekara 2-5 ton kullanılabilir.
• Toprak PH’sı 6,5-7,5 arasında olabilir. Düşük PH’h topraklarda kireçleme yapılmalıdır. Zira bu tıp topraklarda kaliteli ürün alınamaz ve magnezyum noksanlığı görülür. Magnezyum eksikliğinin tipik belirtisi yaşlı yapraklarda sarı noktalardır. Azot noksanlığında ise büyüme yavaşlar, renk bozulur. Aşın azot gübrelemesi yapraklarda yanıklıklara ve hasattan sonra ürünün çabuk solmasına neden olur.
• Fosfor noksanlığı, demir ve kalsiyumca zengin topraklarda sıkça görülür. Sonuçta, başlar gevşek ve küçük kalır.
• Saf madde olarak: 8 Kg/da azot, 6 Kg/da fosfor ve 6 Kg/da potasyum tavsiyesi, toprak analizleriyle birlikte dikkate alınmalıdır.
TOHUM EKİMİ VE DİKİM
• Tohum ekim zamanı yetiştiricilik yapılmak istenen zamana göre ayarlanabilir. Geç sonbahar ve kış
yetiştiriciliği için tarlaya dikim yapılmak istenen zamandan yaklaşık 45 gün önce; yaz ekimlerinde ise 20 gün önce soğuk yastıklara tohum ekimi yapılmalıdır.
• Tohumların en iyi çimlenme sıcaklığı 15-18° C’dir. Düşük sıcaklıklarda homojen çıkış elde edilemezken; nötr çeşitlerin dışında, 25-30° C gibi yüksek sıcaklık derecelerinde hiç çimlenme elde edilemez.
• Dikim, fideler 4 yapraklı olunca, çeşidin büyüklüğüne bağlı olarak 30-40 cm sıra arası, 20-30 cm sıra üzen mesafe ile yapılır. Dikimden sonra mutlaka can suyu verilmelidir.
SULAMA
• Marul, büyüme periyodu boyunca aynı miktarda toprak nemini, yetiştiği ortamda bulmak ister.
• Tarlaya dikimden sonra eğer yağış mevsimi değilse, en geç 12 gün içersinde «ulama yapılmalıdır. Baş bağlama devresinin başından hasat sonuna kadar sulama aralıkları 8 günden daha uzun olmamalıdır.
• Çok sıcak havalarda sulama, mutlaka sabah erken saatlerde yapılmalıdır. Aksi halde fizyolojik hastalıklara yakalanma olasılığı artar.
HASAT
• Marul genelde elle hasat edilir. Hasat edilecek ürünü belirlemek tamamen deneyim işidir. Yetiştiricilik ürünün iklim isteklerine tamamen uygun şartlarda ve doğru ekim zamanında yapılıyorsa, çeşidin tipik özelliklerini sergilemesi beklenebilir. Bunlar: en, boy, göbek yapıp yapmadığı vs gibi özelliklerdir.
• Sıcak havalarda hasat edilen ürün çabuk solar, kalitesi düşük olur. Bu nedenle hasadın günün erken saatlerinde yapılması uygun olur.
MISIR
Toprak hazırlığı: Mısır ılık, yeteri kadar tavlı, iyi havalandırılmış, tane ile temas edecek kadar ufalanmış topraklarda kolay çimlenir. Bu şartlan sağlamak için toprağın en az 15-20 cm derinlikte işlenmesi gerekir. Ana ürün tarımında; bir önceki bitki artıklarının toprağa gömülüp, çürümesi ve kış yağışlarının daha iyi depolanması için sonbaharda ilk sürümün yapılması iyi olur. Sonbahar veya ilkbaharda 15-20 cm derinlikte sürülen toprak daha sonra diskaro-tırmık veya kazayağı-tırmık kombinasyonuyla işlenip toprak iyice ufalanır. Toprak tavının kaçmaması için sürgü çekmek yararlı olur. İkinci ürün tarımında; yetişme sezonunun daha kısa, havanın sıcak, nisbi nemin düşük olması gibi nedenlerden toprak hazırlığının çok kısa bir süre içinde tamamlaması ve tarla tavının kaçırılmadan ekimin tamamlanması gerekir. Ekim: Ana ürün mısır tarımında toprak sıcaklığı en az 10°C olduğunda ekim yapılabilir. En ideal ekim zamanı toprak sıcaklığının 13-15°C olduğu zamandır Ege Bölgesinde bu dönem uzun yıllar iklim ortalamalarına göre nisan ayının ilk yarısıdır. İkinci ürün ise buğday hasadından sonra yani, haziran ayının son yarısında ekilmelidir. Mısırda ekim derinliği; toprak tipi, topraktaki nem ve toprak sıcaklığına bağlıdır. Normal ekimlerde 5 cm derinliğe ekilmelidir. Bitki sıklığı: Bitki sıklığını toprak yapısı, ekim zamanı, çeşit ve gübreleme gibi faktörler etkiler. Bitki sıklığı, çeşide göre sıra üzeri 18-25 cm, sıra arası 70 cm olacak
şekilde değişir. Hibrit çeşitlerin bitki sıklığına olan tepkileri birbirinden farklıdır. Bu nedenle tohum temin edilen kurum veya sektör tarafından önerilen bitki sıklığına uyulması gerekir. Dekara atılacak tohumluk miktarı hesaplanırken, çimlenme oranı, zararlı, hastalık, derine düşme, alet-ekipman kayıpları dikkate alınarak normal bitki sıklığı %10-15 artırılarak tohumluk miktarı hesaplanmalıdır. Serpme ekimlerde ve ikinci ürün anıza ekimlerde yine, %10-15 daha fazla tohum atılmalıdır.
Bakım: Bitki 10-15 cm boylandığında seyreltme yapılır. Seyreltmede amaç ekimde çeşitli riskler göz önüne alınarak fazla tohum atıldığından normal bitki sıklığını sağlamaktır. Seyreltme ile birlikte ilk çapa yapılır. İkinci çapa, bitki 40-50 cm boya ulaştığında boğaz doldurma ve azotlu gübre verme döneminde yapılır.
Gübreleme: Mısır verimli topraklarda daha iyi yetiştiği için toprak iyi ve dengeli bir şekilde gübrelenmelidir. Dekara 20-25 kg saf azot, 8-10 kg saf fosfor verilmelidir. Azotlu gübrenin yarısı ekimle beraber, diğer yansı ise bitkiler 40 cm boylandığında gübreli çapa makinesi ile verilmelidir. Sulama: İyi bir verim için değişen toprak yapısına göre 3-4 defa sulama yapılması gerekir. Birinci sulama, üst gübrelemenin akabinde yapılması gerekir. Mısırın suya en hassas olduğu dönem tepe püskülü çıkarmadan bir hafta öncesi ile çiçeklenme dönemi ve süt olum dönemidir.
Zararlılar: Bozkurt fide döneminde, mısır sap ve koçan kurtlan ve afıtler bütün gelişme döneminde zararlı olmaktadır. Mısır maymuncuğu ise özellikle ana üründe fide devrelerinde zarar yapabilirler. İlaçlı mücadele için en yakın il/ilçe tanm müdürlüklerine başvurunuz. Mısır kurdu ve koçan kurdu ile mücadelede, kültürel önlem olarak hasat sonrası sap artıkları çok ince parçalanarak toprağa gömülmelidir. Hasat ve harman: Hasat koçan kavuzunun kuruyup mısır tanesinin sertleşip, normal rengini aldığı, tanenin sömeğe bağlandığı yerde siyah leke oluştuğu zaman yapılmalıdır. Mısır koçanları normal gelişmesini tamamladığında tane nemi %35’tir. Mısır hasat ve harmanında kullanılmak üzere mısır hasat tablalı biçerdöver, mısır hasadı için ayarlanmış tahıl biçerdöveri ve koçan toplayıcı mısır hasat makinaları mevcuttur. Makinalı hasatta mısır %20 nemli iken hasat kaybı azdır. En iyi sonuç mısır nemi %22-26 iken elde edilmektedir. Makinah hasadın mümkün olmadığı durumlarda, koçan kabukları elle soyulup koçanlar toplanır, tane nemi %13-15’e düşünceye kadar serende veya açıkta kurutulduktan sonra mısır taneleme makinaları ile tanelenir. Kurutma: Uzun süreli depolama için tane mısır ürününde rutubet oranı %13’e düşürülmelidir. Ürün rutubetli bir şekilde depolanacak olursa, tanenin normal solunumundan dolay; silonun ortasında sıcaklık oluşacaktır Bu da havanın rutubetini artırarak küf mantarlarının gelişmesine neden olacaktır. Hasat sonrası kurutma; koçanların serende kurutulması, suni kurutucularda tanenin kurutulması veya düz bir zeminde güneş altında koçan veya tanenin kurutulması şeklinde olabilir.
Serende kurutma: mısırda koçanlı muhafaza, tane muhafazasından daha kolay olduğundan serende kurutma ve muhafaza suni kurutucular kadar önemli bir yöntemdir. Serenler kafes tel-ağaç karışımı’ veya tahta olabilirler. Ayrıca sabit veya seyyar olabilirler. Seren; eni 1-1,5 m, yüksekliği 1,5-3 m, boyu ise ürün miktarına göre istenilen uzunlukta olabilir, l m3 serende ortalama 500 kg koçanlı mısır kurutulup, muhafaza edilebilir. Serende muhafaza için koçan kavuzlarının ve püsküllerinin alınması gerekir. Serende koçanlı muhafazada maksimum nem sınırı %30’dur.
Münavebe: Mısır her türlü’ bitki ile münavebeye girer. Münavebe için mükemmel bir bitkidir. Kendisinden sonra ekilen bitkinin verimi genellikle münavebeye giren diğer tahıllara göre daha yüksektir.
MISIR YETİŞTİRİCİLERİNE UYARILAR
• Erken ekim yapmak, iyi ve uygun tohumluk seçmek, çeşide uygun bitki sıklığında yetiştirmek yüksek verim elde etmenin temel şartıdır.
• İkinci ürün ekilişlerinde doğrudan anıza ekim yapan ,,. mibzerlerin kullanılmasıyla zaman kazanılır.;
• Mısır toprakta su göllenmelerine karşı hassas olup, iyi drenajlı, havadar ve orta bünyeli toprakları tercih eder.
• Bitki sıklığının artması tepe püskülü ve koçan püskülü çıkışını engeller. Bu durum tane oranının azalmasına, olgunlaşmanın gecikmesine yol açar.
• Tepe püskülü ve tozlanma döneminde meydana gelecek su açığı, koçanda tane sayısının azalmasına yol açarak büyük ölçüde verim azalışına neden olur.
PATATES
Dikim
Patates, ilkbaharda toprak ısısı 8-10 oC yi bulduğu ve geç donların sona erdiği zaman dikilir.
Dikimde sıra arası 70-75 cm, sıra üzeri 20 –40 cm dir. Dikim derinliği; yüzlek dikimde 2cm, derin dikimde 5 cm dir. Yüzlek dikimlerin üzerine en az 15 cm, derin dikilenlerin üzerine ise 10 cm toprak konularak sırt yapılmalıdır. Sırt yapılma zamanı;
– Dikimden hemen sonra düşük sıcaklık veya toprakta kaymak bağlama durumlarında, çıkış tamamlandığında sırt yapılır.
– Dikim sonrasında yüksek sıcaklık ve kuraklık bekleniyorsa, sırt dikimden hemen sonra yapılır. Dikim el ile ya da makine ile yapılır. Önerilebilcek en uygun dikim yöntemi;
– Tohumluk yumruların karık pulluğu ile açılan karık diplerine yerleştirilmesi,
– Aynı karık pulluğunun sırtlarından geçirilerek karıkların kapatılmasıdır.
Çıkış sonrası bitkiler uygun büyüklüğe ulaştığında aynı karık pulluğu ile boğaz doldurma ve yabancı ot kontrolü de yapılabilir.
Sulu şartlarda ortalama dekara 200-250 kg, kuru şartlarda 150 kg tohumluk yeterlidir.
Bakım işleri
Patates, fazla bakım isteyen bir bitkidir. Çıkıştan önce düzeltilmiş (dişleri yatırılmış) tırmık çekmek faydalıdır. Hem toprak kaymak tabakası bağladıysa kırılmış, hem de yeni çıkmaya başlayan yabancı otlar öldürülmüş olur.
Patates, 3-4 yapraklı olunca yüzlek ve dikkatli bir şekilde ilk çapa yapılır. Bu çapa ile toprak kabartılır, yabancı otlar öldürülür ve nemin korunması sağlanır. Bundan sonra 20’şer gün arayla (gerekirse 3-4 defa) her çapa ile birlikte boğaz doldurma işlemi yapılır.
Gübreleme
Patates çiftlik gübresinden çok hoşlanır. Dekara 1.5-2 ton, eğer toprak çok fakir ise 2.5-3 ton çiftlik gübresi verilirse verim çok artar. Bu miktarlardan fazlası nişasta miktarı ve lezzeti olumsuz etkiler.Üreticilerin topraklarını tahlil ettirmeleri, bunun neticesine göre gübre kullanmaları en iyi yoldur. Eğer toprak tahlili yapılmamışsa saf madde olarak dekara sulu şartlarda 14-16 kg azot, 8-10 kg fosfor, 8-10 kg potasyum verilebilir.
Fosforlu ve potasyumlu gübrenin tamamı ile azotlu gübrenin yarısı Amonyum Sülfat veya Üre olarak dikim için açılan çizilere el ile yeknesak olarak uygulanmalı ve gübrelerin karışımı sağlandıktan sonra dikim yapılıp, sıralar toprakla kapatılmalıdır. Ekim kombine patates mibzeri ile yapılacaksa fosforlu ve potasyumlu gübrelerin tamamı ile azotlu gübrenin yarısı tohumla beraber banda verilmelidir. Azotlu gübrenin ikinci yarısı boğaz doldurma ve ilk sulamadan önce verilmelidir.
Patatesin sulanması
Patates bitkilerinde su ihtiyacı alt yapraklardaki solma ve sararmayla kendini belli eder. Topraktaki nem dikkate alınarak ilk sulama, yumrular fındık büyüklüğüne geldiğinde yapılmalıdır. Hafif topraklarda 15-18, ağır topraklarda 22-25 gün arayla yetiştirme süresince 2-4 sulama yapılır. Hasat ile son sulama arasında 1 haftalık bir zaman bırakılır.
En yaygın sulama yöntemi, karık ile sulamadır. İki karık arası mesafe kumlu topraklarda 60-65cm, ağır topraklarda 70-80 cm dir.
Patatesin en fazla suya ihtiyaç duyduğu devre, çiçeklenmeden 20 gün önce başlayan ve yumru yapmaya başladığı zamana kadar geçen devredir.
Sulama yeterli ve düzenli yapılmadığı taktirde, başta verim kaybı olmak üzere, memeli ve çatlak yumrular, yumru içinde kararmalar ve boşluklar ortaya çıkar.
Patates Hasadı
Patateste hasat zamanının geldiği yaprak ve sapların sararıp kuruduğu, yumruların normal büyüklüğünü alarak bitkiden kolayca ayrıldığı ve kabuğun kalınlaşıp sertleştiğinden anlaşılır. Kabuk tırnakla kolayca soyulmaz. Yumrunun kesiti ıslak değil, koyu bir görünümdedir.
Patatesin hasadında çok dikkatli olmak gerekir. Yumrular kesilip zedelenmemeli, toprakta yumru bırakılmamalıdır. Söküm sırasında toprak yaş olmamalı, tavında bulunmalıdır.
Patates hasadı değişik şekilde yapılır:
– Bel, çatal bel ya da çapa ile patatesler sökülüp el ile toplanır.
– Pullukla sökülüp el ile bitkiden ayrılarak toplanır.
– Tek veya çift sırayı söküp bitkiden ayıran makineler ile de hasat yapılır.
Hasattan sonra yumrular ıslak ise gölgede kurutulur. Hasta, çürük, berelenmiş ve kabuğu soyulmuş olanları ayıklanır. Sonra iri, orta ve küçük boy olmak üzere sınıflandırılarak file çuvallara doldurulur.
Patatesin Depolaması
Patates fazla miktarda su ihtiva eden bir ürün olduğundan iyi bir şekilde depolanmazsa çok zarara uğrar. Yumrular çürür, pörsür, filiz verir ve değerini kaybeder.
Yumrular en iyi şekilde; olgun, zedelenmemiş ve temiz olarak 3-40C sıcaklık, %85-90 nisbi nemde ve solunum sonucu meydana gelen karbondioksit, su ve ısıyı uzaklaştırıp oksijen sağlamak için havalandırma tertibatı iyi olan özel koruma depolarında saklanabilir. Depolamada yığın yüksekliği, yemeklik patateslerde 3-4 metre olabilir. Tohumluk patateslerde ise en fazla 1 metre olmalıdır.
PATLICAN
Patlıcan sıcak iklim sebzesidir. Soğuklardan korkar yetiştirme devrelerinde sıcaklık –1,-2 ° C’ye düştüğünde hemen ölür. Ilık iklimlerde senelik kültür bitkisi olarak yetiştirildiğinden tohum ikliminden itibaren hasat devresi sonuna kadar ürün için normal olarak 15-35 ° C’lerde ortalama altı aylık bir süreye ihtiyaç gösterir. Bölgemizde yağmurlar yetersiz olduğundan bitkinin sulanması gerekmektedir. Toprak İsteği
Toprak hususunda oldukça seçici bir sebzedir. Killi topraklardan katiyen hoşlanmaz bu gibi ağır ve rutubetli topraklarda süratle kök görülür. Derin, yumuşak geçirgen, organik ve besin maddelerince tınlı topraklarda iyi gelişir ve bol ürün verir. Erkencilik düşünüldüğünde ahır gübresi veya yeşil gübreleme ile takviye edilmek şartı ile kumlu topraklar üzerinde de durulabilir.
PATLICAN YETİŞTİRME TEKNİĞİ
>Ekim Nöbeti
Sebzelerden sonra dikilmeli, patlıcan dikilen bir yere en az dört yıl patlıcan dikilmemelidir. Ayrıca baklagillerden sonra yetiştirilebilir. Bölgemizde patlıcanla en iyi ekim nöbetine girebilecek bitkiler pamuk ve buğdaygillerdir. En iyi ekim nöbeti, Buğday + 2.Ürün + Sebze (Patlıcan) uygundur.
Patlıcanda Toprak Hazırlığı
Ön bitkisi hasadından sonra tarla derin olarak sürülmeli, ilkbaharda otları öldürmek amacıyla uygun toprak tavında gobldisk ile ikileme yapılmalıdır. Karık pulluğu ile sıra arası mesafe 100 cm olacak şekilde karıklar açılarak fidelerin dikimine hazır hale getirilmelidir. Sonbaharda toprak işlenmemişse, ilkbaharda toprak mümkün olduğu kadar erken sürülmelidir. Tarlanın toprak kurtları ile bulaşık olduğu biliniyorsa tarla dikilmeden önce ticari gübre ile beraber gereken ilaç verilip tarla ile işlenir.
Patlıcan Ekimi ve Dikimi
Tohum sıcak yastıklara Şubat ayının ilk haftasında ekilir. Serpme veya sıravari olarak metrekareye 5-6 gr üzerinden ekilir. Sıravari ekim en iyi yoldur. Ekimden sonra tohumların üzeri 1 cm kadar kalınlıkta harçla örtülür ve hafifçe bastırılarak süzgeçli kovalarla tohumların bulunduğu kısma inecek kadar çimlenme suyu verilir.Tohumlar çimlenip 7-8 yapraklı olduktan sonra tohumlar Nisan ayının 2. haftasından itibaren 50 cm sıra üzeri 100 cm sıra arası ile esas yerine fideler aynı günde dikilmeye dikkat edilerek dikilir. Dikimden hemen sonra can suyu verilir.
Patlıcan Gübrelemesi
Patlıcanlar gübreyi çok sever. Patlıcan yetiştirilecek toprağın dikimden önce dekara 4-6 ton hesabı ile iyi vasıflı, yanmış ahır gübresi ve yardımcı olarak dekara fosforlu ve azotlu gübrenin yarısı dikim esnasında, azotlu gübrenin ikinci yarısı ise ilk sulamadan önce verilmelidir.Azotlu gübre olarak 21 kg/da N,Fosforlu gübre 10 kg/da P2O5 saf olarak verilmelidir.
Patlıcan Sulaması
Patlıcan yetiştiriciliğinde pratik bir kaide olarak ilk can suyundan sonra hava durumuna göre 15-20 gün müddetle su verilmez. Bundan sonra lüzum görülürse bolca su verilir. Çiçeklenme devresinde yersiz sulamadan kaçınılmalıdır. Bitkiler üzerinde ilk meyveler görülmeye başladıktan sonra bitkinin durumuna göre belli periyotlarla su vermek ve bilhassa hasat devresine girildikten sonra her toplanmanın ardından sulama ihmal edilmemelidir. Sulama karık usulü ile yapılmalıdır. Patlıcan yetişme devresinde 7-8 günde bir sulanması gerekir. Aksi taktirde gelişme yavaşlar mahsul azalır ve meyvelerde acılık başlar.
Patlıcan Bakımı
Patlıcanda bakım işleri: Çapa, sulama hastalık ve zararlılarına karşı gerekli tedbirleri almaktadır. Fideler esas yerlerinde gelişmeye başladığı andan itibaren takriben 2 hafta sonra 1. çapa yapılır birinci çapadan 2-3 hafta sonra 2. çapa yapılır. Yabancı otlar yok edilir. Kaymak tabakası kırılır. Toprağı havalandırmak ve rutubeti korumak maksadıyla sıra aralarında birkaç defa çapa yapmak faydalıdır
SOĞAN
Yetiştirme tekniği
Ekim Nöbeti
Soğan yetiştirilecek arazide eğer önceden baklagillerden birinin tarımı yapılmışsa, arazide soğandan gayet iyi sonuç alınır.
Soğanın aynı yere arka arkaya kesinlikle ekilmemesi ve ancak en az üç yılda bir aynı yere soğan ekilmesi tavsiye edilebilir.
Çeşit
Çeşit ayrımında önemli rol oynayan şekil faktörü bakımından dünya pazarlarında en fazla arananlar yuvarlak ve yuvarlağa yakın şekilli olanlardır. Tohumluk, yetiştirme tekniği ve bakım şartları elverişli olduğu taktirde çeşitlerin soğan iriliğine göre dekardan 750-3000kg arasında ürün alınabilir.
Toprak Hazırlığı
Ekimden veya dikimden bir ay önce toprak durumuna göre 1-2 defa pullukla ve tam tavında iken sürülmelidir. Keseklerin ufalanması ve toprak yüzünde bulunan çeşitli bitki artıklarının temizlenmesi amacıyla tırmıklama yapılır ve böylece arazi tesviyesi de yapılmış olur. Soğan yumru bitki olduğundan ve toprak altında geliştiğinden toprağı bastıran ve sıkıştıran merdane, freze gibi aletlerle arazi sürülmemeli, arazi gevşek ve süngerimsi bir hale getirilerek ekim ve dikime hazır hale getirilmelidir.
Ekim
Soğan elde etmek için genellikle iki ekim veya dikim yöntemi uygulanır.
a) Tohumun doğrudan doğruya tarlaya ekilmek suretiyle başsoğan yetiştirilmesi,
Tohumdan başsoğan elde etmek için 30’ar cm ara ile açılan çizgilere soğan tohumları mibzerle ekilir. Seyreltme yapılacağı düşünülerek bolca tohum atılır. Tohumlar çimlenip fideler toprak yüzünde yetişmeye başladığı ilk 15 gün içinde yabancı otları temizlemek ve toprağı kabartmak amacı ile birinci çapa, bundan 3-4 hafta sonra da ikinci çapa yapılır ve ikinci çapa ile birlikte sıra üzerinde bitkiler arasında çeşidin iriliğine göre 6-10 cm mesafe bırakılacak şekilde seyreltme yapılır. Dekara ortalama olarak 2 kg tohum atılmalıdır. Tohum ekim zamanı, çeşidin erkencilik yeteneğine ve bölgenin ekolojik şartlarına göre tesbit edilir. Bununla birlikte genellikle tohumlar şubat ve mart aylarında ekilmekte ve mevcut şartlara göre temmuz ve eylül ayları arasında hasat olgunluğuna varmaktadır.
b) Önce tohumlardan arpacık denilen küçük soğanların elde edilerek bunların tarlaya dikilmesi suretiyle başsoğan yetiştirilmesi.
Arpacık soğanı yetiştirmek için genellikle 1.20-1.5 m. genişliğinde ve 3-5 m. uzunluğunda, zeminden 15-20 cm yükseklikte, tahta adı verilen geniş masuralar hazırlanır. Tohumlar metrekareye 5 gram hesabı ile tahtalar üzerine sıravari veya serpme suretiyle ekilir. Ekim,iklim ve toprak şartları ve yılın gidişine göre Şubat-Nisan ayları arasında yapılır. Ekimden sonra tohumların üzerine ya ince bir tabaka halinde “harç” örtülür veya bir tırmık vasıtasıyla tohumlar toprak içerisine aktarılarak hafifçe bastırılır. Sonra süzgeçli kovalarla yeteri kadar sulanır. Tohumlar 10-15 gün içerisinde çimlenerek toprak yüzeyine çıkarlar.Uygun koşullarda, ekimden 5-6 ay sonra arpacıklar olgunlaşır
Soğanda gübreleme
Soğan yetiştirilecek arazi humus ve organik maddece fakir ise ; dekara 3-4 ton arasında bir önceki sonbahara veya ilkbahar başlarında uygulanmalıdır. Ayrıca siltli, tınlı ve killi tınlı topraklarda önce ahır gübresi vermek şartıyla tamamlayıcı gübre olarak da dekara saf olarak 6-7 kg azot ile 6-7 kg fosfor verilmelidir. Ahır gübresi verilmediği durumlarda bu miktarlar azot ve fosfor için 9-10 kg olmalıdır.
soğan Sulaması
Soğanlar yüzeysel köklü bir bitkidir. Köklerin çoğu toprağın 40-50 cm derinliğinde bulunur. Soğanlar devamlı rutubetli bir toprakta yetiştiriliyorsa, bu gibi durumlarda fazla sulama zararlı olur.
Ayrıca uzun süre dayanıklılıklarını korumaları zorlaşır. Soğan en çok, baş bağlamadan olgunlaşmaya kadar geçen sürede suya ihtiyaç duyar. Bu kritik devrede soğanlar, tam olgunluğa varıncaya kadar haftada bir kez sulanmalıdır. İki sulama arasındaki süre; toprak bünye ve iklim şartlarına bağlı olarak az çok hafif değişiklikler gösterebilir. Olgunluk devresinde sulama kesilir ve mümkün olduğunca . toprağın çabuk kuruması sağlanmalıdır. Soğanlar masura sisteminde yetiştiriliyorsa karık usulü, eğer düzde yetiştirme yapılıyorsa o taktirde yağmurlama usulü sulama yapılır.
soğan Bakımı
Toprak tavında iken dikilmiş arpacıklar bir hafta içinde sürmeye başlayarak toprak yüzüne çıkarlar. Dikimden itibaren 1.5-2 ay sonra toprak üstü kısımları 10-15 cm boylanınca ot alma ve toprağı kabartma amacı ile birinci çapa yapılır. Bu arada özellikle tohum ile yetiştirmede; sıra üzerine tohumlar başlarının rahatlıkla gelişebileceği uygun mesafelerden, daha sık ekilmişse, fideler arasında çeşidin iriliğine göre 8-10 cm kadar mesafe bırakılacak şekilde seyreltme yapılmalıdır. Bitkilerin gelişme durumuna göre, birinci çapadan 2-4 hafta sonra da ikinci çapa yapılmalıdır.
Soğan Hasadı Harmanı ve Depolanması
Ülkemizde soğan hasadı genellikle başları teker teker elle tutulup çekmek suretiyle veya zedelemeden çapa ile yapılmalıdır. El, çapa veya hasat makinaları ile olsun topraktan çıkarılan soğanlar,havanın yağışsız olması koşuluyla başların istenilen kıvamda kurumasını sağlamak amacıyla 4-5 gün süreyle tarlada serili olarak bırakmak gerekir.
Daha sonra daneler halinde saklanacak veya piyasaya çıkarılacak soğanlar için keskin bir çakı ile saplar kesilir. Saplar baştan 1-2 cm kadar uzaklıktan kesilmelidir. Sonra soğanlar çuvallara doldurulur ve muhafaza edilecek olanlar ambara nakledilir.
Hemen piyasaya çıkarılacak çeşitlerden ziyade uzunca süre muhafaza edilecek kışlık soğanların muhafazasında sıcaklık, nisbi rutubet ve havalandırma faktörlerinin uygun nisbetlerde bulunması gerekir. Ayrıca yığın halinde yapılacak muhafazalarda pek yüksek yığınlar halinde bırakılmaması gerekir. Yapılan denemelere göre en fazla 1 metre kadar yükseklikte yapılacak yığınlarda, ara sıra tahta küreklerle başları zedelenmeden aktarma yapmak suretiyle soğanlar uzun süre rahatlıkla korunabilmektedir. Soğan muhafazasında ikinci bir sistemde bir kısım yabancı ülkelerle ülkemizde tatbik edilen dizi veya saç örgüsü sistemidir. Bu sistem de hasattan sonra soğanların sapları kesilmeden başlar saç örgüsü şeklinde birbirine saldırılarak muntazam diziler yapılır.Arpacıkların hasada geldikleri, yapraklarının sararmasından kolayca anlaşılır. Bu hale gelmişi arpacıklar uçları küt çepin veya bahçıvanlar arasında tırtıl denilen kısa saplı özel çapalarla topraktan çıkarılır. Topraktan çıkarılan arpacıklar havanın yağışsız olması koşulu ile 2-3 gün süre ile güneşlenmek üzere toprak yüzünde serili olarak bırakılır. Bundan sonra başa fazla yakın olmamak koşuluyla yaklaşık 1-2 cm üzerinde sapları kesilerek çuval veya torbalara konur ve ambarlarda dikim zamanına kadar muhafaza edilir. Çeşit, toprak ve bakım şartlarının uygunluğu oranında dekardan 500-1500 kg arasında arpacık elde edilir. Başsoğan elde etmede kullanılan arpacıklar erkek ve dişi olarak iki guruba ayrılır. Erkek arpacıklar genellikle taze yeşil soğan üretiminde kullanılır. Yuvarlakça şekilli olanlar ise büyük bir çoğunlukla dişi arpacık olarak kabul edilir. Dişi arpacıklar başsoğan yetiştirilmesinde kullanılır.
Toprak analizi ve ekim nöbeti planına göre uygun olarak gübrelenmiş ve birkaç defa sürüldükten sonra tesviye edilerek hazırlanmış yerlere arpacıklar aşağıdaki şu usulle dikilir.
Toprak üzerinde çift sıralı dikim için 30-40 cm genişliğinde ve zeminden 10-15 cm yükseklikte masuralar hazırlanır. Arpacıklar masuraların boyun noktalarına sıra üzeri 10 cm mesafeden dikilir.
Zeminden 10-15 cm yükseklikte 1.20 m genişlik ve 10-15 m uzunluğunda hazırlanan ve tahta denilen genişlik masuralar üzerinde 25-30 cm ara ile 3-4 cm derinlikte açılan çizilere sıra üzerinde 10 cm mesafe ile dikilir.
Eğer arazi yağmurlama sulama sistemiyle sulanacaksa, masura veya tahta için masraf ve emeğe girişmeden tesviye edilmiş toprak üzerine 30-40 cm ara ile açılan 3-4 cm derinlikteki çiziler üzerinde 10 cm ara ile elle veya özel mibzerler ile arpacıklar dikilir.
PIRASA
Toprak İsteği
Pırasalar her toprakta yetiştirebilmekle beraber nemli,humuslu ve besin maddelerince zengin tınlı-killi topraklar idealdir.Topraktaki humusun artması kaliteyi yükseltir.Toprak PH sı 6-6,5 civarında olmalıdır.Pırasa yetiştiriciliğinde asitli topraklardan kaçınılmalıdır.Toprakta besin maddeleri açısından azot eksik olmamalıdır.
SONBAHAR SÜRÜMÜ
Tarla sonbaharda derince sürülüp ilkbahara kadar kesekli bırakılır.Dikimden önce toprak tavında iken 20 cm derinlikte pullukla tekrar sürülür.Diskaro geçirilerek, tırmıkla düzeltilir.
GÜBRELEME
Toprağın yapısına ve içerdikleri besin maddelerine göre değişmekle beraber sonbaharda derin sürümden önce dekara 2,5 -3 ton yanmış ahır gübresi verilmelidir.
SENTETİK GÜBRE
Gübrelemeden önce toprak tahlilleri yaptırmak ve bu sonuçlara göre gübreleme yapmak gerekir.
GÜBRELEME ZAMANI
Süper fosfatın tamamı dikimden önceki toprak sürümünde pulluk altına verilmelidir.Potasyum sülfatın tamamı ile azotlu gübrenin 1/3ü amonyum sülfat olarak dikim ile birlikte verilmelidir.Azotlu gübrenin 1/3 ü amonyum nitrat olarak dikimden 2 ay sonra , kalan 1/3 lük kısmı ise yine amonyum nitrat olarak ikinci gübrelemeden bir ay sonra uygulanmalıdır.
MÜNAVEBE
Pırasa dikilecek tarlada 4-5 yıl aynı familyaya ait soğan , sarımsak ve pırasa yetiştiriciliği yapılmamış olmalıdır.Aksi taktirde o familyaya ait hastalık ve zararlıların toprağa yerleşmesi ve hep aynı besin maddelerinin tüketilmesi, toprağın bu yönden zayıflamasına neden olmaktadır.
FİDE İLE ÜRETİLİR.
Pırasa üretimi tarlaya doğrudan tohum ekimi ve fideden yetiştiricilik şeklinde yapılır.Ancak fide ile üretim en geçerli olan yetiştirme yöntemidir.
TOHUM EKİM ZAMANI
Fide ile yetiştiricilikte pırasa tohumları mart-mayıs ayları arasında soğuk yastıklarda 5 cm ara ile açılan çizilerin üzerine metrekareye 8-10 g olacak şekilde sıkça ekilmelidir.Tohum ekiminden sonra tohumların üzerine 1 cm kalınlığında harçtan kapak atılır, bastırılır ve ince süzgeçli kova ile yeterince sulanır.Bu sulama aynı zamanda tohumların çimlenmesi için gerekli rutubeti sağlayacaktır.Normal şartlarda pırasa tohumları 10-12 gün içinde çimlenirler.
SEYRELTME VE YABANCI OT MÜCADELESİ
Fidelikte; seyreltme,yabancıot mücadelesi ve sulama işlerine devam edilir.Fideler, tohum ekiminden 10-12 hafta sonra kurşun kalem (0,8-1 cm) kalınlığında ve 17-20 cm boyunda olurlar.Bu dikim için uygun bir büyüklüktür.Fidelerin yastıktan kolayca sökülebilmesi için yastıklar bir akşam önceden sulanmalıdır.
KÖK VE YAPRAK BUDAMASI
Pırasa kökleri tarlada hazırlanan tahta ve masuralar üzerine sıra arası 30 cm , sıra üzeri 15 cm olacak şekilde açılan çukurlara dikilir.Dikimden önce , dikim kolaylığı sağlamak amacıyla kök ve yaprakların 1/3 ü kesilerek budama yapılmalıdır.Fide dikimi, haziran-ağustos ayları arasında yapılır ve dikimden sonra bolca can suyu verilir.Dönüme 20.000. civarında fide dikilir.
DOĞRUDAN TOHUM EKİMİ
Doğrudan tohum ekiminde hazırlanan tahta veya masuralar üzerinde 30 cm aralıklarla hazırlanan sıralara 1-2 cm derinliğe tohum ekimi elle veya makine ile yapılmalıdır.Daha sonra tarlada fideler 15 cm sıra üzeri mesafe bırakılarak seyreltilir.
SU LAMA VE ÇAPALAMA İŞLEMLERİ
İlk can suyundan 3-4 gün sonra mutlaka ikinci bir sulama yapılmalıdır.İkinci sulamadan 10 gün kadar sonra yağmur yağmadığı taktirde üçüncü bir sulama ve hava şartlarına göre bütün gelişme süresince 1-2 hafta ara ile sulama yapmak pırasanın istenilen şekilde gelişmesi için şarttır.Sulamalardan sonra toprağı havalandırmak ve yabancı ot mücadelesi için çapa yapılması,tarladaki bakım işleri arasında sayılabilir.
YABANCI OT MÜCADELESİ
Pırasada yabancı ot kontrolü çok önemlidir.Pırasa küçük bir bitki halinde iken yabani otlarla rekabet edemez,Bu kontrol yabancı otlar yolunarak yada çapalanarak yapılır.
GÖVDE BEYAZ OLMALIDIR
Pırasada beyaz kısmın uzun olması aranan bir özelliktir.Bu bir çeşit özelliği olmakla birlikte yetiştirme esnasında gövdenin tabandan itibaren toprakla örtülmesi ile bu uzunluğu bir miktar arttırmak mümkündür.Bu amaçla yaz sonu, erken sonbaharda pırasaların gövdeleri toprakla örtülüp beyaz kısmın uzunluğu arttırılabilir.
VERİM
Pırasalarda hasat , çeşitlere göre değişmekle beraber gövde kalınlığı 2,5-3,5 cm olduğu zaman yapılmalıdır.Genelde geniş alanda hasat 1-2 kez , bahçe sebzeciliğinde ise 5-6 kez yapılır.Pırasanın verimi çeşitlere göre farklılık göstermekle beraber dekara 2-5 ton arasında değişmektedir.Pırasalar , piyasaya yıkanmış, temizlenmiş, kökleri kısaltılmış,yaprakların 1/3 ü kesilmiş olarak 10-15 kg lık demetler halinde gönderilir.
KALİTE SINIFLAMASI
Pırasaların yenebilir kısmın uzunluğu , beyaz kısmın uzunluğu ve soğan başı oluşturup oluşturmama gibi özellikler kalite unsurları içinde yer almaktadır.
Türk standartlarına göre birinci sınıf pırasalarda beyaz kısım tüm uzunluğun en az üçte biri veya yenilebilir kısmın en az yarısı kadar uzunlukta olmalıdır.
İkinci sınıf pırasalarda ise tolerans arttırılarak beyaz kısım, tüm uzunluğun en az dörtte biri veya yenilebilir kısmın en az üçte biri uzunlukta olması gerekmektedir.
Pırasalarda en az bulunması gereken çap ise 1 cm olarak belirlenmiştir.
ÇİLEK
İklim isteği
Çilek dünya üzerinde birbirinden çok farklı bölgelerde ve ekolojik şartlarda yetiştirilebilmektedir. Yıllık yağış 250 mm olan çöl alanlarında sulamak suretiyle, 3500 m yükseklikteki alanlarda, soğukların -45 oC’lere kadar düştüğü yerlerin yanında, yarı tropik yerlerde; yaz aylarında kuzey kutbuna yakın yerlerdeki devamlı aydınlık bölgelerden, 12 saatlik aydınlanmaya sahip Ekvatordaki bölgelere kadar birbirinden farklı çok ekstrem yerlerde yetişebilmektedir.
Çilek Çoğaltma Metodları
Çilek fidelerinin üretimi 5 yolla yapılmaktadır. Bunlar tohumdan , kollardan, toprakaltı gövdesini ayırarak, yaprak çeşitlerinden ve doku kültürleri yolu ile fide elde edilebilmektedir.
Tohumdan fide elde edilmesi pratikte fazla kullanılmaz. Daha çok ıslah amacı için kullanılır. Kollardan fide elde edilmesi, bir çilek bitkisinin boğaz kısmındaki yaprak koltuklarından çıkan kollardan (stolon) elde edilir. Bu kollar toprak yüzüne yatık olarak büyüyen ve boğumlarının her birinde yeni bir bitki meydana getiren özelleşmiş bir gövdedir. Yaprak koltuklarından çıkan kolların boğumlarında bitkicikler oluşurlar ve bu boğumların toprağa değdiği yerde bu bitkicikler çok kolaylıkla yeni kökler meydana getirerek, ana fideye benzer yeni fideler elde edilmesini sağlar.
Toprakaltı gövdesini ayırarak fide elde edilmesi, bir kaç gövdeden oluşan çileğin ana gövdesinden bu gövdeleri ayırmak suretiyle olur. Her ana bitkiden 4-5 fide elde etmek mümkündür.
Bitkilerin süratle çoğaltılması gerekiyorsa yaprak çeliklerinden fide elde edilmesi yöntem kullanılır. Genç ve orta yaşlı yapraklar, yaprak kınları ile alınıp 2 cm kadar iki yerden çizilerek dikilir. Yaprak çelikleri tarladan alındıktan sonra ıslak çuvallara sarılarak seraya getirilmeli ve dikimden evvel su içerisinde muhafaza edilmelidir.
Doku kültürü yolu ile fide elde edilmesi ise, hücre, doku veya organların bitkilerden ayrılarak yapay bir besin ortamı üzerinde steril şartlarda yetiştirilmesidir.
Çilek bahçesi tesis edilecek yerin toprağı önce bol hayvan gübresi ile gübrelenmeli ve derince sürülmelidir. Hayvan gübresi yoksa yeşil gübre uygulanmalıdır. Dekara 2-4 ton yanmış ahır gübresi uygulanabilir. Ahır gübresindeki sap ve samanların kolayca çürümesi için dekara 40-50 kg Amonyum sülfat veya amonyum nitrat ilave edilmelidir. Sürümden sonra sıkıştırmayan bir merdane ile bastırılmalıdır. Aynı yerde tekrar çilek dikimi yapılacaksa o zaman toprakta fümigasyon yapılmalıdır.
3.3.2 Dikim Zamanı
Dikim için hazırlanmış parsellere, daha önceki bölümlerde belirtildiği şekilde çoğaltılmış çilek fideleri getirildiğinde dikim için tüm hazırlıklar tamamlanmış olur.
Çilek yetiştiriciliğinde erken ürün elde etmenin yanında geç ürün elde etmede oldukça önemlidir. Fide dikimi kış, ilkbahar ve yaz dikimi olmak üzere üç şekilde yapılabilmektedir. Sonbaharda, soğuklama olmadan dikim yapılan bitkilerde en uygun kış dikim tarihlerinin Kasım-Aralık ayı olduğu; yaz dikiminin ise dinlenmeye giren, hava şartlarına bağlı olarak sonbaharda sökülüp, soğuk depolarda soğuklatılarak saklanan “Fide bitki” olarak adlandırılan fidelerle yapılır. Bölgemiz için çilek yetiştiriciliğinde ilkbahar ve yaz dikimi uygulamaları daha başarılı bulunmuştur. İlkbahar dikimi nisan ayının son iki haftasında, yaz dikimi ise Temmuz ayının son haftasında yapılır.
Ayrıca Cruz çeşidinin öteki çeşitlere göre daha erkenci olduğu belirlenirken yaz ve ilkbahar dikimlerinin, kış dikiminden daha erken ürün verdikleri saptanmıştır.
3.3.3 Fidelerin Dikimi
Bitkiler plastik torbalar içerisinde değillerse, köklerini nemli tutmalı, fakat asla ıslak bir ortamda bırakmamalıdır. Yapraklar su içinde tutulmamalı, bitkiler araziye ıslak çuvallarla kaplanmış sepetlerle gFideler dikilirken kök boğazı kısmı (taç gövdesinin orta noktası) toprak yüzeyi ile aynı seviyede olmalıdır. Fidelerin çok derin veya kökleri açıkta kalacak şekilde yüzlek dikilmeleri zararlıdır.
Dikim için sökülen fidelerin uzun kökleri varsa dikimden önce 8-10 cm’den kesilmelidir.
Fidelerde fazla yaprak varsa bitki üzerinde genç olanlarında 2-3 adeti bırakılarak diğerlerini yaprak saplarından uzaklaştırmak tutum oranını artırır.
Küçük alanlarda yapılan dikimlerde sadece iki kişi bir bel yardımı ile dikimi rahatlıkla yapabilir. Bunların birisi bel ile çukur açar, diğeri fideyi çukura yerleştirir. Bel kullanan kişi, çukurun hemen yanında beli tekrar köklerin üzerine doğru bastırır ve kök bölgesini toprak ile iyice sıkıştırır. Burada dikkat edilecek husus kök bölgesinde bir hava boşluğunun kalmasıdır. Bu nedenle fide diken kişi, elleriyle veya ayağı ile fidenin etrafındaki toprağı bastırarak sıkıştırması gerekir.
3.3.4 Çilek Dikim Sistemleri
Çilek fideleri çeşitli sistemlerde dikilebilir.
a. Düz arazi üzerine dikim : Burada fideler değişik aralık ve mesafelerde sıralar halinde dikilir. Uzun meyve saplı çeşitlerde meyvelerin toprağa temas edip kirlenmemesi için toprak yüzüne çavdar veya buğday sapı serilir. Bu sistemde sulamanın yağmurlama ile yapılması daha uygundur.
- Sedde üzerine dikim : En uygun dikim şeklidir. Çilek dikilecek tarlanın yüzü düzeltilir, karık açma pulluğu ile karıklar açılır. Karıklar arasında kalan sedde kısmının üzeri iyice düzeltilir, karık kenarları sıkıca bastırılarak sulama sırasında seddelerin bozulması önlenir. Çift sıra dikimlerde seddeler arası 100-120 cm tek sıralı dikimlerde ise 50-60 cm olabilir.
- Ocakvari dikim : Toprak iyice işlendikten sonra çeşitli aralık ve mesafelerle hafif tümsekler yapılır ve fideler bu tümseklere ocak sisteminde dikilirler.
- Plastik örtüler üzerinde dikim : Sedde usulü dikimin aynısıdır. Yalnız burada seddelerin üzeri plastik örtülerle kaplıdır. Plastiğin serilmesi için önce seddelerin üstü temizlenip düzlenerek hafifçe bastırılmalıdır. Süzgeçli kovalarla sulandıktan sonra seddelerin üstü plastikle kaplanır. Karık tabanlarına tel veya ince plastik örtüler sıkıca tutturulur, plastiğin üzerinde fidelerin dikileceği yerler işaretlenerek yuvarlakça kesilir ve plantuvar yardımı ile toprağa dikilir. Bu suretle bitkinin kökleri toprakta plastik örtünün altında yaprak çiçek ve meyveleri plastik örtünün üstünde büyür ve gelişir, sulama yapılırken yaprak ve meyveler ıslanmaz, hastalıksız, çamursuz ve kusursuz meyveler elde edilir.
Plastik örtünün çok önemli bir faydası da, siyah plastik kullanılırsa, güneş ışığını geçirmediğinden örtünün altında yabani otların gelişmemesidir. Bu suretle yabancı ot mücadelesi kolaylaymış olur. Plastik örtünün diğer bir yararı da güneş ışınlarını toplaması ve bitkiye uygun daha sıcak bir ortam yaratmasıdır. Bu suretle plastik örtü üzerinde yetiştirilen çilekler, örtüsüz olarak yetiştirilenlerden bir hafta kadar daha önce açar, meyvelerini erken olgunlaştırır ve daha fazla ürün verir. Ancak plastiğin pahalı olması nedeniyle maliyet hesaplarının iyi yapılması, karlı oluyorsa kullanılması tavsiye edilir.
3.3.5 Fide Dikim Aralığı
Çilek bitkilerinin dikim aralıkları, dikim şekillerine toprak karakterlerine, çilek çeşidi, gübreleme ve sulama durumuna göre değişmektedir. Bir çilek bitkisi dikildiği yerde bir kaç yıl arka arkaya kalabileceği için bitkinin yararlanabileceği toprak alanını iyi hesap etmek gerekir. Çilek tarımının elle veya makina ile yapılması da verilecek aralık ve mesafeye etki eder.
Bölgede, yapılan çalışmalara göre, bitkiler; 60 cm genişliğinde-30 cm yüksekliğinde hazırlanan seddelere sıra arası ve üzeri 30 x 30 cm olacak şekilde üçgen dikim sistemine göre dikimleri yapılabilir.
Toprak İşlemesi
Çilek bahçelerinde toprak işlemesi; dikimden hemen sonra yabancı otların temizlenmesi sulamadan sonra çapalama, gübrelemeden sonra gübrenin toprağa karıştırılması işlemlerinden ibarettir. Bahçenin bakımındaki en önemli iş yabancı otların temizlenmesidir. İlkbaharda yabancı otlar köklerinden sökülmeli ve bahçe temizlenmelidir. Tesisin ilk yılında genç fidelerin zarar görmemesi için çapa çok itinalı yapılmalıdır. Ot temizleme işlemi küçük alanlarda genellikle bağ bıçkılarıyla veya elle yapılır. Daha ileri safhalarda çapa yardımı ile otlar alınır. Yabancı otla mücadele için tesisten evvel derin bir işleme veya toprağı iyice işlemeyi gerektiren bir çapa bitkisi veya yeşil gübre bitkileri ekilmelidir. Yabancı ot gelişmesini engellemenin en iyi yollarından birisi de seddelerin (tahta) üzerlerinin siyah plastikle kaplanmasıdır.
Yabancı otlarla mücadelede Venzar, Tenoran, Betanal, Gesatop (Simazin) ve Gramoxone gibi ilaçlar kullanılabilir.
3.4.2 Gübreleme
Organik maddeleri zengin topraklarda gübreleme genellikle önemli artışlar sağlamaz. Ancak diğer topraklarda gübreleme yapılmasında fayda vardır. Ayrıca gübreler meyve iriliğini artırmakta, bu da çoğu kez meyve kalitesini düşürmektedir. Azotlu gübrenin çiçek tomurcuğu oluşumundan evvel verilmesi, alınacak ürün miktarını artırmakta ancak, vejetatif gelişmenin durmasına kadar büyümeyi teşvik etmektedir. Azot vermenin en büyük etkisi ilkbaharda ve yazın yaprak ve stolon gelişmesi üzerine olmaktadır. Fide yetiştiriciliğinde stolon sayısını, dolayısıyla genç bitki sayısını artırmak için çilek bitkilerine haziran ve temmuz aylarında azotlu gübre verilmelidir.
Çileklerde 8-10 kg/da saf azot verilmesi uygundur. Azotun hepsini birden sonbaharda vermek sadece siyah örtü üzerinde yapılan yetiştiricilikte tavsiye edilir. Diğer şekilde ise azotu iki seferde vermek de mümkündür. Bu durumda şubat – mart aylarında verilebilir.
Sulama
Çilek meyve oluşumunda olgunlaşmaya kadar geçen dönemde suya karşı hassastır. Sulama, meyve iriliği ve kalitesi ile o yılki ürün ortalamasına etki eder.
Dikim zamanında fidelerin çabuk ve sağlıklı büyümesi için sulamaya dikkat etmek gerekir. Çiçeklenme sırasında yağmur yağması arzu edilmez, yağış hem tozlanmayı engeller hem de meyve olgunlaşmaya başladıktan sonra yağarsa meyve yumuşar, leke yapar ve çürümeyi kolaylaştırır. Yağmurlama sulama ve yağış ile toprağın sıçrayarak meyvelere zarar vermemesi için sıralar arasına ve bitkilerin altına değişik malç malzemesi serilebilir.
Sulama dikim sistemlerine göre değişik metodlarla yapılabilir. Bunlar karık, yağmurlama ve damla sulama yöntemleridir. Karık sulamada, karıklara verilerek su taşarak sedde üzerindeki bitkilerle temas etmemelidir. Plastik örtülerle kaplanmış çileklerle karık sulama başarı ile uygulanabilir. Düz arazilerde ve ocakvari dikilmiş çileklerde ise damla sulama daha uygundur. Ayrıca çiçeklenme zamanı dikkatli olunarak yağmurlama sulama metodu da uygulanabilir.
Bölgemizin sıcak, kurak ve nisbi nemin düşük olduğu göz önüne alınırsa çilek özellikle ilkbahar ve yaz aylarında mutlaka sulanmalıdır. Dikimi tamamlanan çileklere can suyu verilerek köklenmeleri sağlanır ve metodu seçildikten sonra gerektiğinde sulama yapılır. Kışı bu şekilde geçiren bitkiler ilkbahar ve yaz aylarında sulanır. Bu nedenle karık sulamada ilkbaharda yağış olmadığı durumlarda haftada bir sulama yapılmalıdır. Damla sulama günlük buharlaşmaya bağlı olarak düşük debi ve su miktarlarında günlük sulama yapılabileceği gibi 3-4 günde bir de sulama yapılır. Hasat bittikten sonra belirtilen sulama aralığı genişletilmelidir.
3.4.4 Mücadele
Çiçeklerde rastlanan en fazla yaprak hastalıkları kırmızı leke hastalığı, beyaz leke hastalığı, çilek mildiyösü ve solgunluk sayılabilir. Meyve çürüklük ve hastalıkları olarak Botrytis (esmer çürüklük) en yaygın olanıdır. Kök zararlıları olarak nematod ve dana burnu başta gelir.
Hastalık ve zararlılarla mücadele çilek meyveleri toplandıktan sonra yapılmalı, daha önce yapılması zorunluluğu varsa, ilaçlamadan sonra en az 4-5 gün çilek toplanmamalıdır.
Kök boğazı ve yapraklara musallat olan zararlı ve hastalıklarla mücadele için, hasattan sonra çilek bitkilerinin tepeleri kesilmeli yeni yaprakları alınmalıdır. Yaprakların kesilip toplanarak yakılması bu hastalık ve zararlıların yayılmasını kısmen önler.
3.4.6 Çileklerin Dondan Korunması
Kışın sıcaklığı 8-10 oC’nin altına düşen yerlerde, çilek bahçelerinin soğuktan zarar görmemesi için korunması gerekir. Bunun için en pratik yol, çilek sıralarının arası ve üzeri, buğday, çavdar sapı ve samanı ile yaklaşık 5-10 cm kalınlığında örtülür. İlkbaharda yeni yaprak gelişmesinin başlaması ile birlikte bitkilerin üzerindeki malç kaldırılmalıdır. Dondan korumak için sisleme ve yağmurlama sulamada kullanılabilir.
3.4.7 Bahçelerinin Yenilenmesi
Bir çilek bahçesinden 2-3 yıl, hatta daha fazla süre ürün almak mümkündür. Verimden düşmüş çilek bahçesinin yenilenmesi bir kaç şekilde yapılır.
Sıraları daraltmak: Bu usulde birinci yıl ürünü alındıktan sonra sıraların bir veya iki kenarından bir çapa pulluğu geçirilerek bir kısım ana bitkilerle onlardan oluşmuş kollar seçilmiş olur.
Sıra üzerinde seyreltme: Sıra üzerinde çok sıklaşmış olan kolları ve ana bitkileri seyreltmektir. Seyreltme ile çok yaşlanmış, kurumuş bitkilerde çok sıklaşmış olan kollar çıkarılır.
Tamamen söküp yenileme: İyi bir bakımla 3 yıl ürün alınabilir. Ancak bir ürün alındıktan sonra da bahçeler tamamen bozulabilir. Yeni fideler yardımı ile dikim yapılarak bahçe yenilenmiş olur.
PANCAR
Kışlık sebzelerden olan lahana; değişik tüketim alanlarına sahiptir. Birim alandan alınan yüksek verimi ile çiftçi tarafından tercih edilen lahana vitamin, karbonhidrat, protein ve yağ bakımından zengin bir sebzedir.
YETİŞTİRME İSTEKLERİ:
İklim İsteği:
Serin iklim sebzesi olan lahana memleketimizde sonbahar ve ilkbahar arasında kış sebzesi olarak tüketilir. Hasadı ise genellikle sonbahar erken donları başlamadan yapılır. Lahana yetiştiriciliği için en uygun sıcaklık 15-21 C derece arasıdır. 15 C derecenin altında ve 21 C derecenin üstünde gelişme oldukça yavaşlar. –2 , -3 C derece ve altındaki sıcaklıklarda fideler zarar görür. Baş bağlama devresinde fazla olmayan düşük sıcaklıklara dayanıklıdırlar. Tohum çimlenme sıcaklığı 8-11 C derecedir.
TOPRAK İSTEKLERİ
Lahana; organik maddece zengin, killi-tınlı ve milli topraklarda bol ürün verir. Erken ürün almak için kumlu, kumlu-tınlı topraklar tavsiye edilir.Lahana yetiştiriciliği iki bölümden oluşur:
1- Lahana fidelerinin yetiştirilmesi,
2- Fidelerin esas yerlerine dikilmesi ve gelişmesi.
1-Lahana Fidelerinin Yetiştirilmesi
Bu amaçla hazırlanan soğuk yastıklara lahana tohumları metrekareye 5 gr. hesabıyla serpme olarak Şubat-Mart aylarında serpme veya sıraya ekilir. 1000 adet bitki için 8-10 gr., 1 dekar için 20-50 gr. tohum gerekir. Bu amaçla 20-30 m2’lik bir yastık yeterlidir. Atılan tohum üzerine 1-2 cm kalınlığında harç konur, hafifçe bastırılır ve sulanır.
Fide yetiştirirken sıcaklık 12 C derecenin altına düşmemelidir. Yastığa sık ekim yapılmamalıdır. Çimlenme 10 C derecede 15 gün içinde, 20 C derecenin üzerindeki sıcaklıklarda 1 haftada meydana gelir.
Fide üretim süresi 35-60 gün kadardır. Dikim zamanına kadar yabancı ot temizliği, sulama, hastalık ve zararlılarla mücadele yapılmalıdır.
2- Fidelerin esas yerlerine dikilmesi ve gelişmesi:
a) Tarla Hazırlığı: Sonbaharda dekara 3-4 ton ahır gübresi verilen toprak 25-30 cm derinlikte sürülür. İlkbaharda 5-10cm derinlikte işlenerek tırmık ve diskaro ile tesviye yapılır. Karık usulü dikilen fidelerin; tek sıralı yetiştiricilikte masura genişliği 25-30 cm., çift sıra yetiştiricilikte 60-100cm. olmalıdır. Sıra üzerleri ise 40-50 cm. genişliğinde olmalıdır. Sıra arası mesafe azaldıkça daha küçük başlı lahanalar meydana gelir. Ancak daha çok ürün alınır
b) Fide Dikimi:Fideler tohum ekiminden 5-7 hafta sonra 5-10 yapraklı olarak dikilmeye hazırdırlar. Fide dikilirken aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir.
– Fide sökümü için yastıklar bir gün evvel sulanmalıdır.
– Fidelerin kök ve yaprakları seyreltilmelidir.
– Fide; en alt yaprağın 1-2 cm. altından toprağa
dikilmelidir.
Bölgemizde dikim Mart-Nisan aylarında yapılmaktadır.
Bakım İşleri:
Lahananın gelişme devrelerinde hasata kadar yapılacak başlıca bakım işleri; çapa, sulama, gübreleme, bozulmuş yaprakların alımı ile hastalık ve zararlılarla mücadeleden ibarettir.
Sulama: Fide dikiminden sonra kurak şartlarda en geç iki gün ara ile 2-3 defa arka arkaya su vermek iyi gelişme sağlar. Bitki; gelişme dönemine girdikten sonra toprak ve iklim şartlarına göre normal olarak bir hafta arayla sulama yapılmalıdır
Çapalama: Birinci çapa; fideler gelişmeye başladıktan veya dikimden 1-3 hafta sonra yapılmalıdır. İkinci çapa; birinci çapalamadan 3-4 hafta sonra yapılır. Bozulmuş, kurumuş dip yapraklar da bu sırada alınmalıdır. İkinci çapadan sonra azotlu gübrelerin 1/3’ü (Amonyum sülfat) 15 kg. şerbet şeklinde verilebilir.
Üçüncü çapa; ikinci çapadan yaklaşık 1 ay sonra 3. Çapa yapılmalıdır. Amonyum sülfat’ın 15 kg.lık kısmı bu çapadan sonra şerbet şeklinde verilmelidir.
Gübreleme: Lahanalarda sonbaharda dekara 3-5 ton ahır gübresi toprağa verilmelidir. İlkbaharda gerekirse dekara 1-3 ton ahır gübresi verilerek toprağa 10-15 cm. derinliğinde karıştırılır. Ahır gübresi taze olursa lahana sineği ve lahana kelebeği zarar yapar. Ortalama olarak azotlu gübrelerden (amonyum sülfat) dekara 40-50 kg. , fosforlu gübrelerden (süper fosfat) dekara 40-50 kg ,potasyumlu gübrelerden (potasyum sülfat) dekara 20-30kg. hesabıyla verilebilir.
Fosforlu gübrenin tamamı,potaslı gübre ve azotlu gübrenin 15 kg.ı fide dikimi ile beraber verilmelidir. Azotlu gübrenin 15 kg.ı 1. Çapadan sonra, kalan 15 kg.ı 2. Çapalamadan sonra şerbet şeklinde verilebilir.
Bitkinin gelişme durumuna göre azotlu gübreler şerbet şeklinde verilmelidir. Ancak bunun yerine ahır gübresinden hazırlanmış şerbetin verilmesi de iyi netice verir.
1- Azot noksanlığında; yapraklarda sararma ve kızarma olur, başlar küçük kalır.
2- Fosfor noksanlığında yapraklar koyu yeşil renklidir. Alt tarafta damarlar morlaşır. Yapraklar dökülebilir.
3- Potasyum noksanlığında yaprak damar aralarında kıvırcıklaşma başlar, yaprak rengi açılır, sararır, kahverengine döner, zamanla yaprak kurur.
En uygun gübreleme toprak analizi ile yapılacak olan gübrelemedir.
Hasat:
Dikimden 3-5 ay sonra hasat yapılır. Bu süre lahana çeşitlerine, iklim ve toprak şartlarına bağlı olarak değişir.
Hasat zamanı; baş lahanalarda çeşit karakterine göre sıkı ve parlak bir hal aldığında yapılmalıdır. Hasat; soğuk bölgelerde bir defada yapılmalıdır. Çünkü hasat gecikirse soğuktan çatlamalar oluşur, kalite ve verim düşer.
Yetiştirme ve bakım şartlarına göre dekardan 1,5-7 ton arasında ürün alınabilir.
BEYAZ LAHANA
Lahana grubu sebzeleri geniş bir aile olup baş lahanalar (beyaz ve kırmızı), karnabahar, brokkoli, Brüksel lahanası, yaprak lahana ve alabaş gibi türleri içine almaktadır. Beyaz baş lahana gerek ülkemizde ve gerekse karadeniz bölgesinde yoğun bir şekilde yetiştirilen ve de severek tüketilen bir sebzedir. İçerdiği vitamin ve mineral maddelerce insan beslenmesi ve sağlığına büyük katkıda bulunan beyaz baş lahana kış sebzeleri arasında önemli bir yere sahiptir. Özellikle kalsiyum ve fosfor mineralleri ile A, B1, B2, B12 ve C vitaminlerce oldukça zengin bir sebzedir. Çiğ olarak değerlendirildiği gibi dolmalık, turşuluk ve yemeklik olarak da değerlendirilir. Ülkemizde beyaz baş lahana yetiştiriciliğinde çoğunlukla yöresel populasyonlardan elde edilen tohumlar kullanılmakta, ticari anlamda lahana yetiştiriciliği yapan üreticilerin bir bölümü de ticari çeşitleri kullanmaktadır. Üreticinin kendi ürettiği tohumu kullanması lahanaların döllenme biyolojilerinden kaynaklanan sebeplerle zaman içinde populasyonların heterojen bir yapıya sahip olmasına neden olmaktadır. Üretimde standartlığın yakalanması ve tüketim amacına uygun kaliteli bir yetiştiricilik için verimli kaliteli standart veya hibrit çeşitlerle yetiştiricilik yapmak büyük önem taşımaktadır.
Beyaz Baş Lahana Tip ve Çeşitleri
Beyaz baş lahanalar baş iriliklerine göre küçük, orta, iri ve çok iri olmak üzere sınıflandırılmaktadırlar. Bununla birlikte yetiştirilme dönemlerine göre de erkenci baş lahanalar, ilkbahar baş lahanaları, kışlık baş lahanalar (genellikle geççi çeşitleri içerirler) ve yazlık baş lahanalar gibi tipleri mevcuttur.
İklim İstekleri ve Yetiştirme Dönemleri
Serin iklim sebzesi olan beyaz baş lahana sonbahar (başlangıcı) ile İlkbahar (sonu) arasındaki serin dönemde yetiştirilir. Avrupa ülkelerinde bütün yıl boyunca yetiştirilen lahanalar ülkemizde genellikle kışlık olarak yetiştirilirler. Yaz döneminde yetiştirilen erkenci çeşitler bulunmasına karşılık bu dönemdeki yüksek sıcaklıklar kaliteyi bozduğundan ve yazlık sebzelerin yoğun olduğu bir dönem olduğu için bu dönemde yetiştiricilik yapılmamaktadır. Beyaz baş lahanalar diğer lahana grubu sebzeler gibi serin iklimden hoşlandığından 15.5 0C – 21.5 0C arasında sıcaklıklar da iyi bir şekilde yetiştirilirler. Başlar genel olarak 24 0C altında en iyi şekilde oluşurlar. Uygun baş gelişimi için gece- gündüz sıcaklık farkının 5 0C olması arzu edilir. Genel de -10 0C düşük sıcaklıklara da toleranslıdırlar.
Toprak İstekleri
Lahana grubu sebzeler genelde toprak yönünden pek fazla secici değildirler. Kumlu, tınlı, ağır karakterli killi topraklar olmak üzere hemen hemen bir çok toprak tiplerinde yetiştirilebilirler. Fakat iyi kaliteli mahsül için kumlu, kumlu tınlı ve organik maddece zengin orta ağırlıkta topraklar en uygun topraklardır.
Dikim Zamanı
Fideler yastıklarda yetiştirilebildiği gibi viyollerde yetiştirmek mümkündür. Tohum yastıkları hazırlanarak 15 cm aralıkla (seyrek olarak) açılan çizilere seyrek olarak tohumlar ekilir. Çizilerin derinliği 2,5-3 cm civarında olmalıdır. Tohum ekiminden önce çiziler sulanması gerekir. Fideler 3-4 gerçek yapraklı olduğunda tarlaya dikilirler. Buğday hasadından sonra II. ürün olarak da yetiştirilebilirler. Tohum ekimleri Mayıs ayında başlayıp Ağustos ayına kadar kademeli olarak devam edebilir. Dikimlerde Haziran ayı ile Ağustos ayının sonuna kadar yapılabilir. Ekim ve dikimde etkili olan konu pazara ürün çıkartma zamanıdır. Hasatlar Ekim-Kasım ayı ile Mart ayları (erken ilkbahar) arasında yapılır. Dikim mesafesi olarak sıra arası 50-70 cm ve sıra üzeri 45-60 cm alınabilir.
Gübreleme
Geniş ve bol miktarda yapraklara sahip olan lahanalar yetiştirildikleri yerin besin maddelerince zengin olmasını isterler. Bu sebeple uygun yanmış ahır gübresinin yanında iyi baş bağlama ve verimlilik için ticarî gübrede verilmelidir. Verilecek ticari gübrenin miktarını belirlemede en sağlıklı yöntem toprak tahlili olup toprak tahlili sonuçlarına göre ticari gübre verilmelidir. Ticarî gübrenin yanında yüksek kaliteli bol ürün için dekara 4-5 ton yanmış çiftlik gübresi kullanılması gerekmektedir. Fosforlu gübrenin tamamı dikim öncesi, azotlu gübrede iki defada verilir. İlk yarısı dikimle geri kalanı ise II. Çapada verilir.
Bakım
Beyaz baş lahana yetiştiriciliği kolay bir yetiştiriciliktir. Erken dikimlerde yüksek sıcaklığa bağlı olarak sulama yapılabilir. Yabancı ot yoğunluğuna göre 1-2 defa çapa gereklidir. Lahana kelebeğinin tırtılları ile pireler önemli zararlılar olup zararlı yoğunluğuna bağlı olarak uygun bir insektisit ile ilaçlama yapılmalıdır.
Hasat
Beyaz baş lahanada hasatlar yetiştirilecek çeşidin erkencilik geççilik özelliğine, başların istenilen büyüklüğe gelmesine ve yetiştirme-bakım şartlarına bağlı olmak üzere dikimden itibaren 3-5 ay sonra başlar. Genel olarak hasatlar Ekim ayında başlayıp erken ilkbahara kadar yapılabilir. Başlar bireysel olarak kesilir ve hasat edilir
TAZE FASÜLYE
TOPRAK İSTEKLERİ:
Toprak istekleri bakımından seçici bir bitki değildir. Çok hafif topraklar dışında her toprakta yetiştirilebilir. Ancak organik madde yönünden zengin, yumuşak, iyi havalanan ve su tutma kapasitesi yüksek olan topraklarda daha başarılı sonuç verir. Potasyumca zengin toraklarda yetiştirilen fasulyelerde (taze- kuru) kalite belirgin bir şekilde artar. Toprak iyi hazırlanmalıdır. Kesekli bırakılırsa, çimlenme sırasında, çimlenen taneler üzerine ağırlık yapar ve çimlenmeye engel olur. Kaymak bağlama özelliğine sahip topraklarda özellikle tohumun çimlenme döneminde düşen yağışlar önemli çimlenme zorluklarına yol açar. Bu sebepten dolayı kaymak tabakası kırılmalıdır. Fazla asit karakterli topraklardan hoşlanmaz. Toprak reaksiyonunun pH 5.5-6.7 olduğu yerlerde en iyi ürün alınmaktadır.
İKLİM İSTEKLERİ:
İklim isteği yönünden hassas olup özellikle bazı dönemlerinde çevre şartlarına karşı çok duyarlıdırlar. Ilık iklim sebzesidir. Çimlenme için yüksek sıcaklık isterler. Sıcaklık sıfırın altında
2-3 C’ye düştüğünde büyük zarar görür. Buna karşılık çiçeklenme ve meyve bağlama
dönemlerinde yüksek sıcaklık büyük zararlara yol açar, verim ve kalite çok önemli ölçüde düşer. Meyve bağlama döneminde 18-25 C sıcaklıklar optimum meyve tutumu ve gelişmesini sağlar.
TOPRAK HAZIRLIĞI:
Toprak analizi yaptırılmalı, toprakta mevcut bulunan gıda maddeleri yanında organik madde miktarı ve pH mutlaka bilinmelidir.
Organik madde miktarı düşük ise asgari %6’ya çıkarılacak tedbirler alınmalıdır. Bunun için ahır gübresinden faydalanılmalıdır.
Ahır gübreleri; hem organik madde kaynağı, hem de bitki besin kaynağıdır. Hayvanın cinsine, yaşına, beslenme şekline ve kullanıma hazır hale gelinceye kadar geçen süre içindeki muhafaza şekline göre besin değeri değişse de kullanılacak gübrenin iyi yanmış olması gerekmektedir.
Toprak sonbaharda 30 cm derinlikte sürülerek kışa bırakılır. İmkan varsa sürümden önce dekara 3-4 ton yanmış ahır gübresi verilip sürümle toprağa karıştırılmalıdır.
İlkbaharda sürüm sırasında tavın muhafaza edilmesi yetiştiricilik açısından çok önemlidir. Zira fasulye, çimlenmesinin başarılı olması için yüksek toprak sıcaklığı ve nem ister. Ayrıca ekim sonrası ve çimlenme öncesi düşecek yağış kaymak bağlamaya ve önemli ölçüde çimlenme kayıplarına neden olacağından ekimin yapılması için yağış riskinin azalması gerekir. Bu gecikme ve sıcakların artması toprak tavının kaçırılmasına sebep olabilir.
Toprak gübrelenir, işlenir, toprak ekim tavında iken işlenerek ekime hazırlanır. Bu şekilde ekime hazırlanmış olan tarla 2-3 gün süre ile olduğu gibi bırakılarak tarlanın tav derinliğinin yeknesaklaşması sağlanır.
Toprak sıcaklığı 15-16 C olur olmaz hazırlanan toprağa tohum ekimi yapılır.
EKİM ŞEKLİ:
Sıra arası 50-60 cm X sıra üzeri 20-25 cm olacak şekilde toprağın tav seviyesinin 3-5 cm altına tohum ekimi yapılır.
Fasulye tohumlarında çimlenme sırasında fasulye sineği büyük zarara yol açabilir. Bu nedenle tohumun ekim öncesi mutlaka ilaçlanması gerekir.
Dekara kullanılan tohum, ekim sıklığı ve özellikle de çeşidin dane iriliğine bağlı olmak üzere 6 – 18 kg arasında değişir
GÜBRELEME:
Suni gübre kullanılacaksa gübrenin tamamı bir defada ve ekimden 2-3 hafta önce sürümle toprağa karıştırılmalıdır. Toprağın yapısına bağlı olarak saf olarak 1 dekara verilmesi gereken ortalama gübre miktarları:
Sülfat Formunda AZOT………………12-14 kg/da
FOSFOR(P2O5)………………………….10 kg/da
POTASYUM(K2O)……………………..10-12 kg/da
Örnek Gübreleme: 1 dekar alan için;
– 62 kg Amonyum Sülfat (%21)
-24 kg TSP (% 42 )
-23 kg Potasyum Sülfat (% 48-52)
ÇAPALAMA:
Fasulye tohumları uygun çevre şartlarında 6-8 gün içinde çimlenir. Bitkiler toprak üstüne çıkar. Bitki gelişmesi oldukça hızlı olur. Bitkiler ilk hakiki yapraklarını geliştirdiğinde 1. çapa yapılır. Yağış, yabani ot ve toprağın o anki durumu dikkate alınarak 2-3 hafta sonra 2. çapa yapılır.
SULAMA:
İlk fasulye meyveleri görülünceye kadar mümkün olduğunca sulamadan kaçınılmalıdır. Fasulyeler ilk meyve vermeye kadar hassas bir bünyeye sahiptir. Fazla su bitkilerde hemen sararma ve büyümede duraklama yaratır. Bu devrelerde hava şartlarının etkisi ile mutlaka su vermek gerektiği taktirde fazla olmamak koşuluyla bir iki defa sulama yapmak gerekir. Fasulyelerde çiçek açıp ilk ürünler görülmeye başladıktan sonra sulama işine de düzenli olarak başlanmalıdır. Hava durumuna göre 4-5 gün ara ile yeterli miktarda sulama yapılırsa ürünün miktar ve kalitesi de o ölçüde iyi olur.
OLGUNLUK, HASAT, DEPOLAMA ve VERİM:
Bölgemizde elle hasat yapılmaktadır. 3-4 günde bir defa hasat olgunluğuna gelmiş fasulye meyveleri toplanır. Hasatta bitkinin zarar görmemesine özen gösterilir. Baklalar yukarıya doğru çekilerek koparılır. Baklaları aşağıya doğru koparmaya çalışmak bitkiye zarar verir.
Hasat edilen fasulyelerde meyvelerin pazarlanmaya kadar muhafazası önem taşır. Hasattan sonra meyvelerin gölge bir yerde, yüksek rutubetli (%80’in üzerinde) bir ortamda korunarak su kaybetmeleri önlenmelidir. Aksi halde hızla su kaybederek pörsürler, Pazar değerini kaybederler. %80’in üzerindeki nem içeren ortamlarda +4-5 C’de 8-10 gün süre ile muhafaza edilebilir.
TOHUM ÜRETİMİ:
Tohumluk fasulye üretiminde, tohumlarda büyük zarara yol açan burukus zararının önüne geçmek için çiçeklenme döneminde mutlaka dikkatli bir mücadelenin yapılması gerekmektedir. Baklalar, harmanlama dönemindeki yağışlardan iyi korunmalıdır. Islanan baklalar içindeki tohumların kabukları sararır, koyu renk alır ve kuruduğunda buruşuk kabuk görüntüsünü alır.
Bunun için hasat edilen bitkiler halk arasında ‘çatı’ diye tabir edilen merdiven şeklindeki kurutma düzenekleri üzerine alınarak kurutulup harmanlanırlar.
Düvenle yapılan harmanlardan elde edilen tohumların üzerinde düven taşlarının yaptığı çizikler, tohumla taşınan hastalıkların yayılmasına yol açabilmektedir.
Başarılı bir tohum üretiminde dekardan çeşide bağlı olmak üzere 180-240 kg verim alınır. Harmandan elde edilen saman çok kıymetli bir hayvan yemi olarak değerlendirilebilir.
SARIMSAK
SARIMSAK YETİŞTİRİCİLİĞİ
Toprak İsteği: Toprak isteği yönünden seçici olmamakla beraber yetiştiricilik yapılacak alan hafif karakterli, kaymak bağlamayan alüviyal özellikte olmalıdır. pH’sı nötr veya nötre yakın kumlu-tınlı, organik maddece zengin topraklarda daha iyi sonuçlar alınır.
Toprak Hazırlığı: Taze çiftlik gübresi kullanmaktan kaçınılmalıdır. Dikimden en az 3 ay önce yanmış çiftlik gübresi ile dekara 3-4 ton gelecek şekilde gübrelenmesi ve gübrenin 25 cm derinliğe sürümle karıştırılması gerekir. Kış döneminde mümkünse ikinci bir sürüm yapılmalıdır.
Başarılı bir yetiştiricilik için dikim öncesi yapılan toprak işlemesiyle dekara saf olarak 7-8 kg Azot, 10 kg Fosfor ve 20-25 kg Potasyum toprağın 10-12 cm derinliğine karıştırılmalıdır. Bitkiler 30-40 cm boy aldıktan sonra dekara 12-13 kg Potasyum nitrat verilmelidir.
Dikim: İlimiz Erbaa ve Niksar ovaları şartlarında dikim zamanı Şubat ayı başı, Kazova şartlarında Şubat ayı sonu, yüksek kesimlerde Mart ayı içerisinde yapılır.
Dikimde kullanılacak dişlerin bulunduğu sarımsak başları genel özelliklerine bakılarak seçilir ve dişleri ayrılır. Daha sonra iriliklerine göre 2-3 grupta toplanır. Dişleri ayırma esnasında zarar görenleri çıkartılır ve kullanılmazlar. Gruplandırılan dişler ayrı partiler halinde dikilmelidir. Bu yapılmazsa gelişme ve olgunlaşma yeknesak olmaz, üretilen başlar irili ufaklı olur.
Dişler kapama olarak veya ya da 120 cm genişliğinde hazırlanan ve aralarında 30 cm gezinti yolu bırakılan tahtalara dişlerin uçları görülecek şekilde elle tek tek dikilirler. Dişlerin ters dikilmemesine özen gösterilmelidir.
1 m² alana baş sarımsak üretiminde 80-100 adet diş dikilir. Bu değerle dekara kullanılacak diş miktarı diş iriliğine bağlı olarak 60-80 kg arasında değişir.
Yabancı otlardan temiz bir tarlada dişler arasındaki dikim mesafesi 10-12 cm olarak verilir. Yabancı ot sorunu olan tarlalarda sıravari dikim yapmak ve sıralar arasında yabancı otla mücadelenin kolaylaştırılması için 25-30 cm sıra arasına 6-8 cm sıra üzeri mesafe ile dikim yapmak gerekir.
Çapalama: Dikimden sonra dişler hemen kök ve sürgün meydana getirerek gelişirler. Bitkiler 15-20 cm boy aldıklarında yabancı ot gelişmesini önlemek ve bitkilerin daha iyi gelişmesini sağlamak için 3-4 cm derinliği geçmeyecek şekilde yüzeysel bir çapa yapılır.
Hafif karakterli topraklar ile yabancı ot sorunu olmayan tarlalarda çapalamaya da gerek kalmaz. Çapalama oldukça emek isteyen bir iştir. Sarımsakta maliyeti etkileyen en önemli unsur üretim materyali (dişler), dikim ve çapalama işçilikleridir. Bu kalemde yapılacak tasarruflar maliyeti önemli ölçüde azaltacaktır.
Sulama: Yetiştiricilik döneminde yağan yağış su ihtiyacını karşılamaz ise, sızdırma metodu ile sulama yapılmalıdır. Sızdırma amacı ile boğaz doldurma işlemi yapılması gerekir.
Gübreleme: Bitkiler 30-40 cm boy aldıklarında 7-8 kg azotla beraber verilmesi gereken potasyum, potasyum nitrat olarak yapraklara değmeyecek şekilde 2-3 parti halinde toprak yüzeyine serilerek üzerinden su verilir.
Mücadele: Sarımsaklarda üretimi sınırlayan en önemli zararlı Kök Ur Nematodlarıdır. Bu nedenle bu zararlıyla bulaşık dişlerle ve bulaşık alanlarda sarımsak üretimi yapılmamalıdır. Zira nematodla bulaşık arazinin temizlenmesi çok zor ve maliyeti çok yüksek olan bir iştir.
Baş oluşturma döneminde etkili olan mantari hastalıklar önemli zararlara yol açarlar. Özellikle bu dönemde yağış alan bölgelerde dikim ve dolayısıyla baş oluşumu geciktirilerek korunmalıdır. Zorunlu hallerde fungusidlerle mücadele yapılır.
Hasat: Sarımsaklarda hasat bitkinin yapraklarının iyice kurumaya başladığı dönemde yapılır. Sarımsaklar hevenkler halinde asılarak depolanacaksa hasatta yaprakların tam olarak kuruması beklenmez, bitkilerde örmeye imkan verecek şekilde solduğu dönemde yapılır.
Hasat genellikle çapa ile yapılmaktadır. Sıravari dikim yapılmış ise soğan hasat makineleri ile de hasat yapılabilir. Hasat edilen sarımsaklar kurumak üzere birkaç gün süre iel tarlada bırakılır. Sonra yapraklar ovularak uzaklaştırılıp depolanır veya pazarlanır.
Hasat miktarına etki eden faktörlerin başında diş seçimi gelmektedir. Mümkün olduğu kadar az sayıda ve daha iri diş meydana getiren, düzgün şekilli, çeşidin özelliğini taşıyan başlar tohumluk materyal olarak alınmalı ve 18-20 ºC sıcaklıklarda saklanmalıdır. Depolama sıcaklığı 15 ºC’nin altına düşerse çiçek sürgünü meydana getirme oranı önemli ölçüde artar.
ROKA
4.1. İklim isteği
Roka ekolojik koşullara çok duyarlı bir sebzedir. Sıcaklığın 10 °C’nin altına düşmesi halinde tohumların çimlenmesi ve bitki gelişimi yavaşlar. Bu koşullarda sebze olarak değerlendirilen yaprakların aromatik madde oranı artar ve yeme kalitesi bozulur. Aynı şekilde yaz aylarında yüksek sıcaklıklarda da bitkilerin gelişimi olumsuz yönde etkilenir. Bitkiler için yeterli koşullar yerine getirilirse yaz aylarında tohum ekimi ile hasat olgunluğu arasındaki süre kısalır. Ancak düşük sıcaklık koşullarında olduğu gibi yapraklarda aromatik madde miktarı yükselir ve kalite bozulur.
İlkbahar ve sonbahar aylarında hava sıcaklığının çok yüksek ve çok düşük olmadığı koşullarda, toprakta ve havada yeterli rutubetin bulunduğu dönemlerde bitkiler çok iyi gelişir ve kaliteli ürün alınır.
Yaprakları değerlendirildiği için ortamın rutubetli olması yaprak kalitesinin artmasına yardımcı olur. Aksi taktirde yeterli olmayan rutubet yaprakların küçülmesine, aromatik maddelerin artmasına ve yapraklarda lifleşme ve selülozlaşmaya neden olur. Artan aromatik madde oranı yapraklarda acılaşmaya neden olur.
4.2. Toprak İsteği
Roka toprak istekleri bakımından seçici bir sebzedir. Yaprakları değerlendirildiği için ağır bünyeli ve killi topraklarda roka yetiştiriciliği yapılmamalıdır. Organik maddelerce zengin ve kumlu-tınlı topraklar yetiştiricilik için en uygun topraklardır. Toprak pH’sı bakımından nötr karakterli topraklar tercih edilmelidir.
5. Yetiştirilme Şekli
Roka doğrudan tohum ekim yöntemi ile yetiştirilir. Ülkemizin batı ve güney bölgelerinde bütün yıl boyunca açık tarla koşullarına tohum ekimi yapılarak roka yetiştiriciliği yapılabilmektedir. Roka soğuk bölgeler de kış aylarında örtü altında, sıcak bölgelerde ise yaz aylarında ağaç altlarında gölgede yetiştirilmelidir.
5.1. Toprak hazırlığı, ekim ve bakım işleri
Tohum ekiminden önce roka yetiştirilecek alanlara dekara 2 ton hesabı ile yanmış çiftlik gübresi verilir. Sürümden önce toprakta bulunan besin maddeleri dikkate alınarak Dik-Harrow altına yeterli miktarda suni gübre uygulanır. Kış aylarında yetiştirme yapılıyorsa veya yağmurlama sulama yapılacak ise tohumlar tahtalara yada düz tarlaya ekilir. Yaz aylarında ise tohum ekimi tavalara yapılmalıdır. Tahta ve tavaların büyüklüğünün kültürel işlemlerin kolayca yapılabilmesini sağlayacak boyutlarda olması istenir.
Hazırlanan tohum ekim yerlerinin yabancı otlardan, hastalık ve zararlılardan temiz olması gerekir. Roka tohumları dekara 1-1.5 kg hesabı ile 15-20 cm sıra arası, 4-5 cm sıra üzeri ve 0.5 cm derinlikte olacak şekilde esas yetiştirme yerlerine ekilirler. İklim koşullarına bağlı olarak tohumlar 3-8 gün sonra çimlenerek toprak yüzeyine çıkarlar. Bitkilerin gelişmesi için yeterli sıcaklık ve rutubet varsa bitkiler tohum ekiminden 30-40 gün sonra hasat olgunluğuna erişirler. Düşük sıcaklık koşulları ve elverişli olmayan ekolojik koşullarda hasat süresi gecikmekte bu süre 70-80 güne kadar çıkabilmektedir.
Tohum ekiminden hasat olgunluğuna kadar geçen süre kısa olduğundan, ayrıca aynı yerde birden fazla ürün alındığından toprakta bulunan besin maddeleri hızla azalmaktadır. Bu nedenle her yetiştirme döneminde tohum ekiminden önce yetiştirme yerlerine dekara 25 kg N, 12-15 kg P2O5, ve 15 kg K2O hesabı ile gübre verilmelidir.
6. Olgunluk, Hasat ve Depolama
Hasat olgunluğuna gelmiş roka yaprakları toprak seviyesinden 1-2 cm yukarıdan keskin bir bıçakla kesilir. Hasat dönemindeki ürün miktarına göre 50-100 gr ağırlığında demetler yapılarak bağlanır. Hasat edilen ve demetlenen roka yaprakları kasalara veya kamıştan yapılmış kelterlerin içine konur ve üzeri ıslak çuvalla örtülür. Hasat edilen rokalar satışa kadar serin ve gölge yerlerde muhafaza edilmelidir
Rokalarda sebze olarak değerlendirilen kısımlar taze yapraklar olduğu için uzun süre muhafaza edilemezler. Buzdolabında ve naylon torba içinde en fazla bir hafta muhafaza edilebilirler. İlerleyen günlerde yapraklar sararır ve yeme kalitesi bozulur. Ayrıca bekletilmiş roka yapraklarında istenmeyen biyokimyasal değişimler ve koku meydana gelir.
TERE
3.1. İklim istekleri
Tere üretimi genelde erken ilkbaharda yapılır. Kış aylarında çok düşük sıcaklıklardan zarar görür. Ancak Ege ve Akdeniz Bölgeleri gibi kış mevsimi ılık geçen bölgelerde sıcak yaz ayları dışında yılın her mevsiminbde tere yetiştiriciliği yapılabilir. Dereotu gibi bir kez veya en çok iki kez biçim yapılabildiği için yıl boyunca kademeli tohum ekimi yapılarak kademeli üretim gerçekleştirilir.
3.2. Toprak İsteği
Tere toprak istekleri bakımından seçici bir bitki değildir. Besin maddesinde zengin tınlı topraklar tere üretimi açısından ideal topraklardır. 0.5-7.5 pH değerleri arası uygun değerlerdir.
4. Yetiştirilme Şekli
4.1. Toprak hazırlığı ve ekim
Tere üretimi doğrudan tohum ekimi ile yapılır. Yılın her mevsiminde üretilebilsede ilk bahar üretimi tercih edilr. Tohumlar çok küçük olduğu için çok iyi hazırlanmış tohum yatağı ister. Ülkemizdeki genel üretim şekli mevsime göre değişmekle birlikte tava veya tahtalarda yapılan üretim şeklidir. Önce tava veya tahta hazırlanır. Tohumlar m2’ye 1-1.5 g hesabıyla serpme veya sıravari olarak ekilir. Sıravari ekimde sıra arası mesafesi olarak 12-15 cm yeterlidir. Tohumların ekim derinliği 1-1.5 cm’yi geçmemelidir. Ekilen tohumlar toprak içine ya tırmık ile karıştırılır yada tohumların üzerine bir cm kalınlığında kapak atılır ve sürgü ile bolca su verilir. Optimum koşullarda 2 gün içinde çimlenen tohumların oluşan bitkiler hızla gelişmeye başlar. Bu aşamadan sonra yapılacak bakım işlerine özen gösterilmelidir.
4.2. Bakım işleri
Roka, dereotu ve maydanozda olduğu gibi en önemli iki bakım işlemi sulama ve yabancı ot temizliğidir. Üretim yapılan bölgenin iklim koşullarına göre sulama önce sürgüler yardımıyla daha sonraki sulamalarda ise salma şeklinde yapılır. Sıravari ekimlerde sıraarası çapalanır. Serpme ekimlerde ise bitkilerin araları çapalanmaz otlar elle alınır. Tere üretiminde sorun olan önemli bir hastalık veya zararlı yoktur. Toprak altı zararlıları ile yaprak pirelerine karşı gerekli önlemler alınmalıdır.
Yabancı ot mücadelesi ise genelde mekanik yöntemler kullanılarak yapılır. Özellikle tohum ekiminden sonra gelişen yabancı otlar önemlidir. Bitki gelişim aşamasında ise tere bitkileri yabancı ot gelişimini engeller. İlk aşamadaki yabancı otlar ise el veya çapa ile yok edilir.
4.3. Gübreleme
Roka üretiminde olduğu gibi terelerde de vegetasyon süresi kısa olduğundan gübrelemenin her yetiştirme döneminde tohum ekiminden önce dekara 12-15 kg N, 10-12 kg P2O5 ve 15 kg K2O şeklinde yapılması 5. Olgunluk hasat ve depolama
Uygun koşullarda tere yaprakları tohum ekiminden 25-30 gün sonra hasat edilebilir büyüklüğe ulaşır. Bu dönemde 15-20 cm boy alan bitkiler yine roka, dereotu ve maydanozda olduğu gibi toprak üzerinden yaprak sapları ile birlikte biçilerek hasat edilirler. Hasat bie veya en çok iki biçim olarak yapılabilir. Ancak ikinci biçimde verim önemli oranda düşer. Hasat edilen yapraklar sapları ile birlikte demetler haline getirilir ve piyasaya sunulur. Hasat edilen tereler 3-4 gün süre ile +4°C’lik sıcaklıklarda saklanabilirler. Uzun süreli saklamalarda yapraklarda sararma meydana geldiği için pazarlama özelliğini kaybederler.
KIRMIZI PANCAR
4. Yetiştirilme İstekleri
4.1. İklim isteği
Pancar bitkisi yüksek sıcaklıklardan hoşlanmaz. Ancak yeterli nemin bulunması durumunda sıcaklıktan fazla etkilenmez. Özellikle çimlenme döneminde meydana gelen sıcaklık ve kuraklık çimlenmeyi olumsuz etkiler. Çimlenme döneminde meydana gelen sıcaklık ve kuraklık çimlenmeyi olumsuz etkiler. Çimlenme döneminde 20-25 °C’lik sıcaklıklarda tohum çok süzenli bir çimlenme gösterir, bu dönemde meydana gelen hafif donlar bitkinin pancar meydana getirmeden çiçeklenmesine neden olur. Böyle yıllarda verim önemli ölçüde azalır.
Pancarın kök özellikleri verilirken belirtildiği gibi bitki kuvvetli kazık kökü sayesinde toprağın derinliklerindeki nemden yararlanarak kuraklığı kolayca atlatır. Ana kazık kök zarar gördüğü taktirde bitki hafif susuzluklara bile dayanamayarak ölür.
Bitki, gelişme döneminde yüksek nemden hoşlanır. Yağmurlama sistemi ile sulanması bitki gelişmesini olumlu olarak etkiler.
4.2. Toprak isteği
Pancarlar organik maddece zengin derin bünyeli yeterli ölçüde kil içeren topraklarda başarılı olarak üretilirler. Pancar yetiştirilecek tarla taze ahır gübresi ile gübrelenmemelidir. Pancar yetiştiriciliğinde anorganik besin maddeleri yeterli ölçüde verildiğinde organik gübrelemeye ihtiyaç duyulmaz. Domates, lahana, kabakgiller ve patatesten sonra başarı ile üretilir. Toprak pH’sının 7 civarında olması başarıyı arttırır.
Ağır killi topraklar özellikle kazık kökten pancar oluşturan çeşitlerde yıkama zorlukları yaratır.
Pancar yetiştiriciliğinde toprağın hafif karakterde olması ve kil içermemesi çimlenme döneminde büyük sorunlar yaratır. Çimlenmenin başarılı olması için tohumun toprakla çok iyi temas etmesi gerekir. Kili içermeyen topraklarda bunu sağlamak oldukça güçtür.
5. Yetiştirilme Şekli
5.1. Toprak hazırlığı, ekim ve dikim
Pancar yetiştirilecek olan toprağa çiftlik gübresi verilecekse bu gübrelemenin ekimden en az 2-3 ay önceden yapılması gerekir. Fazla çiftlik gübresi pancardan çok yaprak gelişmesini arttırdığı için risklidir. Pancar anorganik gübreyi çok sever. Ekimden önce toprağa dekar başına kolay çözülen NO3 Formunda 8-10 kg azot, 10 kg kolay çözülen formda P2O5, 15-20 kg K2O atılarak sürümle birlikte sürüm derinliğine karışması sağlanır. Toprağın ekimden önce çok iyi inceltilmesi ve daha sonrada sıkıştırılması gerekir. Bu nedenle pancar yetiştiriciliğinde merdane kullanmak mutlaka gereklidir. Çimlenme dönemindeki düşük sıcaklıklardan ve hafif donlardan mutlaka kaçınmalıdır. Bu konuda dikkatli olmak, gerektiğinde ekim tarihini değiştirmek başarı için şarttır.
Monogerm hale getirilmiş tohumlarla yapılacak ekimde sıra aralarında 30 cm sıra üzerinde 3-4 cm’lik bir aralık verilerek mibzerle akim yapılmalıdır. Çimlenme tamamlandıktan sonra verilecek sıra üzeri mesafeye göre seyreltme yapılır. Ekim derinliğinin toprak özelliği ve toprak derinliğine ekilirler. Derin ve yüzlek ekimde çimlenme eksiklikleri ortaya çıkar. Monogerm hale getirilmiş tohum kullanılmış ise dekara 1kg, polygerm tohum kullanılmışsa 2-2.5 kg tohum kullanılır. Küçük miktarlardaki ve sıcak bölgelerdeki üretimde, yetiştirme tavalarda yapılmalıdır.
Tohum ekiminden sonra tohumun toprakla temasının tam olmasını sağlamak amacıyla merdane çekilir. Normal şartlarda ekilen tohumlar 2 hafta içerisinde çimlenmelerini tamamlarlar.
Kırmızı pancar üretimi Ege bölgesinde kışlık sebzeler olan lahana ve karnabaharlar arasında ara ziraatı şeklinde de yapılır. Ara ziraatı şeklinde yapılan üretimde ocak usulü ekim uygulanır. Karnabahar, lahana ve turp tarlalarında boş olan noktalara her ocağa 2-3 tohum gelecek şekilde ekim yapılır. Çimlenme tamamlandıktan sonra bitki aralarında 8-10 cm mesafe kalacak şekilde seyreltilirler, Sulama ve bakım işleri ara ziraatı yapılan bitkinin sulama programına göre yapılır.
5.2. Bakım işleri
Bitkiler ilk iki hakiki yaprakalrını çıkardıklarında (4-5 cm bitki büyüklüğünü kazandıklarında) seyreltilirler. Seyreltme çeşide bağlı olarak sıra üzerinde 6-10 cm arasında değişen mesafelerle yapılır. Bu aralık iri pancar yapan çeşitlerde daha fazla, küçük pancar yapan çeşitlerde daha az olmalıdır. Seyreltme çapalama ile aynı anda uygulanır.
Bitkiler 4-5 yapraklı olduklarında ikinci bir çapa yapılır. Bundan sonraki işlemler sadece bakım işlemleridir.
5.3. Tarımsal savaşım
Pancarın gelişme döneminde özellikle dikkat edilmesi gereken konu pancarlarda yaprak biti zararının önlenmesidir. Yaprak bitleri pancarın büyüme konisindeki genç yaprakları çok sever ve oraya yerleşerek bitkiye büyük zarar vererek bitkinin gelişmesini ve pancar oluşturmasını engeller. Bitki erken dönemden itibaren dikkatli bir şekilde takip edilerek zararlı ile mücadele sürdürülür. Ayrıca pancarlarda önemli zarar yapan yaprak pireleri ile düzenli mücadele önem taşır.
Önemli hastalığı yalancı mildiyödür. Özellikle yüksek rutubetin oluştuğu dönemlerde yapraklarda zarar yaparak bitki gelişmesini durdurur.
6. Olgunluk, Hasat ve Depolama
Pancar, tohum ekiminden itibaren erkenci çeşitlerde 4-4.5, geçci çeşitlerde ise 6 ayda hasat edilebilecek pancar iriliğine erişir.
Pancarlarda olgunluk en dıştaki yaprakların sararmaya başlaması ve pancarın çeşit iriliğine ulaşması ile anlaşılır. Yaprakların yanlarından yeni sürgün meydana getirmeye başlamış bitkilerde hasat gecikmiş demektir. Hasadı bu döneme kadar geciktirmemek gerekir. Hasadı geciken pancarlarda liflenme (Odun dokuları belirginliği) artar, kalite düşer. Bitkiler hasat olgunluğuna geldiklerinde ya özel makinaları ile yada pancar yumrusunu toprak üzerinden yaprakları ile birlikte kavrayarak, kök bükülerek, hasat edilir. Hasat edilen yumruların toprakları silkelenir, daha sonra yıkanarak kazık kök uçları kesilir. Hemen pazarlanacaksa demetler haline getirilir. (5-6 adedi bir arada)
Kışı serin geçen ve don olan bölgelerde sonbaharın ilk donlarından önce hasat edilen pancarların yaprakları yumrunun 2-3 cm üstünden kesilerek alınır, bu şekilde yapraklarından arındırılan pancarların yaralanmamasına özen gösterilir. Muhafaza sıfır derecenin üzerindeki sıcaklıklarda yapılır. (0-5°C) Muhafazanın kumda katlanarak yapılması pancar yumrularını diri tutar. Bu nedenle bu şekilde muhafaza küçük miktarların depolanmasında tercih edilen bir yöntemdir.
ISPANAK
4. Yetiştirilme İstekleri
4.1. İklim isteği
Ispanak yetiştiriciliğinde iklim, üzerinde önemle durulması gereken faktörlerden biridir. Doğasında bir serin iklim sebzesidir. Ispanak soğuklara genellikle dayanıklı olmakla beraber, çeşit özelliğine bağlı olarak üzeri karla kaplı olmadığı durumlarda soğuktan zarar görürler. Ayrıca erken ekilmiş ıspanaklar geç ekilen ıspanaklara göre kıştan daha çok zarar görürler. Fazla azotlu gübreleme de ıspanakların kıştan kolayca zarar görmelerine neden olur. Bitkiler soğuklara karşı bu duyarlılığı gösterirken, sıcaklara ve kurağa da hassasiyet gösterirler. Sıcaklık kuraklıkla birleştiğinde bitkiler vegatatif gelişmelerini durdururlar. Kiçik boylu kalırlar, verim düşer, yapraklarda alttan yukarıya doğru sararma meydana gelir. Bitkiler hızla generatif faza geçerek, pazarlanma özelliklerini kaybederler.
Ispanaklar uzun gün bitkisidir. Gün uzunluğu arttıkça generatif faza geçiş hızlanır. Soğuklarda besin alımı yavaşlar yaprak uçları sararır. Bitki gelişmesi durur. 15-20 °C arasındaki sıcaklıklar bitki gelişmesinin en iyi olduğu sıcaklıklardır. Bitki yağmurlama şeklindeki sulamalardan hoşlanır verim ve kalite yükselir. Ancak yüksek rutubet yapraklarda zarar yapan hastalıkların gelişmesine neden olabilir.
Ispanak yetiştiriciliğinde iklim şartları başarıyı belirleyici rol oynar. Ne kadar dikkatli olunursa olunsun başarı için iklim şartlarının uygun olması büyük önem taşır. Özellikle ilkbahar yetiştiriciliğinde ekim zamanının iyi belirlenmesi ve iklim şartlarının uygun olması gerekir. Yapılacak bir yanlış, ürün alınamamasına neden olur. Bazı yıllarda başarıyı iklim şartları belirler.
4.2. Toprak isteği
Ispanak bütün topraklarda başarıyla yetiştirilebilir. Toprak seçme özelliği yoktur. Ancak toprağın asitli olması başarılı yetiştiriciliği önemli ölçüde olumsuz yönde etkiler. Başarılı bir ıspanak yetiştiriciliğinin yapılabilmesi için toprak pH’sının 6.5-7.5 arasında olması gerekir. Bu nedenle verilecek azotun sülfat formunda verilmesi gerekir. Ispanak iklim şartlarına, yetiştirme mevsimine ve hasat şekline bağlı olmak üzere ağı killi topraklardan kumlu topraklara kadar geniş bir yelpazede baları ile yetiştirilir. Toprak yüzeyi ile yaprak sapı arasında kalan açının küçük olduğu, yere yatay gelişen ve elle hasat edilen çeşitlerin killi topraklarda yetiştirilmesinden kaçınılmalıdır. Özellikle yetiştirme mevsiminde sağanak yapış alan yerlerde killi topraklarda üretilen ıspanaklarda yaprak yüzeyine yapışan çamurun yıkanarak uzaklaştırılması büyük sorunlar yaratır ve pazarlamayı imkansız kılar. Bu nedenle bu topraklarda dikine büyüyen düz yapraklı çeşitler kullanılmalıdır.
Killi topraklarda verim ve kalite önemli ölçüde artar. Bitkiler uzun ömürlü olurlar. Killi topraklarda ürün gelişmesi daha yavaş ve hasat daha geç olur. Buna karşılık erkencilik amaçlandığında ve ilk baharın kısa yetiştirme periyodunda da hafif karakterli topraklar tercih edilmelidir. Tohum üretimi amaçlanıyorsa tohum kalitesi ve tohum verimi açısından killi topraklar tercih edilmelidir. Topraktaki organik madde miktarı da yetiştiriciliğin başarısı açısından önemlidir. Yüksek organik madde, verimi ve kaliteyi arttırır. Ancak taze çiftlik gübresinden kaçınılmalıdır. Bitkinin iyi gelişebilmesi için toprakta yeterli besin maddesinin ve suyun bulunması gerekir.
5. Yetiştirilme Şekli
5.1. Toprak hazırlığı ve ekim
Ispanakta ekim tarihi yetiştirme mevsimine, amaca ve çeşide bağlı olmak üzere değişir. Ispanak, tohumların doğrudan ekimi yoluyla üretilir. Ispanak ana üretim bitkisi olarak yetiştirilebildiği gibi ikinci ürün veya ön bitki olarak da üretilebilir. Erken ilkbaharda yapılan ekimden elde edilen ürün, kısa yetiştirme periyodu içinde hasat edildiği gibi yaz ortalarında ekilen ürünün sonbaharda hasat edilebileceği şekilde de üretim yapılabilir. Ayrıca sonbaharda ekim yapılarak bitkilerin ilkbahara kadar tarlada kaldığı ve hasadın erken ilkbaharda yapıldığı üçüncü bir üretim şeklide vardır ki bu üretim şekli sahil kuşağımızda çok genilş alanlarda uygulanır. Sonbaharda yapılan bu üretim şeklinde ön bitki olarak buğday-arpa-yulaf ve çavdar gibi tahıllar, erkenci patates, fasulye ve bezelye sayılabilir. Ayrıca hıyar, domates gibi bitkilerde iyi ön bilgilerdir. Ispanak soğuk bölgelerde örtü altında yetiştirilecek ise kısa sürede gelişen dikine büyüyen açık yeşil yapraklı Viroflay grubundaki çeşitlerden birinin tercih edilmesi gerekir. Hangi dönemde yetiştirilirse yetiştirilsin toprak hazırlama, gübreleme, bakım ve hasat aynı olup yetiştirme amacına göre aralarında küçük nüans farklılıkları vardır.
İkinci ürün ve ana ürün olarak yaz ortalarında ve yaz sonlarında ekim yaparak ıspanak üretiminin nasıl yapıldığını görelim.
Yaz ortalarında ve yaz sonlarında tohum ekerek yapılan ıspanak üretiminde genellikle tarlada çimlenmeyi sağlayacak düzeyde rutubet yoktur. Bu nedenle önce toprakta çimlenme için gerekli olan nemi sağlayacak tedbirin alınması gerekir. Ispanağın kuruya ekilip sonra sulanması gibi bir uygulama varsa da başarılı bir uygulama değildir. Bu nedenle ıspanak ekilecek olan tarla salma su verilerek sulanır. Toprak tava gelince, (üzerinde taraktörle gezilecek hale gelince) tarla yanmış çiftlik gübresi veya yapay gübre ile sürümden önce gübrelenir. Toprak 20-25 cm derinliğinde sürülerek gübrenin toprağa karışması sağlanır. Hafif karakterli topraklarda ve yapay gübre kullanılan durumlarında gübrenin sürümle çok derinlere gitmesini engellemek ve tohumun çimlenmesinden hemen sonra bitkinin gübreden yararlanmaya başlamasını sağlamak ve sulamalarla gübrenin yıkanmasını azaltmak için gübreleme sürümden önce yapılmamalıdır. Gübre sürümden sonra toprak yüzüne verilerek, kazayakları, veya Disk-Harrow ile toprağın 8-12 cm derinliğinde karıştırılmalıdır. Ispanak yetiştiriciliğinde tabii gübre kullanılacaksa dekara 2-3 ton yanmış gübre, sürümden önce toprağın 20-25 cm derinliğine karıştırılır ve bu gübreye bitki gelişmesine ve toprağın besin maddesi durumuna bağlı olarak nitrat formundaki azotlu gübrenin hasattan en az bir ay önce toprağa uygulanması suretiyle yaprakta nitrit formu zehirlenmeye neden olmaktadır. Toprakta asitlik sorun yaratmıyorsa azottan uzun vadede yararlanma söz konusu ise azotlu gübrelemeyi sülfat formunda yapmak da mümkündür.
Genel bir gübreleme düşünüldüğünde dekara 10-12 kg N, 8-10 kg P2O5 ve topraktaki miktarına bağlı olarak da K2O verilir. Bu gübrelemede P ve K’nun tamamı ile N’lu gübrenin yarısı ekimden önce, diğer yarısıda hasattan en az bir ay önce toprağa verilmelidir. Gübrenin toprağa veriliş derinliği de toprağın hafif veya ağır oluşuna ve düşen yağış miktarına bağlı olarak değişmektedir.
Killi topraklarda gübrelerin 10-25 cm derinliğe, hafif karakterli topraklarda ise 5-10 cm derinliğe verilmesi üretimi olumlu yönde etkiler ve gübreden yararlanmayı arttırır. Bu esaslar içinde gübrelenen toprak daha sonra toprak işleme aletleri ile tohum yatağı oluşturacak şekilde inceltilir. Yaz aylarında toprak işleme ve tohum yatağı hazırlama işlemlerini rüzgarsız havalarda günün sıcak olmayan saatlerinde veya geceleri yapmak toprak tavının muhafazası ve düzenli çimlenmenin sağlanması açısından çok yararlı olur.
Ispanak yetiştiriciliğinde yabancı ot büyük sorunlar yaratır. Besin maddeleri ile takviye edilmiş olan topraktaki yabancı otlar hızla gelişerek ıspanağı baskı altına alabilir. Bu nedenle yabancı ottan temiz tarlalar tercih edilmeli veya selektif yabancı tohum ekiminden sonra, çimlenmeden evvel uygulanmalıdır.
Ispanakta tohum ekimi iki şekilde yapılır.
a. Mibzerle sırayla ekim
b. Serpme ekim
Birinci ekim şekli büyük alanlarda yapılan üretim şeklinde uygulanır. Avantajı ekim kolaylığı oluşu, daha az miktarda tohum kullanama, çimlenmenin yeknesak oluşu nedeniyle gelişmenin de yeknesak olması ve hasadın bir defada yapılabilmesi ve tarladaki ürünün bir defada hasat edilebilmesidir. Endüstriyel kullanım amaçlı üretimlerde ekim ve hasadın bir defada yapılabilmesi ve makine ile yapılması nedeniyle maliyetlerin çok aşağıya çekilmesi bu ekim şeklini avantajlı kılar. Ancak bu yöntem ülkemizde henüz çok ender hallerde kullanılır. Buna karşılık ülkemizde yetiştiriciliğin aile işletmelerinde yapılması, hasadın çok defada ve uzun sürede yapılması, bu şekilde düşük ve yüksek fiyat hareketlerinin ortalama fiyat seviyesini sağlayarak önlenebilmesi nedeniyle ekim serpme olarak yapılır. Ülkemizde yapılan üretimin hemen tamamında serpme ekim metodu kullanılır.
Gübre uygulaması yapılarak inceltilmiş (tohum yatağı hazırlanmış) olan tavlı toprağa dekara 1-1.5 kg tohum gelecek şekilde ekim yapılır. Ekim yaparken tüm alan için ayrılan tohum, miktar olarak ikiye bölünür. İlk defada tohumun yarısı bir yönce serpilerek tarlaya ekilir, diğer yarısı ise daha önceki ekim yönünün dikine olarak ikinci defa tarlaya serpilerek ekilir ve tohumun toprağa karışmasını sağlamak amacıyla çapraz verilmemiş (traktöre paralel diskle) Disk Harrow ile işlenir. Böylece toprak yüzüne serpilmiş tohumların toprak ile örtülmesi sağlanır. Daha sonra sürgü çekilerek toprakla tohumun sıkıca teması gerçekleştirilir.
Bu şekilde toprağa karıştırılan tohumların bir kısmı toprak yüzeyine çok yakın, bir kısmı işse 1-5 cm derinliğe düştüğünü görürüz. Bu derinlik farkları nedeniyle çimlenme zamanlarında da önemli farklılıklar meydana gelir. Toprak yüzeyine çok yakın düşen tohumlar toprak tavının yeterli olmaması nedeniyle çimlenmeden öylece kalırlar. Ancak ıspanağa verilen 1. Sudan sonra çimlenirler. Bu kademeli çimlenme bitki gelişmesininde kademeli olmasına neden olur. İlk çimlenen bitkiler çevre şartlarında gelişmeye uygun oluşu nedeniyle hızla gelişip daha sonra çimlenmiş olanları baskı altına alırlar. Böylece kademeli olarak gelişen bitkilerin hasatlarıda kademeli olarak yapılır. Ispanak tarlasında hasat büyüklüğüne gelen bitkiler hasat edilince hasat edilmeden tarlada kalan küçük bitkiler gelişir ve daha sonraki hasat kademelerini oluştururlar.
Sıravari ve makinalı ekim yapılacaksa toprak işleme ve gübreleme işlemleri aynen serpme yöntemiyle ekimdeki gibi yapıldıktan sonra özel mibzerleri ile sıra arası 20-25 cm sıra ile üzerinde is 2-3 cm derinliğe gelecek şekilde ekilerek bastırılırlar. Dekara 0.7-1kg tohum kullanılır. Bu yetiştirme şeklinde gelişirler ve Pazar şartları oluştuğunda hepsi bir defada hasat edilerek pazarlanırlar. Büyük boyutlu endüstriyel kullanım amaçlı üretimde bitkilerin iyice gelişmeleri beklenir ve toprağın 3-5 cm üzerinden özel makinaları ile hasat edilirler.
Bakım İşleri
Ispanak bitkilerinin gelişmeleri için sulamanın düzenli yapılması gerekir. Hasattan en az bir ay önceki sulama öncesinde, daha önce ayırmış bulunduğumuz azotlu gübre nitrat formunda ve serpme yöntemi ile atılarak hemen yağmurlama yöntemi ile sulama yapılır. Gübre atıldıktan sonra sulama yapılmazsa yapraklar üzerine düşen gübre yapraklarda yanma yaparak yaprakların lekelenmesine sebep olur. Yetiştirme sırasında zaman zaman tarlada kaba otların alınması gerekir. Bunun dışında herhangi bir bakım uygulanmaz.
Yetiştiricilikte dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri yaprak uçlarında meydana gelen sararmalardır. Bu sararmalar üç durumda ortaya çıkar. 1. Hızlı bir gelişme döneminin ardından şok şekilde soğuklarla karşılaşma, 2. Bitkini,n toprakta yeteri kadar azot bulamaması durumunda, 3. Yüksek sıcaklıkların oluşturduğu şartlarda susuz kalma durumunda. Böyle durumlarda verim düşer, kalite bozulur, üretilen ürün pazarlanamaz hale gelir. Bu durumların oluşmamasına özen göstermek gerekir. Bilhassa soğuk havaların yaklaştığı dönemlerde bitki gelişmesinin hızlandırılması, başarılı bir yetiştiricilik açısından önemlidir.
5.2. Tarımsal Savaşım
Tarımsal savaşım yönünden ıspanak ülkemiz şartlarında sorunsuz bir bitkidir. Önemli ve büyük boyutlarda zarar yapan hastalıklar ender olarak epidemi yaparlar. Yalancı miliyö (Peronospora spinacia) bazı yıllarda önemli zararlanmalara neden olur. Yaprağın üst yüzeyinde sararmalar alt yüzeyinde ise menekşe-gri renkli küflerle tanınır.
Yaprak bitleri dışında önemli bir zararlısı yoktur.
6. Olgunluk, Hasat ve Depolama
Ispanakla hasat zamanını büyük ölçüde pazardaki fiyatlar tayin eder. İlk dönemde fiyatların yüksek olduğu durumda bitkiler 15-18 cm boy alarak 5-6 yaprak meydana getirdiğinde hasada başlanabilir. Fiyatların düşük olması durumunda bitkinin büyüyerek yaprakların etli bir yapı kazanması beklenir. Böylece yüksek verim elde edilerek birim alandan elde edilen gelir arttırılabilir.
Hasat elle ve bıçakla yapılır. Bitkilerin kökleri toprağın 2-3 cm derinliğinde bıçakla kesilir. Hasattan sonra pazarlanamayacak nitelikteki yapraklar ayıklanıp 0.5 kg’lık demetler halinde bağlanarak pazara sunulur. Hasattan sonra pazarlanıncaya kadar bağların havadar bir ortamda bulundurulması sağlanmalıdır. Aksi halde üst üste duran ıspanaklar kesinlikle hava almayan kaplara konulmalıdır. Gözenekli küfeler, file çuvallar ve parmaklıklı kasalar ıspanak ambalajlamada sıklıkla kullanılır. Her iki yöntemle üretimde yetiştirme ve hasat sırasında dikkat edilecek hususlardan biriside ıspanaklarda tohum kabuğunun kotiledonlardan birisi ile toprak yüzüne çıkması toprak yüzüne çıktığında da kuruyarak çok sert bir yapı kazanmasıdır. Ispanaklarda mızrak şeklindeki kotiledonların çimlenmeden sonra büyümelerine devam etmesi nedeniyle bu tohum kabuğu ev hanımlarının da gözlerinden kaçarak yemeğin içine kadar gelebilmektedir. İşte bu nedenle dikenli tohum kabuğuna sahip ıspanakların yetiştirilmesi terk edilmiştir. Halbuki dikenli tohumlu ıspanaklar yuvarlak tohumlulara göre çevre şartlarına daha dayanıklıdır, daha verimlidir ve geç çiçeklenme avantajları vardır.
KARNABAHAR
4. Yetiştirilme istekleri
4.1. İklim istekleri
Karnabahar iklim istekleri bakımından kışlık sebzeler arasında yer almaktadır. Ancak karnabahar yetiştiriciliğinde sıcaklığın önemi ışık ve neme göre çok fazladır. Karnabaharın gelişimi ve taçların oluşumu üzerinde ışığın etkileri bilinmemektedir. Bu nedenle karnabahar bitkisi nötr gün bitkisi olarak kabul edilir. Karnabahar bitkisi özellikle taç oluşumu döneminde topraktaki suyun fazla olmasını ister. Hem pazar olgunluğuna gelmiş taçlar hemde çiçeklenme dönemindeki karnabahar bitkileri fazla yağış ve rüzgarlı havalardan hoşlanmazlar.
Karnabaharlarda çeşitlerin generatif faza geçmek için istedikleri düşük sıcak süreleri farklıdır. Hasat, vegetasyon dönemindeki sıcaklıklara bağlıdır. Sıcaklığın 20° C’nin üzerine çıkması taçların kalitesini bozar. Taçların oluşması için optimum sıcaklığın 15-17° C civarında olması istenir. 10-20° C arasındaki sıcaklıklarda da taç oluşabilmektedir.
Karnabaharlarda taç oluştuktan sonra sıcaklık yükselirse bitkilerde vegatatif gelişme hızlanır. Bu durumda çiçek saplarının üzerindeki brakteler hızla büyür ve tacın lopları arasından yapraklar çıkar ve Pazar değeri olamayan yapraklı taçlar oluşur.
Fide döneminde sıcaklığın yükselip azalması bitkilerde taçların kalitesinin bozulması yönünde etkili olur. Bu koşullarda yetiştirilen bitkilerin gelişmesi yavaşlar, yaprakları küçülür ve taçlar dağınık olarak gelişirler. Sonbahar ve kış dönemi dikimlerinde sıcaklığın 0°C’nin altına düşmesi ile bitkilerde büyüme ucu zarar görür ve bitkiler sadece yaprak meydana getirirler. Bunun yanında fideler birkaç yapraklı iken sıcaklık düşerse bitkilerin büyüme ucu kaybolur. Bu bitkilere kör bitki adı verilmektedir. Kör bitkilerin yaprakları karbonhidrat depolanması nedeniyle normal yapraklardan daha kalın ve sert yapılı olurlar.
Hasat dönemine gelmiş bitkiler, fidelere göre düşük sıcaklıklara karşı daha duyarlıdır. Taçlar Pazar olgunluğu dönemine geldiğinde sıcaklığın 0°C’nin altına taç yüzeyinde havlı bir yapının oluşmasına neden olur. Düşük sıcaklığın devam etmesi halinde taçlarda morlaşma meydana gelmekte ve bu taçların Pazar değeri düşmektedir.
4.2. Toprak isteği
Karnabahar bitkisi toprak istekleri bakımından seçici değildir, su tutma kapasitesi yüksek, derin kumlu-tınlı topraklarda başarılı bir şekilde yetiştirilebilir. Ağır bünyeli topraklarda özellikle kış dönemi yetiştiriciliğinde yağışlar nedeniyle oluşan suyun iyi bir şekilde drene edilmesi gereklidir. Kuraklığa hassas olduğu için hafif bünyeli topraklarda yetiştiricilik yapılmamalıdır. Aksi taktirde sıcaklığın yükselmesi halinde dağınık yapılı taçlar meydana gelir.
Karnabahar bitkilerinin gelişmesi için optimum pH değeri 5.5-6.5 arasında olmalıdır. Asidik topraklarda gelişme iyi olmaz.
Toprak yorgunluğu meydana gelmesi nedeniyle aynı toprakta üst üste karnabahar yetiştiriciliği yapılmamalıdır. Karnabahar mutlaka farklı familyanın sebzeleri ile münavebeye alınmalıdır.
5. Yetiştirilme Şekli
5.1. Toprak hazırlığı, ekim, dikim ve bakım işleri
Karnabaharların üretim şekli lahanaya çok benzer. Ülkemizde karnabahar yetiştiriciliği yaz sonu, sonbahar ve kış mevsiminde yapılmaktadır.
Karnabahar genellikle Akdeniz, Ege ve Marmara bölgelerimizde yetiştirilmektedir. Bu bölgelerimizde karnabahar tohumları fide yetiştirme tavalarına Haziran-Temmuz aylarında ekilmekte ve tohum ekiminden yaklaşık 30-35 gün sonra dikim büyüklüğüne gelmiş fideler lahanalarda olduğu gibi fideliklerden sökülerek açılan karıklara (masuralara) yani esas yetiştirme yerlerine dikilmektedir.
Fide yetiştirme yerlerinin hazırlanması, tohumların fide yetiştirme yerlerine ekimi, fideliklerdeki kültürel işlemler, esas yetiştirme yerlerinin hazırlanması, fidelerin esas yetiştirme yerlerine dikimi ve hasada kadar yapılan tüm düğer kültürel işlemler lahana bitkisinde olduğu gibidir.
Karnabaharlarda bitkiler arası mesafeler çeşitlerin erkenci veya geçci oluşuna göre değişir, küçük habitüslü çeşitlerde bitkiler arası mesafeler azalır, büyük habitüslülerde ise artar.
Karnabahar fideleri esas yetiştirme yerlerine dikildikten sonra çapalama, sulama, gübreleme, hastalık, zararlı ve yabancı otlarla micadele lahanalarda olduğu gibi çok dikkatli bir şekilde ve zamanınd yapılmalıdır. Aksi taktirde karnabaharlarda gelişme ve büyüme olumsuz yönde etkilenir, Pazar değeri olmayan ticari taçlar oluşur.
5.2. Gübreleme
Karnabahar yetiştiriciliğinde üretim alanlarının dikimden iki-üç ay önce çiftlik gübresi ile gübrelenmesi gerekmektedir. Toprağın besin durumu dikkate alınarak dekara 3-6 ton çiftlik gübresi verilir.
Pazara yönelik üretimde 4 ton/dekar satılabilir ürünle topraktan yaklaşık 17 kg/dekar azot(N), 5 kg/dekar fosfor (P2O5) ve 17 kg/ dekar K2O kaldırmaktadır. Bu miktarların 1/3 N, 2/3 P2O5 ve 2/3 K2O temel gübreleme olarak dikimden önce Disk-Harrow altına 1/3 N ara çapa ile kalan 1/3 N, P2O5 ve K2O ise bitkilerin yaprakları, karıkları tamamen örtmeden önce son çapada bant şeklinde verilmelidir.
6. Olgunluk, Hasat ve Depolama
Karnabaharlarda hasat taçlar pazar değerini kaybetmeden yapılmalı ve taçlar dağılmadan, renklileri bozulmadan önce hasat edilmelidir. Hasat periyodu iklim kpşullarına bağlıdır. Ilık havalarda hasat süresi bir hafta olup, soğuk koşullarda bir aya kadar uzayabilir. Karnabaharlarda hasat çeşitlerin uniform gelişmesine göre bir defada yada kademeli olarak yapılır. Karnabaharlarda hasat pazar olgunluğuna gelmiş taçların gövdeyle birleştiği yerden kesilmesi suretiyle yapılır. Hasat sırasında taçlar üzerinde hiç yaprak bırakılmadığı gibi, uzun mesafelere gönderilecek karnabaharlar taçları üzerindeki yaprakların 1/3 ü kesilir, 2/3’ü taç üzerinde bırakılır. Taçlar üzerinde hiç yaprak bırakılmaz ise bu taçların çok iyi ambalajlanmış olması gerekir. Aksi halde taşıma sırasında taçlar zarar görür.
Hasattan sonra karnabaharlar 1-3 ay arasında saklanabilirler. Karnabaharlarda hasat süresini uzatabilmek için hasadın normalden birkaç gün erken yapılması gerekmektedir. Karnabaharlarda optimal depolama sıcaklığı 0.5-1 °C’dir. Karnabahar taçları %80 nemde 6-8 hafta rahat bir şekilde muhafaza edilebilirler.
BROKOLİ
4. Yetiştirilme İstekleri
4.1. İklim isteği
Brokkolinin sebze olarak değerlendirilen olgunlaşmamış yeşil çiçek tomurcukları yaz aylarındaki kurak ve sıcak havalardan, kış alarındaki kurak ve sıcak havalardan olumsuz yönde etkilenir. Sıcak havalarda bitkinin gelişmesi iyi olsa bile sebze olarak değerlendirilen olgunlaşmamış çiçek tomurcukları normal bir gelişme göstermez., gevşek yapılı sürgünler oluşur, hasattan birkaç saat sonra çiçek tomurcuklarında pörsüme olur. Yaz aylarında ve ortalama hava sıcaklığının 20 °C’nin üzerinde olduğu yerlerde brokkoli yetiştiriciliği ekonomik olmamaktadır. Bitkiler vegetatif devrede ise don tehlikesinden fazla etkilenmezler. Sebze olarak değerlendirilen kısımlar hasat olgunluğuna gelmiş ise hafif donlardan bile zarar görürüler, çiçek tomurcukları kahverengi renk alır ve çürürler.
Brokklolinin gelişimi ve sebze olarak değerlendirilen kısımları üzerine gün uzunluğunun etkileri kesin olarak bilinmemektedir. Aşırı olmayan yağış brokkolinin gelişimi ve kalitesi üzerinde olumlu etki yapar. Kuraklık brokkolinin olgunlaşmamış çiçek taslakları üzerine olumsuz etki yaparak taçların lifli ve kalitesiz olmasına neden olur.
4.2. Toprak İsteği
Brokkoli toprak istekleri bakımından çok seçici bir bitki değildir. Ancak gevşek ve besin maddelerince fakir toprakları sevmez. Organik maddelerce zengin topraklar brokkoli yetiştiriciliği için elverişlidir. Fakir topraklar kompost yada organik maddelerle zenginleştirilmelidir. Gerektiğinde kireç verilmelidir. Ağır bünyeli çok iyi su tutan ve pH değeri 6.5’dan yukarı olan topraklarda yetiştiricilik yapılmamalıdır.
5. Yetiştirileme Şekli
5.1. Toprak hazırlığı, ekim, dikim ve bakım işleri
Brokkolinin üretim şekli lahana ve karnabahara çok benzer. Ülkemzide son yıllarda brokkolinin üretimi ve tüketimi hızlı bir şekilde artmaktadır. Brokkoli tohumları lahana ve karnabaharda olduğu gibi temmuz ve ağustos aylarında fide yetiştirme tavalarına ekilir. Fide yetiştirme yerlerinin hazırlanması, tohum ekimi, kültürel işlemler, esas yetiştirme yerlerinin hazırlanması, fidelerin dikimi ve hasada kadar yapılan kültürel işlemler lahana ve karnabaharda olduğu gibidir.
Fideler esas yetiştirme yerlerine dikilirken bitkiler arası mesafe çok önemlidir. Çeşitlerin erkenci veya geçci oluşu, hasatta olgunlaşmamış ana (= tepe) çiçek taslakları yada yaprak koltuklarından çıkan yan sürgünlerin hasat edilip edilmeyeceğine göre dikimde uygulanacak bitkiler arası mesafeler değişmektedir. Erkenci çeşitler daha küçük bitkiler oluşturduklarından bitkiler arası mesafe azaltılmalıdır.
Sadece olgunlaşmamış ana çiçek taslaklarının hasadı düşünülüyorsa bitkiler arası mesafeler azaltılmalıdır. Bitkiler arası mesafeler arttığında olgunlaşmamış çiçek taslaklarının saplarında koflaşma görülmektedir. Bitiler arası mesafe eşitlerin gelişme özellikleri ve ekolojik koşullara bağlı olarak değişir. Brokkoli yetiştiriciliğinde en yüksek verim 45×30 cm mesafelerle yapılan dikim sıklıklarından elde edilmiştir.
5.2. Gübreleme
Brokkoli topraktan karnabahara göre daha fazla besin maddesi kaldırır. Brokkoli yetiştiriciliğinde bir dekar alana 15-20 kg N, P2O5 ve 20-22 kg K2O verilmelidir. Azotlu gübrenin yarısı K2O ve P2O5’in tamamı dikimle birlikte Disk-Harrow altına, geri kalan azot ise olgunlaşmamış ana çiçek taslakları hasat edildikten sonra bitkinin yaprak izdüşümüne verilmelidir.
Bor ve molibden eksikliği bitkilerin olumuz yönde etkiler. Molibden eksikliğinde yaprak ayası küçülür.
6. Olgunluk Hasat ve Depolama
Brokkolide hasat olgunlaşmamış çiçek taslakları üzerinde bulunan küçük çiçek gözleri açılmadan önce yapılır. Çiçek sürgünlerinin iyi geliştiği dönem hasat için en uygun dönemdir. Hasatta gecikme olursa çiçek taslakları açılır, çiçeklenme başlar ve sebze olarak değerlendirilen kısımlar odunlaşır ve lezzeti azalır. Önce ana (=tepe) çiçeksürgünleri hasat edilir. Bazı çeşitlerde hasat edilen ilk ana çiçek sürgünü karnabahara benzer.
Ana çiçek sürgünleri hasat edildikten sonra ilerleyen dönemde yaprak koltuklarından yan çiçek sürgünleri gelişir. Bu sürgünler hasat olgunluğuna geldiğinde bıçakla kesilerek hasat eidlirler. Ana ve yan çiçek sürgünleri hasat olgunluğuna geldiğinde düzenli olarak kasat edilmelidir. Hasat bitkinin tamamının bir defada kesilmesi şeklinde de yapılabilmektedir. Hasat edilen sürgünlerin boyları 10-15 cm, ağırlıkları ise hasat edilen sürgünlerin büyüklüklerine bağlı olarak değişir.
Ana sürgünlerin ağırlıkları 100-600 gram, yan sürgünlerin ise 10-50 gram arasında değişmektedir. Hasat olgunluğuna gelmiş brokkoli bitkileri Şekil 19’da görülmektedir. Hasat edilen olgunlaşmamış çiçek sürgünleri ya hemen değerlendirilmeli yada 1-5 °C’de muhafaza edilmelidir. Sürgünler bu sıcaklık koşullarında ve polietilen torbalarda 3 veya 4 gün süre ile tazeliklerini koruyabilirler.
TURP
4. Yetiştirilme İstekleri
4.1. İklim isteği
Turplar serin iklim bitkileridir. Yüksek sıcaklık ve kuraklıktan hoşlanmazlar. İklim şartları turp yetiştiriciliğinde çok önemli rol oynar. Tohumlarının çimlenebilmesi için toprakta sıcaklığın 12-15 °C arasında olması gerekir. Çimlenmeden sonraki gelişme döneminde bitkiler 14-15 °C sıcaklık ister. Sıcaklığın artması vegetatif büyümeyi hızlandırır. 22-25 °C arasındaki sıcaklıklarda bitkilerde yaprak sayısı artar. Yaprak sayısının artması turp büyümesine olumsuz etki yapar ve turpların küçük kalmasına neden olur. Sıcaklık derecesi yükselecek olursa turplar çabuk koflaşır, odunlaşır ve acılaşırlar. 14-16 °C’lik sıcaklıklar kaliteli turp gelişmesini sağlar. Yüksek sıcaklıkar turp oluşumunda olduğu gibi tohum elde etmede de olumsuz etki yapar, dişi organ tepeciğinin kurumasına ve polen tozlarının ölmesine neden olur.
Bitkiler genç devrede düşük sıcaklıklara maruz kalırsa, bazen turp oluşturmadan, bazende küçük bir turp meydana getirdikten sonra sürgün meydana getirerek çiçeklenmeye başlar. Sıcaklığın 10 °C’nin altına düşmesi halinde bitkilerde sapa kalma oranı artar, pazarlanabilir. Turp elde edilemez. Turp üretiminde bitkilerde düşük sıcaklığın olumsuz etkisini ortadan kaldırmak için ekim zamanını iyi ayarlamak gerekir. Turplarda su yüzdesi fazla, kuru madde miktarı az olduğunda bitkiler düşük sıcaklıklardan daha çok etkilenirler. 14-16 °C sıcaklıkta yetiştirilen turplarda kuru madde oranı en iyi seviyededir.
Turplarda gün uzunluğu da turp oluşumu ve çiçeklenme üzerine etkilidir. Uzun gün koşulları bitkilerde çiçeklenmeyi teşvik eder. Ayrıca uzun gün koşullarında turp oluşumu gecikmekte, hatta hiç turp oluşmamaktadır. 15 saatten daha uzun günde çiçeklenme başlar en iyi turp oluşumu 7-12 saat arasındaki gün uzunluğunda meydana gelir.
4.2. Toprak isteği
Toprak istekleri bakımından seçici bir bitkidir. Turpun düzgün olması, tadın ve aromanın iyi bir şekilde gelişmesi için hafif bünyeli tınlı topraklarda yetiştiricilik yapılmalıdır. Toprak bünyesi ağırlaştıkça turpta şekil bozulmaları, çatlamalar yanında acılaşma ortaya çıkar. Bu nedenle killi ve ağır topraklarda turp yetiştirilmemelidir. Kumlu topraklarda, organik gübre ve ticaret gübresi kullanımı iyi sonuç verir. Besin maddesi yönünden fakir olan zayıf topraklarda koflaşma meydana gelir.
Fındık turpları ve erkenci turplar hafif tınlı ve kumlu topraklarda bayır ve kestane turpları ise tınlı-killi topraklarda daha iyi gelişir.
Toprak pH’sı 6.0-7.4 civarında olmalıdır. Turp yetiştiriciliğinde toprakta yeterli oranda suyun bulunması gereklidir. Suyun düzensiz verilmesi kurak ve fazla suyun olduğu peryodların arka arkaya gelmesi halinde turpta çatlamalar meydana gelir. Su ihtiyacı diğer lahana grubu sebzelerine göre en yüksek seviyededir.
5. Yetiştirilme Şekli
yetiştirme yerlerine doğrudan tohum ekimi yöntemiyle yapılır. Fide ile yetiştiricilikte yetiştirme yerlerine doğrudan tohum ekimi yöntemiyle yapılır. Fide ile yetiştiricilik ise çok sınırlı olarak özel amaçlarla yapılır.
5.1. Toprak hazırlığı, ekim ve dikim
Tohum ekim yerleri çok iyi bir şekilde işlenip ekim için hazır hale getirilmelidir. Turp tohumlarının ekileceği toprak yabancı ot ve diğer kültür bitkilerinin artıklarından iyice temizlenmelidir. Turp tohumlarının çimlenme ve çıkışını olumsuz yönde etkileyecek atıklar temizlendikten sonra toprak 15-20 cm derinlikte sürülür. Toprak yüzeyine ticari gübre serpildikten sonra tohum ikimi için toprağın uygun hale getirilmesi hemde ticari gübrenin karıştırılması amacıyla Disk-Harrow veya freze çekilir. Arka arkaya aynı yere turp ekilmemelidir. Mutlaka bir başka kültür bitkisi ile nöbetleşe ekim yapılmalıdır.
Fındık turpları tahta veya tavalarda yetiştirilir. Geniş alanlarda üretim yapılacak ise düze tohum ekimi yapılabilir. Fındık turpların tıohumları 10-15 cm sıra arası 3-5 cm sıra üzeri mesafelerle 1.5-2 cm derinliğe ekilmelidir. Fındık turpları optimum koşullarda 4-5 hafta sonra hasat olgunluğuna gelir. Ekim sıklığı ekim zamanı, ekim derinliği, turplarda yumru kalitesine önemli oranlarda etki yapmaktadır. Başlangıçta ekim yerlerine fazla tohum atılmışsa seyreltme yapılmaktadır. Hassas mibzerlerle veya elle sıraya tohum ekimi de yapılabilir. Tohum ekiminden 3-4 gün sonra tohumlar çimlenerek toprak yüzeyine çıkarlar.
Bayır ve kestane turpları tavalarda yada masuralarda yetiştirilir. Tohum ekim yerleri dikkali bir şekilde hazırlandıktan sonra tohumlar tavalara serpme olarak, masuralara ise masuraların boyun noktasına ocak usulü ile ekilirler. Geniş alanlarda yapılan yetiştiricilikte mibzerlerle sıra usulü tohum ekimi de yapılabilir. Bayır ve kestane turplarının tohumları masuraların boyun noktalarına 30-40 cm sıra arası 10-15 cm sıra üzeri ve 2-3 cm derinlikte ocak usulü yapılmalıdır. Serpme usulü tohum ekimi yapılacak ise tohumlar toprak yüzeyine serpilir daha sonra Disk-Harrow veya tırmıkla toprağa karıştırılır. Fındık turplarında olduğu gibi ekim sıklığı ve derinliği turp kalitesini etkiler.
5.2. Çapalama
Yabancı ot temizliği ve çapa işlemleri aksatılmadan düzeli olarak yerine getirilmelidir. Yabancı otlar bitkilerin gelişmesini engeller. Bitkiler sıra arasındaki açıklıklar kapatıncaya kadar yabancı ot mücadelesine önem verilir.
5.3. Sulama
Turpların kaliteli ve uniform şekilde gelişebilmesi için aksatılmadan düzenli olarak sulanması gerekir. Tavalarda salma, tahtalarda ve geniş alanlarda yağmurlama, masuralarda ise karık içine su verilerek yapışır. Bitkilerin gelişme süresi ve iklim koşullarına bağlı olarak topraktaki su miktarı dikkate alınarak bir üretim döneminde 3-6 kez su verilir. Sulama sonrası toprakta oluşan kaymak tabakasının kırılması ve yabancı ot mücadelesi için çapa işlemi yapılmalıdır.
5.4. Gübreleme
Turp yetiştiriciliğinde organik gübreleme yapılacak ise gübrenin bir önceki kültür bitkisine verilmesi daha başarılı olur. Organik gübrelerin tohum ekiminden önce toprak hazırlama döneminde verilmesi turplarda çabuk koflaşma, odunlaşma ve tat değişimi meydana getirir. Tohum ekiminden önce verilen organik gübre turplarda bol yaprak oluşumunu teşvik eder, turpların küçük kalmasına neden olur.
Fındık turplarında hasat olgunluğuna gelmiş 20 cm boyundaki bitkiler yapraklarından tutulup elle sökülür. Kök, turp ve yaprakları yıkanır. Kazık köklerin uç kısmı kesilir. 5 ile 10 adet arasında değişen fındık turpu yapraklı olarak demetlenir ve satışa gönderilir. Bayır ve kestane turpları genellikle birkaç defada kademeli olarak hasat edilirler.
Erkenci kestane ve bayır turplarında hasat fındık turplarında olduğu gibi yapılır ve temizlenerek 3 ile 5’i bir arada demetlenerek satışa gönderilir. Geçci olan iri turp oluşturan çeşitlerde hasattan sonra turp üzerindeki kök ve yapraklar kesilerek uzaklaştırılır. Sadece sebze olarak değerlendirilen turplar yıkanıp temizlendikten sonra satışa arz edilir. Bayır ve kestane turplarında yapraklarından tutulup çekilerek hasat yapılmaz Yapraklar kopar yada turp toprakta kalır. Bu nedenle çapa veya bel gibi bir alet yadımı ile yapılması gerekir.
Ilıman bölgelerde turplar hasat olgunluğuna gelse bile kış aylarında tarlada bırakılır. Pazar durumuna göre hasat edilecek satışa gönderilir. Soğuk bölgelerde hasat edilen turpların donma tehlikesi var ise sıcaklığı 4-6 °C arasında değişen depolarda veya kum içerisinde 2-3 ay muhafaza edilebilirler.
6. Verim
Fındık turplarından dekardan 2.5-2 ton civarında ürün alınabilinmektedir. Bayır ve kestane turplarında ise verim dekardan 6-7 ton’a kadar çıkar. Bu değerler yetiştirme koşulları ve çeşit özelliğine bağlı olarak değişir.
ŞALGAM
4. Yetiştirme istekleri
4.1. İklim isteği
Şalgam serin ve ılık iklim sebzesi olarak bilinir. Şalgam soğuklara karşı diğer sebzelere nazaran daha dayanıklıdır. Yüksek sıcaklıklardan hoşlanmaz. Yüksek sıcaklıklarda şalgamda koflaşma, liflenme, ve odunlaşma meydana gelir. Soğuk bölgelerde ilkbahar, sıcak bölgelerde sonbahar ekimi yapılır. Sıcaklık 0°C’ye düştüğünde bitki gelişmesi yavaşlar, sıcaklığın yükselmesi ile bitkilerde çiçeklenme başlar. Bitki gelişmesi döneminde meydana gelen yüksek sıcaklıklar ve hava neminin azalması şalgam yumrularının küçük kalmasına neden olur.
4.2. Toprak isteği
Şalgam derin, geçirgen, organik madde ve besin maddelerince zengin tınlı, tınlı-killi ve kumlu-tınlı topraklardan hoşlanır. Toprağın derin bünyeli olması kaydı ile çok hafif ve çok ağır topraklar dışında her toprak tipinde şalgam yetiştirilebilir. Kumlu ve kumlu-tınlı topraklarda üretimin başarılı olabilmesi için yeterli ölçüde gübreleme yapılması gerekir. 4.5-7.5 pH değerleri arası uygun değerlerdir.
5. Yetiştirme şekli
Şalgam tohumlarının doğrudan yetiştirme yerlerine ekilmesi yoluyla üretilir. Tohum ekimi bölgenin iklim şartlarına ve hasat döneminde göre ılık bölgelerde ilkbahar döneminde Mart-Nisan aylarında, sıcak bölgelerde ise sonbahar-kış döneminde Ağustos-eylül ve ekim aylarında yapılır.
5.1. Toprak Hazırlığı ve Ekim
Tohum ekimi için toprak 15-20 cm derinlikte sürülür. Tırmık çekilecek taş ve yabancı maddelerden temizlenir ve tesviye edilir. Ekilen tohumların çimlenmeleri ve bitki çıkışlarının düzenli olması için toprak çok iyi şekilde ekime hazırlanmalıdır.
Şalgam genellikle tavalarda yetiştirilmektedir. Yetiştirme yerlerinin meyil durumuna göre tavalar hazırlanır. Tohum ekimi serpme ve sıravari yapılabilir. Kültürel işlemlerin daha kolay ve verimli yapılabilmesi için sıra usulü ekim tercih edilmelidir. Yağmurlama sulama yapılacak ise ekim tavalara değil düz tarlaya yapılmalıdır. Tohum ekimi elle veya mibzerle yapılmalıdır. Elle tohum ekimi genellikle serpme olarak yapılır. Tavalara ve düz tarlaya serpme usulü ekim yapılacak ise dekara 200-250 gr toprağa karıştırılır. Tohum ekim döneminde toprak tavda olmalıdır. Aksi taktirde tarla ekim öncesi sulanmalıdır. Tohum ekiminden 4-10 gün sonra tohumlar çimlenerek bitkiler toprak yüzeyine çıkarlar.
Elle sıra usulü tohum ekimi yapılacaksa gerek tavalara gerekse düz alana toprak yapısı ve çeşidin gelişme durumuna göre 30-50 cm aralıklarla 2-3 cm derinlikte sıralar açılır. Açılan bu sıraların içine 5-10 cm’de bir tohum gelecek şekilde ekim yapılır. Tohumların üzeri daha sonra tırmıkla örtülür ve sürgü ile bastırılır.
5.2. Çapalama ve Sulama
Tohum ekiminden sonra toprakta yeterli sıcaklık ve rutubet var ise tohumlar ekimden 4-10 sonra çimlenerek bitkiler toprak yüzeyine çıkarlar. Tohum ekiminden 3-4 hafta sonra bitkiler 3-4 yapraklı döneme geldiğinde seyreltme yapılır. Toprak işlenip boğaz doldurulur. Bundan sonra 2 veya 3 defa daha sulama ve sulamadan sonra toprak tava geldiğinde seyreltme ve çapa yapılır. Son çapada bitkiler arası mesafe sıra arası 30-40 cm, sıra üzeri 15-20 cm olacak şekilde ayarlanır.
Şalgam yetiştiriciliğinde kaliteli ve yüksek verime ulaşmak için çapa ve sulamanın büyük ölçüde etkisi vardır. Zamanında yapılmayan çapa ve verilmeyen su kaliteyi düşürür, ürün miktarını azaltır.
5.3. Gübreleme
Şalgam ağır gübresinden hoşlanır. Tohum ekiminden önce dekara 4-6 ton yanmış ahır gübresi verilmelidir. Dekara 10-15 kg azot, 8-10 kg fosfor, 20-30 kg potasyum ve 10-15 kg kalsiyum verilmelidir. Kumlu topraklarda şalgam verilecekse suni gübrenin 1/3 ‘ü ekim öncesi, 1/3’ü şalgam oluşumu başlarken, 1/3’ü de şalgamlar irileşmeye başladığında olmak üzere üç seferde verilmelidir.
6. Olgunluk, Hasat ve Depolama
Şalgamlar normal şartlarda çeşidin erkencilik ve irilik durumuna göre tohum ekiminden 3-4 ay sonra hasada gelir. Şalgamlar 5-10 cm çapa ulaştıklarında hasat edilirler. Şalgamlar irileştikçe odunlaşma belirtileri başlar. Bu bakımdan irileşme olsun fazla ürün alınsın diye beklemek kalitenin düşmesine, Pazar değeri olmayan şalgamların oluşmasına neden olur. Hasat küçük işletmelerde elle, büyük işletmelerde makine ile yapılır. Şalgam taneleri küçük ise 4-8 tanesi demet haline getirilerek arz edilir. Şalgam üzerinden varsa kökler temizlenir. Hasat edilen şalgam pazara sunulmadan önce yıkanmalıdır. Şalgam yumruları 2-5°C sıcaklıkta 3 aya kadar depolarda saklanabilir. Şalgamlar bazı yörelerde özellikle soğuk bölgelerde kum veya toprak içinde uzun süre muhafaza edilmektedir
TERE OTU
4. Yetiştirilme Şekli
4.1. Toprak hazırlığı ve ekim
Tere üretimi doğrudan tohum ekimi ile yapılır. Yılın her mevsiminde üretilebilsede ilk bahar üretimi tercih edilr. Tohumlar çok küçük olduğu için çok iyi hazırlanmış tohum yatağı ister. Ülkemizdeki genel üretim şekli mevsime göre değişmekle birlikte tava veya tahtalarda yapılan üretim şeklidir. Önce tava veya tahta hazırlanır. Tohumlar m2’ye 1-1.5 g hesabıyla serpme veya sıravari olarak ekilir. Sıravari ekimde sıra arası mesafesi olarak 12-15 cm yeterlidir. Tohumların ekim derinliği 1-1.5 cm’yi geçmemelidir. Ekilen tohumlar toprak içine ya tırmık ile karıştırılır yada tohumların üzerine bir cm kalınlığında kapak atılır ve sürgü ile bolca su verilir. Optimum koşullarda 2 gün içinde çimlenen tohumların oluşan bitkiler hızla gelişmeye başlar. Bu aşamadan sonra yapılacak bakım işlerine özen gösterilmelidir.
4.2. Bakım işleri
Roka, dereotu ve maydanozda olduğu gibi en önemli iki bakım işlemi sulama ve yabancı ot temizliğidir. Üretim yapılan bölgenin iklim koşullarına göre sulama önce sürgüler yardımıyla daha sonraki sulamalarda ise salma şeklinde yapılır. Sıravari ekimlerde sıraarası çapalanır. Serpme ekimlerde ise bitkilerin araları çapalanmaz otlar elle alınır. Tere üretiminde sorun olan önemli bir hastalık veya zararlı yoktur. Toprak altı zararlıları ile yaprak pirelerine karşı gerekli önlemler alınmalıdır.
Yabancı ot mücadelesi ise genelde mekanik yöntemler kullanılarak yapılır. Özellikle tohum ekiminden sonra gelişen yabancı otlar önemlidir. Bitki gelişim aşamasında ise tere bitkileri yabancı ot gelişimini engeller. İlk aşamadaki yabancı otlar ise el veya çapa ile yok edilir.
4.3. Gübreleme
Roka üretiminde olduğu gibi terelerde de vegetasyon süresi kısa olduğundan gübrelemenin her yetiştirme döneminde tohum ekiminden önce dekara 12-15 kg N, 10-12 kg P2O5 ve 15 kg K2O şeklinde yapılması gerekir.
5. Olgunluk hasat ve depolama
Uygun koşullarda tere yaprakları tohum ekiminden 25-30 gün sonra hasat edilebilir büyüklüğe ulaşır. Bu dönemde 15-20 cm boy alan bitkiler yine roka, dereotu ve maydanozda olduğu gibi toprak üzerinden yaprak sapları ile birlikte biçilerek hasat edilirler. Hasat bie veya en çok iki biçim olarak yapılabilir. Ancak ikinci biçimde verim önemli oranda düşer. Hasat edilen yapraklar sapları ile birlikte demetler haline getirilir ve piyasaya sunulur. Hasat edilen tereler 3-4 gün süre ile +4°C’lik sıcaklıklarda saklanabilirler. Uzun süreli saklamalarda yapraklarda sararma meydana geldiği için pazarlama özelliğini kaybederler.
BEZELYE
4. Yetiştirilme İstekleri
4.1. İklim isteği
Bezelye iklim isteği bakımından kaprisli bir bitkidir. Bezelye serin iklim sebzesidir. Donma noktasına yakın düşük sıcaklıklara dayanan bir sebze türüdür. Havaların serin ve nemli olduğu koşullarda çok iyi gelişme göstermesine karşın sıcak ve kuru havalardan hoşlanmaz. Yetiştirilme dönemi süresince sıcaklığın donma noktasının üzerinde olması arzu edilir. Çimlenme döneminde topraktaki yüksek rutubet tohumun çürümesine neden olur.
Toprak sıcaklığı 7-8°C olduğunda tohum ekimi yapılır. Bezelye tohumu 2°C’de çimlensede, çimlenme çok yavaş olur. Gelişme döneminde yüksek sıcaklık ve uzun güneşlenmeden hoşlanmaz. Bu dönemde rutubet ve serin ortam ister. Gelişme döneminde meydana gelen yüksek sıcaklık ve kuraklık bitkinin tüm gücünü generatif faza harcamasına neden olur. Bitki bodur kalır ve meyveler normal iriliklerini alamaz. Çabuk ve zoraki olgunlaşma nedeniyle verim ve kalitede çok büyük kayıplar oluşur. Gelişme döneminde toprak yüzeyine yatan bitkilerde mantari hastalıklar büyük zararlara yol açar, ürünün pazarlanamaz hale gelmesine neden olurlar.
Bezelye belli bir sıcaklık toplamından sonra generatif döneme geçer, aksi takdirde vegetatif kalır. Bezelye tohumlarının çimlenmesi için en uygun sıcaklıklar 15-18°C’ler arasındaki sıcaklıklardır. Çimlenme ve çiçeklenme arasındaki dönemde günlük ortalama sıcaklığın 15-18°C’ler arasında, çiçeklenme ile olgunluk arasındaki dönemde de sıcaklığın 18-21°C’ler arasında olması istenir. Sıcaklığın yüksek olması durumunda çiçeklenme süresi kısalır. Çiçeklenme ile olgunluk arasındaki dönemde sıcaklığın 10°C’ ye düşmesi durumunda ise danenin olgunlaşması gerçekleşmez. Aynı dönemde sıcaklığın 26 °C’nin üzerine çıkmasıda arzu edilmez. Bezelyenin yüksek sıcaklığa en duyarlı olduğu dönem çiçeklenmeden hemen sonraki devredir. Yağışın yetişme dönemi boyunca düzenli ve yavaş olması danenin yüksek kalitede olmasını sağlar.
Danelerin olgunlaşması devresinde sıcaklığın 30°C üzerine çıkması halinde, tohumlar canlılıklarını kaybeder. Haşlanma dediğimiz olay oluşur.
Işık yoğunluğu da gelişme ve verim üzerine etkili olur. 15.000 Lux’lük aydınlatmada bitki normal geliştiği halde daha düşük yoğunlukta ise çiçek salkımlarındaki çiçek sayısı azalır. Işık yoğunluğu artarsa buna bağlı olarak çiçek sayısı artar.
4.2. Toprak isteği
Toprak isteği bakımından seçicidir. Serin ve yağışlı dönemde yetiştirildiği için alüviyal ve su tutma kapasitesi yüksek topraklarda çok iyi gelişir. Ağır topraklardan hoşlanmaz. Çimlenme döneminde ıslak ve çok rutubetli topraklarda tohum iyi çimlenmez. Toprak ıslaklığı gelişmeyi olumsuz yönde etkiler. Gövdenin ve meyvelerin ıslak toprakla temasını önlemek için gerekli önlemler alınmalıdır.
Erkencilik için kumlu-tınlı topraklar daha uygundur. Erkenciliğin önemli olmadığı hallerde yüksek verim ve iyi nitelikli ürün alabilmek için iyi draje edilmiş killi-tınlı topraklar tercih edilmelidir. Düşük pH’lı topraklarda azot ve fosfor alınımının azalması nedeniyle dane verimi de azalmaktadır. Bu nedenle toprak pH’sının 6.5-7 civarında olması istenir
5. Yetiştirilme Şeklİ
5.1. Toprak hazırlığı ve ekimi
İlkbahar üretimlerinde topraktaki azot bakterilerini ve mikroorganizmaların faaliyetlerini kolaylaştırmak için toprak sonbaharda 20-25 cm derinlikte bir iki defa sürülerek havalandırılır. Ekim sonbaharda yapılacak ise tarla anız bozumunu takip eden sürümden sonra, ekim öncesinde tekrar sürülmelidir. Toprağın çok iyi işlenmesi gereklidir. Büyük işletmelerde hasat makine ile yapıldığından tarla yüzeyinin çok düzgün olması gerekir. Hem sonbahar hemde ilkbahar ekimlerinde işlenen toprak tırmıkla düzeltilerek ekime hazır hale getirilir.
Tohum ekimi bölgenin iklim şartlarına bağlıdır. Kasım ayında Mayıs ayına kadar tohum ekimi yapılabilir. Ülkemizde tohum ekimi genellikle Şubat ve Mart aylarında yapılmaktadır. 30 Kasım’a kadar sonbahar çeşitleri, Şubat ayından 15Mart’a kadar erkenci çeşitler, Nisan başına kadar yarı erkenci ve geçci çeşitler, 15 Nisan’dan sonra sıcağa dayanıklı çeşitlerin ekimi yapılmaktadır.
Ekim şekli ve ekim aralıkları çeşit özelliğine, işletme büyüklüğüne ve değerlendirilme şekline göre değişiklik gösterir.
Hasadın elle yapıldığı işletmelerde tohum ekimi önceden hazırlanmış masuralara (karık), makinalı hasadın uygulandığı işletmelerde ise düze yapılır. Ekimin mutlaka toprak tavında iken yapılması gerekir. Tohumların ekim derinliği ortalama 3-5 cm olmalıdır.
Yetiştirme döneminde düzenli yağış alan veya yağmurlama sulama imkanı olan tarlalara düze ekim daha uygundur. Yetiştirilecek bezelye sırık çeşidi ise masuralara ekim yapılmalıdır. Yer çeşitleri düz tarlaya mibzerle ekilmelidir. Düze ekimlerde sıra arası 30-40 cm sıra üzeri 5-10 cm olacak şekilde tohum ekimi yapılmalıdır. Sırık çeşitleri ise sıra arası 50-80 cm sıra üzeri ise 15-25 cm olmalıdır. Sırık çeşitler masuraların boyun noktalarına ocakvari olarak ekilir. Bu nedenle her ocağa 4-5 adet tohum atılır. Dekara atılacak tohum miktarı ekim sıklığı ve tohumun büyüklüğüne bağlı olarak değişir. Ortalama olarak dekara yaklaşık 10-12 kg arasında tohum ekilir. Ortalama olarak m 2’de 30-40 adet çimlenebilecek tohum bulunmalıdır.
5.2. Çapalama
Tohumların çimlenerek bitkilerin toprak yüzüne çıkıp gelişmeye başladığı ilk hafta içinde büyümeleri çok yavaştır. Yabancı otlar bitkilerin 4-5 yapraklı olduğu dönemlerde gelişmeye çok zarar verirler. Bu dönemde toprağı havalandırmak, varsa kaymak tabakasını kırmak, yabancı otları almak ve gerekiyorsa seyreltme yapmak amacı ile birinci çapa yapılır. İlk çapa çok yüzeysel yapılmalı ve köklere zarar verilmemelidir. Birinci çapadan yaklaşık 20gün sonra bitkiler 25-30 cm boylandıkları ve yabancı otların fazlalaştığı dönemde ikinci çapa yapılır. Bu çapa ile bitkilerin boğazları doldurulur. Genellikle ikinci çapa zamanı çiçeklenmeden önceki dönemdir. Bezelyelere iki çapa yeterlidir. Ancak kaymak tabakası ve yabancı otların oluşması halinde üçüncü bir çapa yapılabilir.
5.2. Herek verme
Sırık bezelyelerde ikinci çapa ile birlikte herek verme işlemi de yapılır. Kafes tellerle, zikzaklı gergin iplerle, kargı veya sırıklarla bitkilere herek verilir. Herekler bitkilerin rüzgardan ve toprakta bulunan nemden zarar görmemesini sağlar. Bitkiler hereklere büyüme uçlarındaki sülüklerle çok sağlam olarak tutturulur. Böylece rüzgar ve toprak rutubetinden bitkinin gövdesi, ve meyveleri olumsuz yönde etkilenmez. Ayrıca bezelye bitkileri kafes telleri üzerinde de yetiştirilebilir. Bunun için bir metre genişliğindeki ve 3-4 m’de bir dikilen kazıklara kafes telleri meyilli şekilde duvar gibi çekilir. Bezelye bitkileri bu kafes telleri üzerinde çok iyi gelişir. Düzenli hasat yapılarak kaliteli düzgün meyveler elde edilir. Özellikle bu yöntem küçük aile işletmelerinde sofralık, taze bezelye üretiminde kullanılır.
5.3. Sulama
Sonbaharda yapılan bezelye yetiştiriciliğinde, bitkinin gelişme dönemi genellikle yağışlı döneme rastladığı için sulamaya hemen hemen hiç ihtiyaç duyulmaz. İlkbaharda yapılan ekimlerde iyi bir gelişme sağlayabilmek için hava ve toprak şartlarına bağlı olarak düzenli aralıklarla sulama yapılmalıdır. Çiçeklenmeden önceki dönemde ve meyve tutumundan sonraki dönemde olmak üzere en az iki defa sulama yapılır. Çok nadir hallerde havalar çok kurak giderse üçüncü bir sulama yapılabilir. Sulama karık usulü veya yağmurlama şeklinde yapılır.
5.4. Gübreleme
Bezelye kendinden önce yetiştirilmiş olan bitkiye verilmiş olan gübrelerle çoğu kez yetinmektedir. Bezelyeye çiftlik gübresi vermekten kaçınılmalıdır. Çiftlik gübresi vegatatif kısımların aşırı gelişmesini sağlar ve bakla, dane veriminin azalmasına neden olur. Ancak toprağın fiziksel yapısını düzeltmek için verilmesi gerekiyorsa, bezelyeden önce yetiştirilen çapa bitkilerine verilmelidir. Bezelye, potasyum ve fosfor eksikliğine karşı çok hassastır. Topraktaki fosfordan çok iyi faydalanır. Ekim öncesi toprak işleme sırasında dekara 3-4 kg saf azot, 8-10 kg fosfor ve 20kg potasyum verilmelidir. Hafifi bünyeli topraklarda veya hasadın elle yapıldığı yetiştiricilikte toprağa verilen gübre miktarı arttırılmalıdır.
5.5. Tarımsal savaşım
Bezelyede zarar yapan birçok hastalık ve zararlı bulunmakla birlikte bunlardan en önemlileri; kök çürüklüğü, solgunluk, külleme, mildiyö, antraknoz ile kırmızı örümcekler, yaprak bitleri ve burukuslardır. Bu hastalık ve zararlılarla mücadelenin zamanında ve titiz olarak yürütülmesi başarılı üretim için şarttır.
6. Olgunluk, Hasat ve Depolama
Bezelyede hasat olgunluğuna gelmiş baklalar en geç iki-üç gün içinde hasat edilmelidir. Özellikle kuru ve sıcak havalarda daneler çok çabuk olgunlaşır. Hasat zamanında yapılmaz geç kalınırsaA daneler unlu bir durum alır ve konservelik kalitesi çok düşer. Bu nedenle konservelik bezelyelerin hasat olgunluğu tendrometre denilen alet yardımı ile belirlenir. Tendrometre danelerin muayyen bir basınca karşı dayanma gücünü gösteren ve ibresi uzmanların istediği rakamı gösterdiği anda bezelyelerin hasadını karar verdirmeyi sağlayan bir alettir. Bezelye tarlaları uzmanlar tarafından düzemli olarak kontrol edilerek hasat olgunluğuna gelmiş baklaların oranı %70’in üstüne ulaştığı, tendrometre değerinin de 90-95’i gösterdiği dönemde hasada karar verilir. Hasadın kısa sürede zaman geçirilmeden yapılması gerekir. Konservelik bezelyeler genellikle geniş alanlarda yetiştirilir. Bunların hasadı yukarıda açıklandığı gibi hasat olgunluğuna geldiğinde bir defada makine ile yapılır. Tarlada hasat olgunluğuna gelmiş bezelye bitkileri biçilerek veya sökülerek konserve fabrikalarına getirilir, özel makineler ile danelenir ve boylara ayrılır.
Bezelyenin sap, yaprak ve daneleri ayrılan boş baklaları ve gövde parçaları ayıklama makinesinin diğer kısmından atılır. Bu atıklar çok değerli bir hayvan yemidir. Konserve sanayinde kullanılan bezelye daneleri büyüklüklerine göre en küçükten başlayarak 0-1-2-3 gibi numaralar ile gruplandırılır.
Küçük işletmelerde ise bezelye hasadı kademeli olarak elle yapılır. Hasat olgunluğuna gelmiş bezelyeler 3-4 gün ara ile düzenli olarak bitkilere zarar vermeden elle hasat edillirler. Genellikle sırık bezelyeler küçük işletmelerde yetiştirilirler, hasatları ise kademeli olarak elle yapılır. Büyük işletmelerde ise genellikle yer çeşitleri yetiştirilir ve önce belirtildiği şekilde hasatları makine ile ve bir defada yapılır. Hasadın kademeli olarak elle yapılması kalite ve verimi olumlu yönde etkiler.
Hasat edilen bezelyeler hemen piyasaya sevk edilir. Konservelik bezelyeler ise fabrikalara sevk edilerek daneleri ayıklanır. Pazara sevk edilen bezelyeler 5-10°C sıcaklıklarda 2-3 günlük bir süre bekleyebilir. Sürenin uzaması halinde zararlanmalar görülür. 0-1°C’de %85-90 nemde bezelyeler baklalı olarak 4-6 hafta muhafaza edilebilir.
Kuru danelerin muhafaza süresi daha uzundur. 5°C sıcaklıkta %50-55 nemde kuru dane içerisindeki nem %10-12 civarında olduğunda saklama süresi 1-2 yıl arasında değişir. Ancak sıcaklık ve nem birlikte yükselirse bu süre hızla kısalır.
KABAK
4. Yetiştirilme istekleri
4.1. İklim isteği
Kabaklar gelişme denmelerinde ılıman çevre koşullarını, mahsule yatmal döneminde ise sıcağı seven bitkiler arasında yer alır. Sert iklimlerden hoşlanmaz. Soğuklardan çabuk zarar görür. Aynı şekilde aşırı sıcaklıklardan da hoşlanmaz. İlkbahar ve sonbahar devreleri arasında uygun şartlarda iyi gelişir. Ancak sıcak dönemlerde düzenli aralarla sulama yapılmalıdır. Sıcaklığın düşmesi veya artması bitkinin büyümesi ve gelişmesini yavaşlatır. 10 ?C’nin üzerindeki sıcaklıklarda iyi gelişir. Açık tarla yetiştiriciliğinde tohum ekimi son donlar geçtikten sonra ve toprak sıcaklığı 10 ?C’yi geçince yapılmalıdır.
Kabak ışıktan hoşlanan bir bitkidir. Gölgeli ve ağaç altlarında kabak yetiştiriciliği yapılmaz. Gölgeli yerlerde bitki hem narin bir yapı kazanır hemde bitki üzerinde dişi çiçek oluşturma ve meyve bağlama oranı azalır, verim düşer. Kabaklarda vegetasyon süresi yazlık çeşitlerde yaklaşık 100, kışlık çeşitlerde ise 180-200 gündür.
Uzun süreli kuraklık ve aşırı nem mantari hastalıkların yayılmasına neden olur. Bu nedenle yetiştirme dönemi ve yerinin çok iyi seçilmesi gerekir.
4.2. Toprak isteği
Kabaklar toprak isteği bakımında çok seçici olmamakla beraber çok ağır ve kumlu toprakları sevmez. Derin, geçirgen, su tutma kabiliyeti çok iyi organik ve mineral maddelerce zengin tınlı topraklarda en iyi mahsul ve tohum alınır. Kumlu topraklarda çiftlik gübresi ve ticaret gübresi kullanılarak kabak yetiştiriciliği yapılabilir. Bu topraklarda erkencilik sağlanır. Ancak istenilen miktarda ürün alınamaz. Toprak pH’sı 6-7 civarında olmalıdır.
5. Yetiştirilme Şekli
5.1. Toprak hazırlığı, ekim ve dikim
Kabaklar havalar ısındıktan sonra esas yetiştirilme yerleri olan tarlaya ekildikleri veya dikildiklerinden, kabaktan önce bir ön kültür bitkisi yetiştirilebilir. Bu ön kültür bitkisi lahana, karnabahar, salata-marul ve ıspanak olabilir.
İklim şartları ve üretim zamanı dikkate alınarak toprak işleme yapılır. Ekim ve dikimden önce bir veya iki defa toprak işlenir. Tırmık geçilmek suretiyle tarla tesviye edilir. Toprak sıcaklığı 10-12 ?C’yi bulduğunda ekim ve dikim yapılır.
Erkenci kabak yetiştiriciliği genellikle yazlık (Sakız, Girit) kabak çeşitleri ile yapılır ve açık tarla koşullarında yada örtü atında olmak üzere fidelerin esas yetiştirilme yerlerine dikilmesi şeklinde uygulanır. Plastik torba veya saksılara önceden hazırlanmış harç materyali doldurulur. Her saksı veya torbaya 2 veya 3 adet kabak tohumu ekilir. Tohumlar çimlendikten sonra en iyi gelişen bir fide bırakılır, diğerleri sökülüp atılır. Genç bitkiler (fideler) ekolojik koşullar elverişli hale geldiğinde 4-5 yapraklı oldukları dönemde esas yetiştirme yerlerine topraklı olarak dikilir. Dikimden bir gün önce fidelerin topraklı olarak dikilebilmeleri için saksı ve torbalar mutlaka sulanmalıdır. Bu şekilde topraklı olarak dikilen fideler daha önce mahsule yatacağı için erkencilik sağlanmış olur. Kol atmayan ve toplu halde büyüyen kabak fideleri 60-80 cm sıra arası 50-60 cm sıra üzeri mesafeler verilerek ocaklara dikilir.
Doğrudan tohum ekimi yöntemi ile yapılan yazlık kabak üretiminde ekime toprak sıcaklığının 10-12 ?C’nin üzerine çıktığı zaman başlanır. Daha önce hazırlanmış üretim yerlerine kol atmayan ve toplu halde büyüyen yazlık kabak çeşitleri 60-80 cm sıra üzeri olacak şekilde her ocakta 2-4 tohum olacak şekilde ekilir.
Yazlık kabaklar (Sakız ve Girit) tekli masura şeklinde yetiştirilmektedir. Dallanmaya başlayan kabak bitkiler. Masuraların boyun noktalarında olacak şekilde masuralar açılır.
Kışlık bal ve kestane kabakları çok dallanan, fazla boy atan çeşitler oldukları için sıra arası 240-300 cm, sıra üzeri 60-140 cm olacak şekilde ocakvari olarak ekilmelidirler.
Kabak tohumları toprağın karakterine ve tav durumuna göre 3-5 cm derinliğe ekilmelidir. Tohum ekiminden sonra ocakların üzeri kaymak tabakası bağlamış ise bu tabaka çepin ile kırılır. Kaymak tabakasının olumsuz etkisi yağmurlama yapılarak da ortadan kaldırılabilir. Tohum ekiminden 4-8 gün sonra çimlenme olur ve bitkiler toprak yüzeyine çıkar. Bitkiler büyüme başlayınca, özellikle dallanan çeşitlerde ilk sürgünün 5-6 yapraklı olduğu dönemde sürgün ucu kesilerek dallanma teşvik edilir.
5.2. Çapalama
Doğrudan tohum ekimi yöntemi ile yapılan kabak yetiştiriciliğinde bitkiler toprak yüzeyine çıktıktan sonra 3-4 yapraklı olduklarında yabancı otları ayıklamak ve toprağı havalandırmak maksadıyla ilk çapa yapılır. İlk çapa işlemi sırasında bazı yetiştiriciler seyreltme işlemi de yapar. Bunun için her ocakta en iyi gelişen bir veya duruma göre iki bitki bırakılır. Birinci çapadan 2 veya 3 hafta sonra yağış ve yabani ot durumuna göre ikinci çapa yapılır. Ekolojik koşullara ve bitki gelişimine bağlı olarak 2-3 hafta ara ile 3. Hatta 4. çapa yapılabilir.
5.3. Sulama
Meyvesi yenen diğer sebzelerde olduğu gibi bitkinin gelişmesi için ekolojik koşular elverişli ise ilk döller görülünceye kadar su vermekten kaçınılır. Ekolojik koşullar kurak giderse aşırıya kaçmamak şartıyla bitkilerin ihtiyacı nispetinde sulama yapılır. İlk meyveler görüldükten sonra sulama işi büyük önem taşır. Kabak meyveleri çok hızlı büyüdüğü için sulamayı oldukça sık aralarla ve mümkünse 3-4 gün aralarla yapmak bitkinin gelişmesi ve verim bakımından çok faydalıdır.
Kabaklarda susuzluk sabah ve akşam saatlerinde yapraklarının anormal olarak pörsüyüp aşağıya doğru sarkmaları ile kolayca anlaşılır. Bitkilerde bu belirtiler görülmeden zamanında sulama yapılmalıdır.
5.4. Gübreleme
Kabaklar toprakta organik besim maddelerinin fazla olmasından hoşlanır. Dekara 4-6 ton arasında iyice yanmış çiftlik gübresi verilir. Bitkinin gelişmesi meyvelerin istenilen büyüklüğe ulaşabilmesi için toprakta yeterince organik besin maddeleri bulunmalıdır. Kabak yetiştiriciliğince çeşitlere bağlı olarak dekara 8-12 kg azotlu gübre, 10-15 kg fosfor, 10-12 kg potasyum, 4-8 kg kireç verilir. Çiftlik gübresi uygulaması yapılacaksa bu gübre sonbaharda yada ekim ve dikimden bir ay önce toprağa verilmelidir.
5.5. Tarımsal savaşım
Kabak üretiminde yabancı otlarla mücadele çok önemlidir. Ancak ot ilacı üreticiler tarafından tercih edilmemektedir. Çapa işleri ile yabancı ot temizliği hemde toprağın havalandırılması ve bitkilerin boğaz doldurması yapılır.
Kabaklarda görülen en önemli hastalıklar küllenme, mildiyö, kabak mozaik virüsü, fusarium, zararlılar ise namatod, kırmızı örümcek, trips ve afitlerdir.
6. Olgunluk, Hasat ve Depolama
Yazlık Sakız ve Girit kabaklarına en uygun hasat büyüklüğü çeşidin normal iriliğinin 1/3’ünü aldığı 10-25 cm uzunluğa ulaştığı zamandır. Aynı şekilde bu kabak çeşitleri süt olgunluğuna veya çiçeği burnunda tabir edilen, taç yaprakları meyve üzerinde iken de hasat edilir. Kabak içindeki çekirdekler belirginleşmeye başlamadan önce hasat yapılmalıdır. Turfanda kabak üretiminde kabak meyveleri küçük olarak hasat edilir. Bu şekilde ortalama meyve ağırlığı azalmasına karşın bitki başına meyve sayısının arttırılmasıyla bitki başına meyve verimi artırılmış olur. Hasat büyüklüğüne gelmiş olan yazlık kabak meyveleri sabah ve akşam saatlerinde meyvelerin sapı bıçakla veya makasla kesilerek hasat edilirler.
Hasat olgunluğuna gelmiş kışlık bal ve kestane kabakları bitki üzerinde yapraklar sararıp kuruyuncaya kadar bekletilir. Mevsim sonunda sonbaharın ilk donları başlamadan ve meyve üzerine kırağı düşmeden kabaklar toplanmalıdır.
Çerezlik kabak çekirdeği elde etmek amacıyla yazlık kabak yetiştiriciliği yapılıyorsa bunların üretimi ve hasadı bal ve kestane kabakları gibi yapılır.
Yazlık kabaklar piyasaya ambalaj içinde veya dökme olarak gönderiliği Erken dönemde hasat edilen yazlık kabaklar küçük oldukları için ambalaj içinde pazarlanmalıdır. Aksi taktirde meyvelerde zararlanmalar olur.
Kışlık bal ve kestane kabaklar piyasaya dökme olarak çıkartılır. Opazarda kesilerek parça halinde de satılabilir.
Yazlık Sakız ve Girit kabakları hasat sonrasında hemen pazara sevk edilmelidir. Bir haftalık bekleme süresi içinde su kaybetmemesi, pörsümemesi, ve tazeliğini koruması istenir. Havaların soğuk olduğu dönemde özel bir korumaya gerek yoktur. İlkbahar sonları, yaz ayları ve sonbahar başlangıcında serin bir yerde muhafaza edilebilirler.
Bal ve kestane kabakları ise kalın kabuklu ve sert etli olduklarından adi depolarda bile uzun süre muhafaza edilebilir. Sıcaklığın 10 ?C’nin altında kalması nemin %60-70 civarında olması halinde havalanabilir bir ortamda tek sıra halinde dizilmiş kabaklar 6 ay süre ile muhafaza edilebilirler.
Mücadele yöntemleri aynen hıyarlarda olduğu gibi aksatılmadan düzenli bir şekilde yapılmalıdır.
BAMYA
4. Tüylülük Özelliği
Bamya üretimini sınırlandıran en önemli bitkisel özellik gövde, yandal, yaprak ve meyvelerinde bulunan tüylerdir. Tüylülük bitkinin zararlılara karşı savunma mekanizması olarak tanımlanmaktadır. Birim alanda daha fazla ve uzun tüy taşıyan çeşitlerin özellikle çekirgelere karşı dayanıklı olduğu belirtilmektedir. Ancak bakım işleri ve hasat sırasında tüylerin salgıladığı kaşındırıcı maddeler (eksudatlar) üretimi sınırlandırmaktadır. .Bu tüylerin hasat sırasında kullanılan eldivenleri bile deldiği bilinmektedir. Üretimi yapılacak çeşidin pek çok özelliği yanında az tüylü olması istenir. Düzyaman (1998) tarafından yapılan çalışmada İtalya ve bazı Afrika bamya çeşitlerinin aşırı tüylü, ABD, Hindistan, Pakistan ve Japonya’nın bazı çeşitlerinin ise az tüylü olduğu belirtilmiştir. Yine aynı araştırıcı ülkemizin ticari çeşitlerinden olan Kabaklı ve Denizli çeşitlerinin aşırı tüylü Akköy ve Sultani çeşitlerinin ise orta oranda tüy içerdiğini vurgulamıştır.
5. Sümüksü madde
Bamyada bulunan ve pek çok insanın hoşlanmadığı yapışkan sümüksü madde yada musilaj asdik polisakkaritler yapısındadır ve suda büyük oranda viskosite göstermektedir. Bu nedenle çeşitlerin bu musilaj maddeyi çok oluşturmaması arzu edilir. Özellikle konservelik çeşitlerde konserve suyuna bu maddelerin geçmemesi önem taşır. Ancak bazı Afrika ülkelerinde bu sümüksü maddenin geleneksel olarak bitkinin her tarafından ekstrakte edilerek yerel yemeklerde sos olarak kullanıldığı belirtilmektedir. Taze tüketimde ise hasattan sonra meyvelerin bir gün süre ile soldurulmasının sümüksü madde miktarında azalmaya neden olduğu vurgulanmıştır.
6. Yetiştirilme İstekleri
6.1. İklim isteği
Bamya sıcak iklim sebzesidir. Yüksek sıcaklık içeren bölgelerde düzenli bir gelişme göstererek yüksek verim yapar. Sıcak iklim sebzesi olmasına rağmen alıştırılarak düşük sıcaklıklara maruz bırakılırsa 5-6 °C gici düşük sıcaklıklara dayanabilir. Ancak verim çok düşer. Gece sıcaklıkların düştüğü bölgelerde bitki bodur kalır ve düzenli ürün vermez. Ortalama hava sıcaklığı 15-20 °C, toprak sıcaklığı en az 15 °C olunca tohum ekimi yapılmalıdır.
6.2. Toprak isteği
Bamya toprak isteği yönünden çok seçici değildir. Her tür toprakta rahatlıkla yetiştirilebilir. Diğer tür sebzelerin yetişemediği yer altı su seviyesi yüksek topraklarda da başarı ile yetişebilir. Ancak ekonomik bir üretim yapmak için derin, geçirgen ve kumlu-tınlı topraklar en ideal toprak tipidir. Özellikle tohum ekim döneminde aşırı toprak rutubetini sevmez. Besin maddelerince ve özellikle de azot bakımından zengin topraklarda nodyum araları uzar ve böylece meyve sayısı azalarak verim düşer. Toprağın kaymak bağlama özelliği bamya üretimi için büyük bir sakıncadır. Killi topraklar özellikle tohum çimlenme döneminde bu açıdan çok büyük problemlere neden olur. Bu nedenle ilkbaharda bamya tohumlarının ekimi geç yapılarak bu dönemde karşılaşılan tohum çimlenme problemleri yok edilmeye çalışır. Bitkinin toprak üzerine çıktıktan sonraki gelişimi çok kolay olur. Bitki çevre şartlarına karşı çok dayanıklıdır. 5.0-8.0 pH değerleri arası uygun değerlerdir.
7. Yetiştirilme Şekli
7.1. Toprak hazırlığı ve ekim
7.2. Bakım işleri
7.3. Çapalama
7.4. Sulama
7.5. Gübreleme
7.6. Tarımsal savaşım
7.1. Toprak hazırlığı ve ekim
[Konu Başlığı] [Sonraki Konu]
Bamya üretimi genellikle tarlada hazırlanan karıkların boyun noktalarına ocakvari direkt tohum ekimi şeklinde yapılır. Çok az oranlarda da olsa tüplü yetiştirilen fideler ile de üretim yapılabilmektedir. Ancak bunun oranı çok azdır. Ayrıca düz tarlaya doğrudan tohum ekimi suretiyle de üretim yapılabilir.
İlkbaharda toprak derin olmayacak şekilde sürülür. Hava koşullara göre birkaç gün güneşlenen toprağa Disk-Harrow’dan önce toprak analizine göre temel gübreleme yapılır. Gübrelerin tamamı bir defada verilir. Düzlenen tarlada ekim yapılacak olan masurar 40-50 cm ara ile açılır. Toprak tavı yeterli ise tohum ekimi hemen yapılır. Toprak tavı iyi değilse masuralara salma su verilir ve tavlanması beklenir. Toprak tavlaşınca masuraların boyun noktalarına 20-25 cm sıra üzeri mesafe ile ve her ocağa 3 tohm gelecek şekilde 2-3 cm derinliğe ekim yapılır. Mümkün ise her ocağın üzerine bir avuç yanmış çiftlik gübresi konur. Bu uygulama kaymak tabakası oluşumunu engeller. Tohumlar çok derine ekilirse. Çimlenme ve fidenin toprak üzerine çıkması zorlaşır. Tohum özellikleri kısmında belirtildiği gibi tohumlar ekimden önce bir gün ıslak bez arasında tutulursa şişerek çimlenme teşvik edilebilir. Bu şekilde ekilen tohumlar toprak tavıda yeterli ise hızla çimlenerek 2 hafta içinde toprak üzerine çıkarlar.
Sulama yapılmadan yapılacak bamya üretimlerinde ise aynı şekilde yapılan toprak işlemesinden sonra düz tarlaya sıralara el ile veya mibzer ile sıra arası 40-50 cm sıra üzeri ise 15-20 cm mesafelerle tohum ekimi yapılır. Bir dekar alan için 1.5-2.0 kg tohum yeterlidir.
7.2. Bakım işleri
Düz tarlada veya masura şeklindeki üretimlerde bakım işlemleri farklı değildir. Sadece masuralı üretimde her ocakta 2 bitki kalacak şekilde seyreltme yapılır. Düz tarlaya yapılan ekimde ise seyreltme gerekirse yapılmalıdır.
7.3. Çapalama
[Konu Başlığı] [Önceki Konu] [Sonraki Konu]
Çıkışlarını tamamlayan bitkiler ilk hakiki yapraklarını çıkardıkları zaman masuralı üretimde her ocakta birbirinden uzak 2 bitki bırakılarak seyreltilir ve 1. Çapa yapılır. Düz tarla ekimlerinde ise bitkiler 2-3 hakiki yapraklı olunca 1. Çapa yapılır. Bu çapalama işlemi hem yabancı ot gelişimini engeller hemde toprağın havalanmasını sağlar. Susuz yapılan üretimde bitkiler 15-20 cm boy alınca 2. Çapa yapılır. Bundan sonraki gelişim durumua göre 3. Çapa gerekirse yapılır. Çünkü bitkiler hızla gelişerek aralarını kapatır ve yabancı ot gelişimini engeller. Masuralı üretimde de benzer gelişme görülür. Ancak bu üretim şeklinde sulama yapıldığı için yabancı ot gelişimi teşvik edilir ve 3. Bir çapalama işlemi gerekli olabilir. Bitkiler 15-20 cm boy aldıktan sonra yapılacak bakım işleri sulama ve hastalık-zararlı mücadelesidir.
7.4. Sulama
[Konu Başlığı] [Önceki Konu] [Sonraki Konu]
Masura şeklinde yapılan üretimlerde tohum ekimi ile birlikte iklim koşullarına bağlı olmak koşulyla gerekli olduğu dönemlerde salma şeklinde sulama yapılır. Yağmurlama sulama küllenme hastalığını teşvik ettiği için kesinlikle yapılmamalıdır. Bamya üretiminde özellikle ilk meyveler görüldükten sonra verilen su verim üzerinde olumlu etki yapar
7.5. Gübreleme
Bamya gübreye çok fazla reaksiyon göstermez. Özellikle Marmara bölgesinde kıraç arazilerde hiç su ve gübre verilmeden bamya üretimi yapılabilmektedir. Ancak iyi bir ürün alabilmek için toprak analiz sonucuna göre dekara 3-4 kg N, 8-10 kg P2O5, 10-12 kg K2O olacak şekilde temel bir ticari gübre verilerek Disk-Harrow ile 0-15 cm derine karıştırılır. Dekara 2-3 ton yanmış ahır gübresi uygulaması önerilmektedir. Azotlu gübre uygulamasının sınırlandırılması da bitki boyunun aşırı uzamasını engellemesi açısından önemlidir.
7.6. Tarımsal savaşım
Bamya üretiminde karşılaşılan en önemli hastalık Küllenme hastalığı, en önemli zararı ise yaprak bitleridir. Bunların dışında bamyanın önemli bir hastalık ve zararlısı yok gibidir. Ancak kök boğazı çürüklüğü gibi fungal kökenli hastalıklara ve beyaz sineklere karşıda gerekli önlemler alınmalıdır.
Bamya üretiminde önemli bir sorun olmayan yabancı ot kontrolü tamamen çapalama işlemi ile yapılmaktadır. Üretim mevsimine göre yapılan 2-3 çapalama işlemi yabancı ot mücadelesinde yeterli olmaktadır. İlaçlı yabancı ot mücadelesi yapılmaz.
8. Olgunluk, Hasat ve Depolama
Bamya üretimini sınırlayan en önemli işlem hasattır. Sebzeler arasında hasadı en zor olan sebze bamyadır. Çünkü meyve, meyve sapı ve yapraklardaki tüyler hasat sırasında toplayıcıları çok rahatsız eder. Eğer hiçbir önlem alınmadan çıplak elle hasat yapılırsa tüyler aşırı oranda kaşınmaya neden olur. Bu nedenle toplayıcılar her ne kadar bu tüyler eldivenden geçsede ya eldiven kullanırlar yada ellerine bez sararlar.
Bamya bitkisi çeşitlere bağlı olmak koşuluyla tohum ekiminden ortalama 40*60 gün sonra çiçeklenmeye başlar. Çiçeklenme yine çeşitlere göre farklı nodyumlarda başlar. Örneğin sulu koşullarda bazı Amerikan çeşitlerinde 10 ve 30. Nodyumlarda (Amasya bamyasında 25-30. Nodyumlarda, Sultani bamyasında 10-14. Nodyumlarda, Ağlasun bamyasında 10-11. Nodyumlarda) ilk çiçeklenme başlar.
Bamya meyvesinin hasadı kullanım amacına ve çeşit özelliğine göre çiçeklenmeden bir gün sonra veya 3-4 gün sonra yapılır. Meyve hasat zamanın belirlenmesinde kullanılan diğer bir kriter ise meyvenin normal çeşit iriliğinin 1/3’üne ulaştığı zamandır. Bu irilik çeşitlerde göre değişmekle beraber bütün çeşitlerde genellikle 1.5-4.0 cm arasındadır. Özellikle yerli çeşitlerimizde sofralık veya konservelik olsun bu uzunluk 2-5 cm’dir Yabancı bamya çeşitlerinde ise meyve boyu 7 cm’e kadar çıkabilmektedir. Diğer bir hasat zamanı genellemesine göre ise, kurutmalık çeşitlerin çiçeklenmeden hasat edilmesi gerektiğidir. Hasat geciktiği zaman meyveler selülozik yapı kazanır, tohumlar belirgin hale gelir ve yemeklik değerini kaybeder.
Bamya hasadı sürekli ve düzenli bir şekilde yapılmalıdır. Hasat edildikçe bitkide yeni çiçek meyve oluşumu teşvik edilir. Bitki üzerinde tohumluk için olgunlaşmaya bırakılan meyveler bitki gelişimini de engeller. Bölge ve çeşitlere bağlı olarak bamya bitkisinin hasat süresi 1.5-4 ay devam eder.
Hasat, meyvelerin aşağıya doğru çekilmesi suretiyle yapılır. İyi çalışan bir işçi günde 10-15 kg bamya toplayabilir. Amasya çiçek bamyası gibi küçük meyveli çeşitlerde bu dahada az olur. Bamya üretiminde en büyük iş gücünü hasat işlemi alır. Ayrıca daha önce sözü edilen tüyler bamya hasadında toplayıcı bulmayı zorlaştırır veya çok pahalıya toplayıcı bulunmasına neden olur.
Hasat edilen meyveler zaman geçirmeden küçük torba, çuval veya kasalarda pazara sunulur. Pazarlama geciktiği zaman meyvelerde kararmalar oluşur ve pazar değeri düşer. Bamya meyveleri 7-10°C sıcaklık ve %90-95 nemdeki kontrollü depolarda 8-10 gün süre ile depolanabilmektedir
HAVUÇ
4. Yetiştirilme istekleri
4.1. İklim isteği
Havuç bir serin iklim sebzesidir. Özellikle çimlenme ve sonrasındaki erken dönemde soğuklara karşı dayanıklı olması nedeniyle serin bölgelerimizde erken ilkbahar aylarında ılıman bölgelerimizde ise kış aylarında rahatça yetiştirilebilmektedir. Havuç yetiştiriciliğinde yağış ve nem çok olumlu etki yaparsa da sürekli yapış üretimi zora sokar, verim azalmasına neden olur.
Sıcaklık havuçta renk oluşumuna olumlu etki yapar. Soğuk ve yağışlı geçen üretim sezonlarında açık renk havuç elde edilir. 10-15 °C’lik sıcaklıklarda oluşan renk tatmin edici bir havuç rengi olmaz. Sıcaklık kök oluşumuna doğrudan etkili olup yüksek sıcaklıklarda havuç boyukısa kalır. Düşük sıcaklıklarda ise havuç boyu çeşit özelliğini gösterse de bu defa renk ve havucun çapı kötü yönde gelişir. Daha uzun ve açık renkli havuçlar meydana gelir. Toprak rutubeti de havuç gelişmesine etki ederse de etkisi sıcaklığın etkisi kadar olmaz. Özellikle kuraklıkta yüksek sıcaklık ve rutubetle düşük sıcaklık birleşirse havuç üretimimi olumsuz yönde etiler. En iyi gelişme 20°C civarındaki sıcaklıklarda olur. Sıcak bölgelerde yapılan ilkbahar üretiminde bitkilerin önemli bir bölümünün yeterli büyüklükte havuç oluşturmadan generatif faza geçerek çiçeklendiği görülür.
4.2. Toprak isteği
İklim istekleri açısından seçici olan havuç toprak istekleri bakımından da seçici bir bitkidir. Havuç üretiminin başarısında toprak yapısının önemli bir etkisi vardır. Toprağın yapısı toprağın derinliği toprakta köklerde zarar yapan zararlılardan bulunup bulunmadığı başarıyı etkiler. Hafif bünyeli topraklarda havuç üretimi uygun besleme ve bakım şartlarında çok iyi sonuç verir. Böyle topraklarda kültürel işlemler çok kolay ve ekonomik olduğu gibi elde edilen üründe yüksek kaliteye ulaşılır. Havuç derin bünyeli, serin, besin maddelerince zengin iyi işlenmiş toprak ister. İmparator grubu havuçlar derin bünyeli, killi kumlu topraklarda başarıyla üretilirler. Uygun çevre koşullarında killi topraklarda üretilen havuçlarda yüksek verime ulaşılabilmektedir. Ancak killi topraklarda üretilen havuçlarda yıkama önemli zorluklar çıkarır. Bu nedenle bu topraklarda yetiştirilen havuçlar konserve endüstrisinde kullanılır.
Taze olarak değerlendirilecek olan sofralık havuç üretimi ve erkenci havuç üretimi için hafifi karakterli topraklar tercih edilmelidir.
Toprak pH’sı havuç yetiştiriciliği açısından önem taşır. Havuç yüksek asitliğe karşı hassastır. pH 6-6.5 arasında değer taşıyan topraklar havuç yetiştiriciliği için ideal topraklardır. Toprak pH’sı 5’in altında olmamalıdır.
5. Yetiştirilme Şekli
5.1. Toprak hazırlığı ve ekim
Havuç yetiştirilmesinde toprak özelliklerinin başarıyı etkileyen en önemli faktörlerden birisi olması nedeniyle yetiştirme yapacağımız tarlayı çok iyi incelemeli ve havuç yetiştirmeye uygun olduğunu tespit etmeliyiz. Ağı killi topraklardan toprak zararlılarınca bulaşık topraklardan özellikle de nematod ve tel kurdu bulaşık topraklardan mutlaka kaçınılmalıdır. Böyle topraklarda havuç üretimi son derece yanlış olur.
Havuç tohumlarının geç çimlenmeleri nedeniyle yabancı otlar hızla gelişerek yeni çimlenmekte olan havuç bitkilerinin gelişmesini yavaşlatır ve üzerini örterler. Bu nedenle seyreltme ve çapalama işlemleri de zorlaşır. Tarla seçiminde yabancı ot faktörüde çok büyük önem taşır.
Bütün bu hususlar dikkate alınarak havuç ekilecek toprağın çok iyi işlenerek ekime hazırlanması gerekir. Havuç tohumlarının küçük oluşu, geç çimlenmesi gibi özellikleri nedeniyle toprak inceltilerek tohumun toprakla temasının tam olması sağlanmalıdır.
Ekim dikkatli bir şekilde hazırlanarak inceltilen toprağa mibzerle yapılmalıdır. Ekim derinliği 2.5-3 cm olmalı bir dekar alana 600-800 gr tohum atılmalıdır. Ekilecek tohum miktarı sıra arası mesafesi olarak 25-30-40 cm’lik aralıklar verilir. Sıra üzeri seyreltme mesafesi ise 5-12 cm arasında değişir. Havuç tohumunun 10 °C’nin üzerindeki sıcaklıklarda çimlendiğini görüyoruz. Toprak sıcaklığı bu seviyenin altında ise tohum çimlenmez çimlenme süresi yeterli sıcaklık oluşuncaya kadar uzar. Havuç ekiminden sonra meydana gelerek kaymak bağlama da çimlenmeyi önemli ölçüde kötü yönde etkiler. Havuç tohumu zarar görmeden uzun süre toprakta kalabilir ve şartlar uygun olunca çimlenir. Bu uzun çimlenme süresi içinde yoğun yabancı ot gelişmesi olur. Yabancı ot çimlenme ve gelişmenin önüne geçmek için ekim sonrasında çimlenme öncesi yabancı ot ilacı kullanmak başarıyı arttırır.
5.2. Bakım işleri
Çimlenme tamamlandıktan ve bitkiler 2-3 hakiki yapraklı olduktan sonra sıra üzerinde seyreltme yapılır. Çeşit özelliğine bağlı olarak sıra üzeri mesafeleri ayarlanır. Ancak bu seyreltme döneminde tarlada alıkonulacak bitkilerin köklerinin zarar görmemesine özen gösterilmelidir.
Seyreltme işçiliği önemli bir maliyet yükler. Bunun önlenmesi için ekimin pnömatik mibzerle, seyreltme sıklığında ve çimlenme güvü yüksek tohumla yapılması gerekir.
Seyreltme işleminden sonraki bakım işleri kaba otların elle alınması düzenli sulama ve mücadele işlerinden oluşur.
5.3. Gübreleme
Havuç yetiştiriciliğinde azot yanında potasyum da büyük önem taşır. Bu iki besin elementi verim ve kaliteyi önemli ölçüde etkiler. Bitki nitrat formunda azotu tercih eder.
Potasyum ise havuçta şeker oranını arttırır. Havuç özellikle çimlenme ve gençlik döneminde tuza karşı son derece hassastır. Ekimle birlikte gübre verme bu nedenle yanlış olur. Böyle bir uygulama çimlenme aksaklıklarına yol açar. Sıralarda boşluklar oluşur. Havuç yetiştiriciliğinde organik gübreler tercih edilmeli, erken dönem de yoğun inorganik gübreden kaçınılmalıdır. Toprakta tav nedeniyle gübreleme ekimden bir hafta evveline kadar yapılmamışsa gübre vermeden ekim yapıp çimlenme tamamlanıp bitkiler 2-3 yapraklı olduklarında gübreleme yapmak daha doğru olur. Dekara 8-10 kg saf azot, 8-9 kg fosfor ve 12-16 kg potasyumlu gübre hesaplanarak ekimden en az iki hafta önce toprağın 10-15 cm derinliğine karıştırılmalıdır. Azotun yarısı ekim öncesinde diğer yarısı da bitkiler 3-4 hakiki yapraklı olduklarında uygulanırsa yıkanma yoluyla kayıp azalır.
5.4. Sulama
Düzenli sulama havuçta kök gelişiminin primer ve sekonder de çok önemlidir. Primer dönemdeki susuzluk havuç boyunun kısa kalmasına, sekonder dönemdeki susuzluk havucun yeterli ölçüde kalınlaşmamasına ve ayrıca düzensiz sulama isse havucun çatlayarak pazarlanamaz hale gelmesine neden olur. Bu nedenle havuç yetiştiriciliğinde sulama başarıyı en çok etkileyen faktörlerden birisidir.
5.5. Tarımsal Savaşım
Havuçlarda zarar yapan hastalıkları Botrytis, Rhizoctonia ve havuç mildiyösü (Plasmopora) olarak verebiliriz. Havuç yetiştiriciliğinde karşılaşılan önemli zararlılar ise Havuç sineği, Nematodlar ve köstebeklerdir. Yetiştiricilikte bu zararlılara karşı mutlaka önlem almak gerekir.
Havuç yetiştiriciliğinde münavebe de büyük önem taşır.
6. Olgunluk, Hasat ve Depolama
Havuçlarda olgunluk havucun çeşit özelliklerini kazandığı tarihten itibaren başlar ve hasat birkaç hafta sürebilir. Daha erken dönemde hasat edilen havuçlar cılız kalırlar, renkleri açık olur ve düşük düzeyde şeker içerdikleri için yeterince tatlı olmazlar. Çiğ olarak değerlendirilen sofralık havuçlarda hasat bu nedenle olgunlaşma tamamlanmadan yapılmamalıdır. Ancak pazarda boşluk varsa bunu doldurmak amacıyla havuçlar olgunlaşmasını tamamlamadan da hasat edilebilir. Havuçlarda olgunlaşma süresi çeşide göre değişir, erkenci çeşitlerde 8-10 hafta, Nantes gibi orta çeşitlerde 12 hafta, geç çeşitlerde 16-18 haftada hasat olgunluğuna ulaşılır.
Hasat, yetiştirilen çeşide, yetiştirme alanının genişliğine ve pazarlanacak havucun miktarına göre elle veya makineyle yapılır. Sofralık havuçlar birkaç adedi bir demet yapılarak yaprakları ile veya söküldükten sonra yaprakları kesilerek torbalar içerisinde pazarlanırlar. Söküldükten sonra uzun süre kapalı kaplar içinde muhafaza edilen havuçlarda açılaşma görülür. Bu nedenle uzun süreli muhafaza zorunlu ise havuçların temizlenerek dere kumu içinde serin bir ortamda muhafaza edilmesi gerekir.
Muhafaza sıcaklıkları sıfırın üzerindeki 3-50C’lik sıcaklıklardır. Söküldükten sonra muhafaza edilmesi düşünülen havuçlarda hasatın tam olgunlaşama gerçekleştikten sonra yapılması ve hasat sırasında havuçların yaralanmamasına özen gösterilmesi gerekir.
KEREVİZ
4. Yetiştirilme İstekleri
4.1. İklim isteği
Kereviz kışları ılık, yazları fazla sıcak ve kurak geçmeyen yerlerde çok iyi gelişme göstermektedir. Yetiştirme döneminde optimum sıcaklık isteği 15-20 °C ‘dir. Düşük ve yüksek sıcaklıklardan hoşlanmaz. 30° C ’nin üzerindeki sıcaklıklarda gelişme olumsuz yönde etkilenir. Tohumların toprakta çimlenebilmesi için minimum sıcaklığın 4 °C olması gerekir. Bitki –1 °C’ye kadar olan düşük sıcaklıklara dayanabilir. İlkbahardaki geç donlardan olumsuz yönde etkilenir. –2° C ’deki sıcaklıklarda toprak içinde bulunan kök kerevizlerin yumruları zarar görür. Bitkiler 10°C ’nin altındaki düşük sıcaklıklarda vernalizasyona uğrar ve erken çiçeklenme meydana gelir. Vernelizasyon durumunda bitkiler ne kadar yaşlı olursa çiçeklenme yüzdesi o kadar artar. Kerevizin vegetatif devreden generatif devreye geçmesinde en önemli faktör düşük sıcaklıklardır. Kerevizler ışık miktarı ve şiddetine karşı fazla reaksiyon göstermezler. Ancak ışıktan fazla hoşlanmazlar. Gölge yerlerde daha iyi gelişim gösterirler.
Kerevizler fazla rüzgarı sevmez. Ancak havadar yerlerden hoşlanırlar. Kuytu ve havasız yerlerde gelişme yavaşlar ve çeşitli mantari hastalıklara yakalanırlar.
4.2. Toprak isteği
Kereviz toprak istekleri açısından seçici bir bitki olmamakla birlikte, derin bünyeli tınlı kumlu ve turbiyer nitelikli toprakları sever ve buralarda iyi gelişir. Hafif bünyeli topraklarda yapılacak üretimlerde bitkinin düzenli gübreleme ve beslenmeleri sağlanmaktadır. Killi topraklarda yumrular küçük kalır. Toprak pH’sı 7.0 civarında olmalıdır. Toprakta humus miktarı arttıkça yumrunun büyüklüğü ve kalitesi de artar.
5. Toprak hazırlığı, ekim ve dikim
Kereviz üretimi için kullanılan toprak ekim veya dikiminden önce çok iyi hazırlanmalıdır. Bu nedenle torağın birkaç defa derin olarak sürülüp işlenmesi gerekir. Ekim ve dikim öncesinde de toprak tekrar derin olarak sürülmeli ve dekara 4:4:8 oranında azot, fosfor ve potasyumlu gübre verilmelidir.(12kg N, 12kg P, 24 kg K)
Kereviz doğrudan yerine tohum ekimi ile de yetiştirilebilir. Ancak ülkemizde olduğu gibi bir çok ülkede kereviz fide ile yetiştirilmektedir. Vegetasyon dönemi uzun ve sonbaharı ılık geçen yerlerde direk tohum ekimi ile yapılan yetiştiricilikte iyi sonuç alınabilir. Ancak direk tohum ekimi yerine fide dikimi ile yapılan yetiştiricilik daha çok tercih edilir. Kereviz fideleri ya hiç şaşırtılmadan ılık yastıklarda, yada kasalara ekilerek orada çimlenmiş toprak üzerine çıktıktan sonra ılık yastıklara şaşırtılması suretiyle yetiştirilir.
Şaşırtılmadan ılık yastıklarda üretilen fidelerde çimlendirme döneminde çok büyük sorunlarla karşı karşıya gelinir. Bu yetiştirme yönteminde kereviz tohumları ılık yastıklara seyrek olarak ekilir. Ancak yeknesak bir çimlenme ve gelişme olmadığı için tercih edilmez. Bu nedenle kereviz tohumları kasalara ekilir ve daha sonra ılık yastıklara şaşırtılır. Kereviz tohumlarının ekiminde 60 cm uzunlukta 40 cm genişlikte ve 8-10 cm yükseklikteki kasalar kullanılır. Bu kasaların içi, çok iyi hazırlanmış ince nitelikli harçla doldurulur. Bu harcın çok iyi elenmiş olması, ayrıca tohumların üzerine atılacak kapağında çok ince elekten geçirilmiş olması gerekir.
Kasaların içi harçla doldurulduktan sonra tesviye yapılır. Daha sonra kereviz tohumları ince elenmiş toprakla karıştırılarak m2’ye 2 g hesabı ile birkaç defada enine boyuna serpilerek ekilirler. Ekimden sonra tohumların üzerine 2-3 mm kalınlığında ince elekten geçirilmiş kapak atılır. Kapak kalın atılırsa tohumlar küçük olduğu için çimlenemez. Kapak atıldıktan sonra çok ince bir süzgü ile tohum ve kapağı akıtmayacak şekilde su verilir. Tohumların ekildiği harç ve kapak materyalinin suyu iyice emmesi için birkaç defa dikkatlice sulanmalıdır. Sulamadan sonra nem kaybını asgariye indirmek amacıyla kasanın üzeri cam veya naylon ile örtülür. Camile örtülürse hem rutubet hem de çimlenme çok iyi bir şekilde takip edilir. İlk çimlenme görülünceye kadar kasaların üzeri örtülür. Bu dönemde sıcaklığın en az 10 ° C olması gerekir. En iyi çimlenme 25-30 °C’ de görülür. Tohum ekiminden 2 hafta sonra çimlenme başlar. 4. Haftanın sonunda çimlenme tamamlanır. Tohumların çimlenmesinden sonra kereviz fideleri çok kuvvetli bir şekilde gelişir. Bir m2’den 4000-5000 adet fide elde edilir. Kerevizin fideleri ilk hakiki yapraklarını çıkardıklarında, yaklaşık 2.5-3 cm boy aldıklarında yeknesak bir gelişme sağlamak için ılık yastıklara şaşırtılırlar. Fideler şaşırtılmadan önce boca sulanır. Kasalardan sökülen fideler genellikle sıra arası 6-8 cm, sıra üzeri 2-3 cm olacak şekilde şaşırtılırlar. Daha sonra fideler üşümelerini önlemek amacıyla en az 10°C’nin üzerindeki sularla düzenli olarak sulanırlar. Fideler 10-15 cm boy aldığında ve 4-5 yapraklı hale geldiğinde esas yetiştirme yerlerine dikilmesi gerekir. Bu dönemde fideler bol miktarlarda saçak kök meydana getirmiştir. Dikimden 1 veya2 gün önce yastıklar sulanır. Bu arada toprak dikim için hazırlanmış olmalıdır. Kereviz fideleri düzenli yağış alan yerlerde düze, kurak yerlerde ise tava veya masuralara dikilir.
Düzenli yağış alan veya sulamanın yağmurlama şeklinde yapıldığı yerlerde kereviz üretimi yapılacak ise fidelerin dikimi düze yapılır. dikimde Sıra arsı 50-60 cm, sıra üzeri 30-40 cm olmalıdır. Ancak dikine büyüyen varyetelerde dikim mesafeleri daha düşük, yatay gelişen varyetelerde ise bu mesafeler daha geniş olabilir. Fidelerin dikimleri sökülmüş oldukları derinliğe yapılmalıdır. Dikimden hemen sonra yağmurlama sulama yapılır. Dikimde gecikme olursa fidelerin kökleri ve yaprakları tıraşlanabilir. Ayrıca dikimde fidelerin büyüme uçlarının toprak altında kalmamasına özen gösterilmelidir.
Kurakj bölgelerde ve küçük aile işletmeleri veya ev bahçelerinde kereviz fideleri tavalara dikilir. Bu yetiştirme yöntemi fazla uygulanmamaktadır. Fazla rutubet ve ıslaklık nedeniyle köklerde çürüme, yapraklarda ise bazı mantari hastalıklar meydana gelmektedir.
Kerviz yetiştiriciliğinde en çok uygulanan dikim yöntemi dar masuralara tek sıralı veya geniş masuralar çift sıralı dikim şeklindedir. Dar masuralara ise 70-80 cm olacak şekilde masuralar açılır. Masuralara dikimde sıra üzeri mesafeler genellikle 30-40 cm arasında olmalıdır. Dikim büyüklüğüne gelmiş fideler sökülür. Masuralara su verilir. Daha sonra masuraların boyun noktasına fidelerin büyüme ucu su seviyesinden yukarıda kalacak şekilde dikim yapılır.
Fidelerin dikimi genellikle elle yapılır. Geniş alanlarda ise düze dikimin makine ile yapılmasın iyi sonuç verir. Derin dikim yumrunun şekli ve kalitesini olumsuz yönde etkiler. Dekara 4000-6000 fide dikilir.
Sap kerevizlerin üretim şekli kök kerevizlerin üretim şeklinden farklı değildir. Sadece dikim sıklığı ve yaprak saplarının ağartılması için yapılan işlemler farklıdır. Sap kerevizleri dikine büyüdüğü için sıra arsı 40-50 cm, sıra üzeri 25-30 cm olacak şekilde dikilirler. Ayrıca yaprak sapları 25-30 cm boy aralığında, yaprak saplarının ışık almaması için siyah ışık geçirmeyen alüminyum folye, siyah fotoğraf kağıdı benzeri örtülerle fazla sıkmadan ışık almasını engelleyecek şekilde sarılırlar. Bu şekilde yaprak sapları1.5-2 ay sonra ağarmış hale gelir. Yaprak sapları toprak seviyesinden kesilir ve üst taraftaki yaprak ayaları da kesilerek hasat edilir. Beyazlatma için sapların üzerine bağlanan materyal hiç çözülmeden hasat edilmelidir.
5.1. Çapalama
Dikimden sonra toprağın çatlamasını önlemek için sulama ve çapa işlemi düzenli ve dikkatli bir şekilde yapılmalıdır. İlk çapa dikimden 2-3 hafta sonra fideler yeni yaprak çıkarmaya başladığı zamanda yapılır. Daha sonra bitkiler toprak yapısı ve otlanma durumuna bağlı olarak 2-3- kez çapalanırlar. Çapalama ot mücadelesi ve toprağı yumuşatmak açısından önemlidir. Ot mücadelesi herbisitlerle yapılsa bile toprağın havalandırılması ve kabartılması için mutlaka çapalama yapılmalıdır.
5.2. Sulama
Dikimden sonra bitkinin ihtiyacı olan su düzenli olarak aksatılmadan verilmelidir. Suyun kesilmesi veya az su verilmesi bitkinin gelişmesini ve sebze olarak değerlendirilen kısımların kalitesini olumsuz yönde etkiler. Yaz dikimlerinde, dikimden itibaren Kasım ayına kadar bitkinin ihtiyacı olan su miktarı oldukça yüksektir. Ayrıca aşırı sulama durumunda veya yağışlı bölgelerde yetiştirilen kerevizlerde pas hastalığı görülür. Pas hastalığı ürünün pazar Değerini düşürdüğü gibi kök gelişmesini de olumsuz yönde etkiler. Yağışlı bölgelerde sık dikim yağmurlama şeklinde sulamadan kaçınmalıdır.
5.3. Gübreleme
Kervizn organik maddeye olan ihtiyacı fazladır. Toprakta organik maddenin yeterli miktarda bulunması ürün miktarını ve kalitesini arttırır. Hafif bünyeli topraklarda yetiştiricilik yapılacak ise organik gübreleme önem kazanır. Hafif bünyeli topraklarda iyi ürün alabilmek için dekara 3-4 ton iyi vasıflın çiftlik gübresi verilmelidir. Çiftlik gübresi bitkinin büyümesi ve gelişmesi için yeterli değildir. Kereviz azot ve potasyuma karşı aç bir bitkidir. Dikimden önceki son toprak işlemesi sırasında dekara 4:4:8 oranında ( 12 kg H, 12 kg P, 24 kg K) verilmelidir. Daha sonra bitki gelişmesine bağlı olarak dikimden 1-2 ay sonra dekara 4 kg civarında saf azot vermek suretiyle gübre takviyesi yapılır.
5.4. Tarımsal savaşım
Kereviz üretiminde pas hastalığı çok önemlidir. Sık dikimlerde aşırı sulama durumunda veya yağışlı bölgelerde veya yağışlı bölgelerde pas hastalığının zararı çok büyük olur. Pas hastalığı bitkilerin Pazar değerini düşürdüğü gibi kök gelişmesini olumsuz yönde etkiler. Bu hastalığa karşı kültürel mücadele yapılması daha olumlu sonuç verir. Aşırı sulamadan ve sık dikimlerden kaçınmak gerekir. Ayrıca zirai mücadele ilaçları ile koruma önlemleri alınmalıdır.
Kerevizin yaprak ve sapları üzerinde sarımtırak lekeler halinde görülen kereviz mildiyösü de önemli bir hastalıktır. Bu hastalığa karşı fazla sulamadan kaçınılmalı temiz tohum ve fide kullanılmalıdır. Kültürel önlemler alınmalı veya 3-4 yıllık münavebe planı uygulanmalıdır.
Kerevizlerde mozaik virüsü de önemli zarar yapar. Genç bitkilerde yapraklar sararır ve bodur kalır. Genç yapraklarda buruşma görülür. Bitki üzerinde virüs hastalığının belirtileri farklı şekillerde ortaya çıkar. Bitkinin gelişimi zayıflar emici böcek ve yaprak bitlerinin zararı artar.
Zararlılar arsında yer alan kereviz sineğinin kurtları bitkinin yenen kök kısmına zarar verir. Kereviz sineğinin zararına bağlı olarak bitki solar ve daha sonra ölür. Zarar görmüş bitkiler sökülüp hemen imha edilmeli veya 3-4 yıllık münavebe planı uygulanmalıdır. Ayrıca kereviz sineğine karşı zirai mücadele ilaçları ile de zamanında mücadele yapılmalıdır.
Kerevizlerde kök uru nematodu, kırmızı örümcekler, yaprak bitleri ve toprak pireleri de oldukça zarar yapar. Bu zararlılara karşı düzenli ve dikkatli bir şekilde mücadele planı uygulanmalıdır.
6. Olgunluk, Hasat ve Depolama
Kerevizler bulundukları yeri en az 16-24 hafta, en fazlada 24-34 hafta işgal ederler. Erkenci veya geççi oluşlarına göre tarlaya dikimden hasada kadar geçen süre değişir. Genellikle hasat seyretme şeklinde kademeli olarak yapılır. Kerevizlerde en büyük sorun hasadın gecikmesi durumunda kök kerevizlerinde yumrularda meydana gelen koflaşmadır. Koflaşma kerevizler Pazar değerini tamamen kaybeder. Bu nedenle hasadın koflaşma başlamadan önce yapılması gerekir.
Hasat zamanı ilk yaprakların sararmasıyla kendini belli eder. Olgunluk ne kadar iyi olursa ürünün saklanma süresi okadar uzun olur. Aynı zamanda saklama sırasındaki kayıp oranda azalır.
Kök kerevizlerinde hasat edlle çekilerek yapılabildiği gibi bitkiler çapa veya belle de hasat edilebilir. Büyük işletmelerde ise özel pulluklar ile sökülürler. Hasat edilen kök kerevizlerin üzerindeki ince kökler ve Pazar değeri olmayan yaşlı yapraklar kesilerek uzaklaştırılır. Daha sonra yıkanarak temizlenir. Temizlenmiş kök kerevizleri ambalajlanarak satış merkezlerine gönderilir. Ülkemizde hasat edilen kerevizler hasat edildikten sonra temizlenir ve daha sonra tüketim merkezlerine gönderilir ve dökme olarak satılır.
Sap kerevizleri satış için uygun sap uzunluğu ve kalınlığı ile birlikte arzu edilen açık rengi alınca vakit geçirmeden hemen hasat edilir. Erkencilikte yaprak sapları tam gelişmelerini tamamlamadan da hasat edilerek piyasaya gönderilebilir. Sıcak dönemde hasat yapıldığında hasat edilen yaprak sapları bekletilmeden ambalajlanmalı ve satış merkezlerine gönderilmelidir. Aksi taktirde güneş ve rüzgarın etkisiyle hızlı bir şekilde Pazar değerini kaybederler. Hasat yaprak saplarının dağılmalarını önleyecek şekilde yumrunun hemen üzerinden keskin bir bıçakla kesilerek alınması şeklinde yapılır. Hasat edilen yaprak saplarının uç kısmındaki yaprak ayalarıda kesildikten sonra pazarlanacak yaprak sapları kalır. Pazarlanacak olan yaprak sapları yıkandıktan sonra 500 gramlık demetler halinde veya dökme olarak ambalaj kaplarına yerleştirilerek satış merkezlerine gönderilir. Hasat edilen yaprak saplarının uzun süre saklanması ve su kaybının önlenmesi için üzeri plastik örtülerle kapatılır.
Genellikle kök kerevizlerinde hasat seyreltme şeklinde kademeli olarak yapılır. Sadece hasat olgunluğuna gelmiş kök kerevizlerin hasadı yapılır. Geri kalan kereviz bitkileri daha iyi gelişir. Sap kerevizlerinde ise hasat genellikle bir defada yapılır.
Hasat edilen kök kerevizler normal koşullarda bile uun süre saklanabilir. Depolarda muhafaza edilecek kerevizlerde kök ve sürgünlerin tamamı kesilir. Adi depolarda 8-10 °C sıcaklıkta %60-80 nemde 3-5 ay saklanabilirler. Saklama sıcaklığı 0°C’nin altına düşmemelidir. Kök kerevizler 1-2 °C’de %90 nemde 6-7 ay muhafaza edilebilirler. Muhafaza süresinde ortam koşullarına bağlı olarak %5-15 arasında kayıp meydana gelir.
MAYDANOZ
4. Yetiştirilme İstekleri
4.1. İklim isteği
Yüksek rutubetli ve ılıman iklime sahip bölgeleri sever. Ancak soğuk bölgelerde bölge şartlarına göre ilkbahar ile soğukların başladığı sonbahar dönemi arasındada yetiştirilebilir. Ilıman iklime sahip Akdeniz, Ege ve Marmara (Bandırma ve Gönen) bölgelerinde bütün yıl boyunca maydanoz yetiştiriciliği yapılabilir.
4.2. Toprak isteği
Maydanoz toprak istekleri bakımından seçici değildir. Ağır olmayan, bitki besin maddelerince zengin bütün topraklarda yetişebilir. Ancak derin bünyeli topraklarda çok iyi sonuç verir. 5.0-8.0 pH değerleri arası uygun değerlerdir.
5. Yetiştirilme Şekli
Maydanoz üretimi tohumların doğrudan tarlaya ekilmesi şeklinde yapılır. Üretim bölgenin iklim ve mevsim özelliklerine göre ya tavada yada düz tarlada şeritler halinde yapılır. Ege ve Akdeniz gibi yaz mevsimi kurak geçen bölgelerde yetiştirme tavalarda, Marmara gibi rutubetli, yağışlı geçen bölgelerde ise düz tarlada şeritler halinde yapılır.
5.1. Toprak hazırlığı, ekim ve dikim
Yetiştiricilikte tarla seçimi çok önemlidir. Maydanoz üretimi yapılacak tarla tek ve çok yıllık yabancı otlardan mutlaka temiz olmalıdır. Üretim yapılacak tarla mümkünse 1-2 yıl önceden maydanoz üretimine hazırlanmalıdır. Maydanoz üretiminde yabancı ot maliyeti yükseltir ve kaliteyi bozar. Bunu engellemek için tarla ekim tarihinden 1-2 ay önce dekara 3-5 ton çiftlik gübresi ile gübrelenir ve derince sürülür. Disk-Harrow ile inceltilir ve düz tarla ekimine veya tava şeklindeki üretime göre hazırlanır. Tavalar düz tarla yüzeyinden 10-15 cm çukurda kalacak şekilde, 100-120 cm genişliğinde ve isteğe bağlı uzunlukta hazırlanır. Düz tarla üretiminde ise böyle bir hazırlığa gerek yoktur.
Maydanoz, tohumları en zor ve en uzun sürede çimlenen sebzelerdendir. Tohum ekimi m2’ye 1-1.5 gram tohum (1 dekar alana 1-1.5 kg tohum) hesabıyla yapılır. Küçük işletmelerde tavalara genellikle el ile birkaç defada serpme olarak yapılan tohum ekimi büyük işletmelerde düz tarlaya şeritler halinde ve mibzer ile sıravari olarak yapılır. Tohum ekim derinliği 1-1.5 cm’dir. Ticari üretim yapılan bölgelerde buğday mibzerleri maydanoz ekimi içinde kullanılabilir. Pazar için yapılan üretimlerde tarlada sıra arası 35-40 cm, tohum üretimi amacıyla yapılan üretimlerde ise tarlada sıra arası 35-40 cm, tohum üretimi amacıyla yapılan üretimlerde ise 60-70cm olmalıdır. Tohum ekimi sırasında toprak tavının yeterli olmasına özen gösterilmelidir. En ideal tohum ekim zamanı Ege bölgesinde Mart ayının ilk haftasıdır. Tohum ekiminden yaklaşık 20-25 gün sonra çimlenme ve çıkış başlar. Tohumların homojen bir şekilde çimlenebilmesi için bu dönemde sulama işlemi çok dikkatli olarak yapılmalıdır. Bitkiler toprak yüzeyinde görüldükten sonra bakım işlerine geçilir. Maydanoz ender olarak bazı yörelerde kerevizde olduğu gibi fide ile de üretilir.
5.2. Bakım işleri
Maydanoz üretiminde yapılması gereken en önemli bakım işleri yabancı ot temizliği ve sulamadır. Yabancı ot gelişimini engellemek amacıyla tava şeklinde yapılan üretimde tava aralarının ve tava sırtlarının çapalanması el ile, büyük işletmelerde kültüvatör veya çapa makinaları ile yapılır. Maydanoz bitkisi ilk devrelerde çapaya çok hassastır. Bu nedenle çapa yapma yerine otların elle alınması daha çok uygulanır. Bitki gelişimi hızlı olunca toprak yüzeyini kapatan bitkiler yabancı ot gelişimine olanak tanımalar.
5.3. Sulama
Maydanoz üretiminde sulama, tohum çimlenme döneminde çok önemlidir. Çimlenmenin oluştuğu ilk üç hafta boyunca yağmurlama sulama yapılmalıdır. Bitkiler 2-3 yapraklı olunca salma sulamada yapılabilir. Sulama mevsim şartlarına göre yapılır, ancak maydanoz aşırı suya hassastır. Su fazla göllenirse bitkiler sararır, suyun tarlada uzun süre kalması durumunda ise ölürler.
5.4. Gübreleme
Maydanoz gübrelemeye olumu cevap veren bir bitkidir. Özellikle ekimden önce verilen yanmış çiftlik gübresinin yabancı tohumu taşımaması önemlidir. Temel gübreleme çiftlik gübresi ile birlikte yapılır ve buna ilave olarak her biçimden sonra dekara 3-5 kg saf azot uygulaması son baharda yapılmalıdır. Yapılan bir araştırmada dekardan 2 ton yeşil maydanoz hasat edildiği zaman topraktan kaldırılan besin maddeleri sırasıyla 3 kg N, 0.8 kg P2O5, 2.6 kg K2O, 3.2 kg Ca ve 0.6 kg Mg olarak belirlenmiştir. Gübrelemenin yinede yetiştiricilik yapılan tarlanın toprak analiz raporuna göre yapılamasına özen gösterilmelidir. Maydanoz üretiminde gereğinden fazla ve hasattan hemen önce verilen nitrat formundaki azot nitrit formunda kaldığından tüketiciler açısından büyük sakıncalar yaratmaktadır.
5.5. Tarımsal Savaşım
Maydanoz üretiminde sorun olan önemli bir hastalık ve zararlı yoktur. Ancak tohum çimlenme döneminde toprak kurtları (bozkurtlar) zararlı olabilir. Bunların zararı toprak ilaçlaması ile ortadan kaldırılır.
Maydanoz üretiminde karşılaşılacak olan en önemli sorun yabancı ot sorunudur. Yabancı ot savaşımı mekanik yapılabildiği gibi herbisitler ile de yapılabilmektedir. Herbisit uygulamasında en iyi sonucu çıkış öncesi (pre-emergence) uygulamalar vermektedir. Bu ilaçlama maydanoz bitkileri toprak üzerine çıktıktan sonra uygulanırsa bitki gelişimini yavaşlatmakta ve yapaklarda zararlanmalar oluşturmaktadır. Çıkış sonrası olarak da bazı selektif ilaçlarla mücadele yapılabilmektedir. Geniş çaplı üretimlerde herbisit uygulaması tercih edilmelidr. Uygun bir herbisit kullanımı ile hiç çapa işlemi yapmadan maydanoz üretimi yapmak mümkündür.
6. Olgunluk, hasat ve depolama
Çeşide ve mevsime bağlı olarak tohum ekiminden 60-70 gün sonra bitkiler hasat olgunluğuna gelirler. Bu dönemde bitkiler 15-20 cm boy almıştır. Hasat sabahın erken saatlerinde ve bitkilerin toprağın 1-2 cm üzerinden biçilmesi suretiyle yapılır. İlk biçimden 20-25 gün sonra ikinci biçim yapılır. Yılda 6-7 biçim yapılır. Her biçimden sonra azotlu gübre verilmeli ve sulama yapılmalıdır. Hasat edilen bitkiler hemen tarlada demetlenir. Demetler önce 1 saat süre ile temiz bir suya batırıldıktan sonra rutubetli kasa veya sepetlerde üzerleri nemli bezle örtülerek en yakın pazara sevk edilir. Maydanoz demetleri –1 ve 0°C’de %90-95 nemde 3-4 hafta muhafaza edilebilirler.
DEREOTU
4. Yetiştirilme istekleri
4.1. İklim isteği
Dereotu ılık iklim sebzesidir. Düşük sıcaklıklardan zarar görmesi nedeniyle genelede ilkbahar-sonbahar arasında yetiştirilir. Ilık iklim ile yüksek rutubetin kombine olduğu bölgeler ideal üretim bölgeleridir. Yüksek sıcaklık ve güneşlenme bitkinin generatif faza geçmesine neden olur.
4.2. Toprak isteği
Toprak isteği bakımından çok seçici olmayan dereotu besin maddelerince zengin tınlı toprakları sever. Kireçli topraklarda aroması ve eterik yağ içeriği artar. Ayrıca yaz ayları sıcak ve kurak geçen bölgelerde de aroma ve eterik yağ içeriği yükselir. 0.5.-7.5 pH değerleri arası normal değerlerdir.
5. Yetiştirilme Şekli
Dereotu yetiştiriciliği çok sıcak ve çok soğuk bölgeler ile dönemler dışında yılın her mevsiminde yapılabilir. Üretim şekli bakımından maydanoza çok benzer. Maydanozda olduğu gibi tohumları doğrudan doğruya yerine ekilir. Küçük işletme veya aile işletmelerinde ekim tavalara ticari işletmeler üzerinde ise bantlar halinde direkt tarlaya yapılır. Tohum ekiminden önce tarlanın çok iyi hazırlanması ve özellikle yabancı otlardan temizlenmesi gerekir. Dekara 3-5 ton çiftlik gübresi verilerek derin bir toprak işlemesi yapılır ve ardından tava, tahta veya şeritler hazırlanır. Tohum ekimi m2’ye1.5-2 gram hesabıyla elle yapılır. El ile yapılan ekimlerin rüzgarsız bir havada yapılamasına özen gösterilmelidir. Büyük işletmelerde ise mibzerle 12-25 cm sıra arası mesafe vererek ekim yapılır. İklim şartlarına bağlı olmak koşuluyla yılın her ayında ekim yapılabilir. Ancak Ege ve Akdeniz bölgelerinde en ideal ekim zamanı Mart ayıdır. Kışı soğuk geçen bölgelerde kış aylarında açıkta yetiştiricilik yapılmamalıdır. Bir veya en çok iki biçim yapılabildiği için kademeli tohum ekimi önerilir. Tohum ekiminde sonra toprak üzeri iyice bastırılır ve toprak üzeri iyice sulanır. Optimum koşullarda 7-21 gün sonra tohumlar çimlenerek toprak üzerine çıkar.
5.1. Bakım işleri
Maydanoz yetiştiriciliğinde olduğu gibi en önemli bakım işleri yabancı ot temizliği ve sulama işlemleridir. Yabancı ot gelişimini önlemek amacıyla üretim alanlarındaki otlar elle veya çapa yardımıyla alınır.
Sulama işlemi yetiştirme mevsimine göre değişmekle birlikte tohum çimlenme döneminde ve bitkilerin ilk hakiki yaprak dönemlerinde çok önemlidir. Bu dönemlerde mümkünse yağmurlama sulama yapılmalıdır. Sonraki dönemlerde salma sulama yapılabilir. Maydanozda olduğu gibi aşırı sulamadan kaçınılmalıdır.
Gübreleme işlemi maydanozda olduğu şekliyle tavsiye edilmektedir. Ancak maydanoz gibi çok biçim yapılamadığı için toprak analizine göre verilecek gübrelerin tamamı bir defada verilmelidir.
Dereotunun üretim aşamasında sorun yaratan önemli bir hastalık ve zararlısı yoktır. Tohum çimlenme dönemlerinde toprak kurtları ve danaburnu gibi toprak altı zararlılarına karşı dikkatli olunmalıdır. Dereotu üretiminde karşılaşılan en önemli sorun yabancı ot gelişimidir. Yabancı ot mücadelesi ya mekanik yada herbisi kullanılarak yapılabilir. Ancak dereotu için selektif bir herbisit yoktur. Tohum ekim öncesi veya çıkış öncesi genel herbisitler ile ilaçlama yapılabilir. Yabancı ot temizliği genellikle elle yapılır.
6. Olgunluk, hasat ve depolama
Uygun koşullarda tohum ekiminde iki ay sonra hasata başlanabilir. Bitkiler 20-25 cm boy alınca maydanozda olduğu gibi yaprak sapları ile toprak üzerinden kesilir ve demetlenerek pazarlanır. Dereotunda genelde bir ez biçim yapılır. Ancak iyi bakım koşullarında ikinci bir biçim de yapılabilmektedir. Fakat yaprak sayısı azaldığı için verim çok düşer. Hasat edilen bitkiler demetler halinde piyasaya sunulur.
KARPUZ
4. Yetiştirilme İstekleri
4.1. İklim İstekleri
Karpuz sıcak ve ılıman iklim sebzesidir. Bu nedenle karpuz yetiştiriciliği ilkbaharda don tehlikesi ortadan kalktıktan sonra yapılabilir. Karpuz oldukça uzun ve sıcak bir gelişme devresine ihtiyaç duyar. Olgunluk döneminde ise yüksek sıcaklık ve düşük nem ister. Elverişli koşullarda yetiştiriciliği ilkbahar ile sonbahar devreleri arasında yapılır. Karpuz yüksek sıcaklık ve soğuklardan hoşlanmaz. Karpuz tohumları toprak sıcaklığı 12°C ve bunun üzerine çıktığında ekilmemelidir. Karpuz bitkisi en ideal 20-25°C ‘lerde gelişir. Kuru havalardan ve sıcaklardan hoşlanmadığı gibi fazla hava neminden de hoşlanmaz. Çok nemli hava koşullarında karpuz mantari hastalıklara çok çabuk yakalanır. Çiçeklerin açılması ve meyve bağlaması için hava sıcaklığının 15°C ve üstünde olmasını ister. Düşük sıcaklıklarda hem çiçek oluşumu azalır, hem de oluşan ve açan çiçeklerde döllenme meydana gelmez. Böylece bitkilerde çiçek silkme görülür. Işıklanma aroma, tat ve çiçek cinsiyeti üzerine olumlu etkji yapar.
4.2. Toprak İsteği
Karpuz yetiştirmek için en elverişli topraklar akarsu kenarlarındaki milli topraklarla,su tutma kabiliyeti yüksek kumlu-tınlı veya tınlı-kumlu topraklardır. Vegetasyon süresi kısa olan yerlerde, özellikle erkencilik düşünüldüğünde hafif kumlu topraklarda yetiştiricilik yapılır. Karpuz bazı ülkelerde veya yörelerde akarsu kenarlarındaki mili topraklarda yetiştiricilik yapılır. Karpuz bazı ülkelerde veya yörelerde akarsu kenarlarındaki milli topraklarda susuz olarak yetiştirilir. Kökleri narin olduğu için ağır topraklar tercih edilmez. Bu nedenle toprak derinliğinin fazla olması ve taban suyunun bir metre civarında bulunması karpuz için idealdir.
Karpuz toprak pH’sının nötr olmasını ister. Ancak yapılan araştırmalarla karpuz için en elverişli toprak reaksiyonunun pH 5.0-6.5 olduğu tespit edilmiştir. Asitli topraklarda yetiştirme yapılacak ise usulüne uygun olarak kireçlenme yapılmalıdır.
Hafif bünyeli kumlu topraklarda karpuz yetiştiriciliği yapılacaksa üretim yanmış çiftlik gübresi ve diğer besin maddeleri ile toprağın bünyesi iyileştirildikten sonra yapılmalıdır
5. Yetiştirilme Şekli
5.1. Toprak hazırlığı, ekim ve dikim
Karpuz yetiştiriciliğinde toprak birkaç defa derince işlenir. Toprak yapısına bağlı olarak karpuz yetiştirilecek toprak son toprak işlemesinden önce yanmış çiftlik gübresi ile mutlaka gübrelenmelidir. Kumlu topraklara 5-6 ton/da, tınlı-killi topraklara ise 3-4 ton/da arasında değişen oranlarda yanmış çiftlik gübresi verilip karıştırılmalıdır. Yanmış çiftlik gübresi ile gübrelenmiş, sürülmüş toprak tırmık ile çekilerek düzeltilir.
Karpuz, üretim sezonunda veya turfanda olarak üretilir. Normal sezondaki üretim tohumların direkt tarlaya ekilmesi şeklinde yapılır. Turfanda karpuz yetiştiriciliği ise ya mini tüneller altında doğrudan tohum ekimi yapılarak, yadda sıcak yastık veya seralarda plastik torba ve muhtelif saksılarda karpuz fidelerinin yetiştirilip daha sonra esas yetiştirilme yerlerine dikilmesi şeklinde olur.
Doğrudan tohum ekimi ile yapılan karpuz yetiştiriciliğinde toprak ekim öncesinde çok iyi işlenmelidir. Daha sonra 150-300 cm aralıklarla pulluk veya domuz burnu ile fazla derin olmayan sıra arasını oluşturacak çiziler açılır. Karpuz yetiştiriciliğinde sıra üzeri mesafeler 50-75 cm arasında değişir. Tohumların toprak yüzeyine kolay çıkabilmesi için aynı yere 3-4 adet tohum atılmalıdır.
Karpuz üretiminde hem doğrudan tohum ekimi hem de fide dikimi hıyar üretiminde uygulanan yetiştirme yöntemlerine çok benzemektedir. Tohumların ekim derinliği ve şekli toprak yapısına bağlıdır. Tohumlar kıraç topraklarda derine, ağır topraklarda ise kümbet yapılarak toprak seviyesinden yukarıya ekilir. Tohumların üzeri yanmış çiftlik gübresi ve bahçe toprağı karışımı olan harç materyali ile örtülür. Aksi taktirde ekimden sonra meydana gelen yağışlar toprak yüzeyinde kaymak tabakası oluşturur. Kaymak tabakası oluşan topraklarda çimlenen tohumlar toprak yüzeyine çıkamaz. Bu koşullarda toprak nemli tutulmalı yada tohum ekilen ocakların üzerinde oluşan kaymak tabakası kırılmalıdır.
Karpuz tohumları hıyar üretiminde olduğu gibi açılan çizilerde yürüyen işçiler tarafından 3-4 adedi yan yana gelecek şekilde çizilere atılır. Daha sonra tohumların üstü 3-4 cm kalınlığında tavlı toprakla kapatılarak bastırılır. Ayrıca açılan çizilere elle ocak usulü tohum ekimi de yapılabilir. Bu ekim şeklinde tohumların üstü önceden hazırlanmış harç materyali ile örtülür. Bir dekar alan için 200-750 gr arasında tohum kullanılır.
Karpuz üretimi bu ekim şekillerinin dışında G.D. Anadolu bölgesinde Dicle ve Fırat nehirlerinin yataklarındaki çakıllı, kumlu ve tınlı topraklarda açılan çukurlarda da yapılır. Bu üretim şeklinde 40-50 cm genişlikte 80-100 cm uzunlukta ve 40-100 cm derinlikte çukurlar açılır. Çukurun tabanına 2-3 kürek yanmış çiftlik gübresi konur. Çiftlik gübresinin içine bol miktarda güvercin gübresi ilave edilir. Bu gübre çukurun tabanındaki toprakla karıştırılır. Açılan çukurun iki ucuna 60-80 cm aralıklarla ocakvari tohum ekimi yapılır. Bitkiler büyüdükçe çukur gübreli toprakla doldurulur. Böylece ocak içinde gelişen bitkilerin kök kısmı oldukça derinde kalmış olur. Bu yüzden karpuz bitkisi kök bölgesinin gübreli toprakla doldurulması nedeniyle kuvvetli gelişir.
Turfanda karpuz üretimi hıyar üretiminde olduğu gibi doğrudan mini tüneller altına tohum ekimi veya fideliklerle yetiştirilen karpuz fidelerinin don tehlikesi geçince esas yetiştirilme yerlerine yani dışarıya topraklı olarak dikilmesi şeklinde yapılır. Karpuz fideleri sıcak yastıklarda veya fide yetiştirme seralarında saksı veya plastik torbalarda yetiştirilir. Fideler 3-5 yapraklı olduklarında esas yetiştirilme yerlerine dikilirler.
5.2. Çapalama
Karpuz tohumları normal şartlarda ekimden 6-12 gün sonra çimlenerek bitkiler toprak üzerine çıkarlar. Toprağı kabartmak, yabani otları ayıklamak ve topraktaki rutubeti muhafaza edebilmek için sıra araları el aletleri veya çapa makinaları ile işlenir. Karpuz bitkileri toprak yüzeyine çıkıp kotiledeon yaprakları tam iriliğine ulaştığında ilk hakiki yaprak görülmeye başladığında her ocakta iyi gelişen 1-2 bitki bırakılarak seyreltilir. Bu dönemde ilk çapa işlemi de yapılır. Bitkiler 5-10 yapraklı olduklarında ot çapası ile beraber boğaz doldurması yapılır. Yetiştiricilikte toprak yapısı, otlanma durumu ve bitkinin gelişme durumuna göre 1 veya 3 defa çapa yapılır. Elle yapılan bu çapa işlemlerinden sonraki toprak işlemleri makine ile yapılır. Çıkıştan 4 hafta sonra dallanma, 6-8 hafta sonra bitkilerde çiçeklenme başlar. Bu önemden sonra toprak işlemesi yapılamaz.
5.3. Sulama
Karpuz kökleri taban suyuna ulaştığı andan itibaren bitki sağlıklı ve düzenli bir şekilde gelişir. Bu bakımdan karpuız yetiştiriciliği akarsu kenarlarında daha başarılı olur. Başarılı bir yetiştiricilik için karpuzun düzenli bir şekilde sulanması gerekir. Fazla su hasat sonrası dayanım süresi ve meyve tadını azaltır. Bu yüzden yetiştiriciler fazla sudan kaçınmalıdır. Karpuz bitkisi meyvelerin irileşmesi döneminde toprakta yeterli suyun bulunmasını hasada doğru ise azalmasını ister. Düzenli bir sulama yapılmazsa bitkilerde gelişme olumsuz yönde etkilenir. Düzensiz sulama meyvelerin olgunlaştığı dönemde olursa meyvelerde çatlamaya neden olur.
Karpuz bitkileri domateste olduğu gibi belli büyüklüğe ulaştığında domuz burnu veya pullukla askıya alınır. Sıra aralarının orta kısmı sulama karığı şekline getirilir. Bitkilerin bulunduğu kısım yüksekte kalır. Yani bitkiler askıya alınmış olur. Sıra aralarının orta kısmında oluşan karıklara salma şeklinde su verilir. Karıklara verilen suyun bitkilerin meyvelerine ve kök bölgesine ulaşmaları engellenmelidir. Aksi taktirde su ile temas eden kök bölgesinde hastalıklar oluşur ve bitki ölür. Aynı şekilde meyvelerin de su ile teması olmamalıdır. Su ile teması olan meyvelerde çürümeler meydana gelir.
5.4. Gübreleme
Karpuzun çiftlik gübresi yanında ticari gübreye olan ihtiyacı da fazladır. Tohum ekiminden önce mutlaka toprağa yanmış çiftlik gübresi verilmelidir. Kumlu toprakalrda dekara 5-6 ton, tınlı-killi topraklarda ise dekara 3-4 ton hesabı iel yanmış çiftlik gübresi verilir. Karpuz bitkisi güvercin, koyun ve kiçi gübrelerinden de hoşlanır. Çiftlik gübresi yanında yaklaşık olarak dekara 12-15 kg azot, 10-12 kg fosfor ve 20-25 kg potasyumlu gübre verilir. Toprağa verilecek gübre miktarı toprağın yapısı ve yetiştirme sistemine göre ayarlanır. Kumlu topraklarda yetiştiricilik yapılacaksa hem çiftlik gübresi hemde ticari gübre miktarı arttırılmalıdır. Genellikle çiftlik gübresi ve kompoze gübre serpe şeklinde, diğer ticari gübreler ise bant şeklinde veya bitki gövdesine değemeyecek şekilde verilir.
5.5. Tarımsal savaşım
Karpuzlarda tarımsal savaşım hastalık ve zararlılar görülmeden önce önlem alma şeklinde yapılırsa başarılı olur. Hastalık ve zararlılar görülükten sonra yapılan tarımsal savaşım uygulamaları yeteri kadar etkili olmamaktadır. Karpuz üretiminde karşılaşılan önemli hastalıklar antraknoz, küllenme, mildiyö, solgunluk ve karpuz asi mozaik virüsü ile hıyar mozaik virüsüdür. Bu hastalıklarla savaşım fide devresinden başlayarak düzenli bir şekilde yürütülmelidir.
Karpuzlarda en çok zarara kırmızı örümcekler,, afitler ve karpuz telli böceği neden olur. Bunlarla da düzenli olarak mücadele edilmelidir. Karpuz bitkilerinin çiçekleneme ve meyve bağlama dönemlerinde arılara etkili olan insektisitlerin uygulanmasından mutlaka kaçınılmalıdır. Aksi halde döllenme eksikliği nedeniyle büyük verim kayıpları olur ve yetersiz döllenme nedeniyle bazı meyvelerde anormal şekiller oluşur.
Karpuz üretiminde kuşlar da meyveleri delerek önemli zararlara yol açabilirler. Bu zararlıya karşıda gerekli önlemler alınmalıdır
6. Olgunluk, Hasat ve Depolama
Karpuzlarda olgunluk meyveler ve meyve sapları üzerinde meydana gelen bazı belirtilerle kolayca anlaşılır. Tohum ekiminden 80-120 gün sonra meyveler hasat olgunluğuna gelir. Bazı olgunluk kriterleri şu şekilde sıralanabilir.
- Olgun karpuzlar kavunların aksine olgunluğun ileri dönemlerinde hafiflerler.
- Meyve kabuğu üzerindeki mum tabakası matlığını kaybeder ve meyve parlak bir hal alır.
- Meyve kabuğu tırnakla kolayca sıyrılır.
- Karpuz sapları üzerinde bulunan kulakçık kurur
- Karpuzu dalına bağlayan tüylü sapları kurur.
- Karpuz üzerine parmakla sertçe vurulduğunda kendine has dolgun ve tok bir ses çıkarır.
- Avuçlar arasına alınan karpuz kulağın yanında sakıldığında içerden bir çıtırdama sesi gelir.
Yukarıda açıklanan belirtiler varsa karpuz meyvesi olgun hale gelmiş demektir. Hasat olgunluğuna gelmiş karpuzlar bu işi bilen uzmanlar tarafından tespit edilerek hasat gerçekleştirilir.
Karpuzda meyve bağlama farklı dönemlerde olduğundan karpuz meyveleride farklı dönemlerde olgunlaşırlar. Olgunlaşan meyveler sürekli hasat edildiğinde bu hasat şekline kademeli hasat denir. Olgunlaşmış karpuz meyveleri zaman geçirilmeden hasat edilmelidir. Hasatta gecikme olursa meyvelerin içi boşalır, yenen placente kısmı yumuşar. Kademeli hasat 3-5 defada tamamlanır.
Tarla şeklinde geniş alanlarda karpuz yetiştiriciliği yapılıyorsa, karpuz meyvelerinin %60-70’i olgunlaştığında hasat yapılır. Tarlada ham ve yarı olgun meyveler kalır. Bu şekildeki yetiştiricilikte hasat iki defada yapılır. Hasat edilen karpuz meyveleri dikkatli bir şekilde çarpmadan taşıyıcılara yüklenmelidir.
Karpuz meyveleri hasat edildikten sonra normal koşullarda ancak bir hafta saklanabilir. Bazı çeşitlerde bu süre 60 güne kadar çıkabilir. Karpuzlarda hasattan sonra olgunlaşma devam etmez. Bu nedenle hasat meyvelerin olgunlaştığı dönemde yapılmalıdır. Hasattan sonra muhafaza süresi uzadıkça önce koflaşma, sulanma, daha sonra bozulma ve kokuşma meydana gelir. Bazı karpuz çeşitlerinin meyveleri +4 ?C’de %60-70 nemde 3-4 aya kad ar muhafaza edilebilirler
KAVUN
4. Yetiştirilme İstekleri
4.1.İklim
Kavun sıcak ve ılık iklim sebzesi olup en iyi gelişmeyi 20-30 ?C arasındaki sıcaklıklarda gösterir. Bu sıcaklığın altına düşüldüğünde bitkide büyüme ve gelişme yavaşlar ve gelişme dönemi uzar. Nitekim kış aylarında yetiştirilen bir çeşit uzun sürede meyvelerini olgunlaştırırken aynı çeşit yaz aylarında yetiştirilirse meyvelerini daha kısa sürede olgunlaştırmaktadır. Sıcaklığın aşırı yükselmesi kavunlarda büyümeyi yavaşlatmaktadır. Yetiştirilme dönemindeki sıcaklığın yanında vegetasyon dönemindeki toplam sıcaklığında kavunun olgunlaşması ve tadı üzerine de etkisi vardır. Yeterli düzeyde sıcaklık toplamı elde edilmediği zaman kavunların tat ve aromalarında düşme meydana gelir
Kavun yetiştiriciliğinde ışık,sıcaklık kadar etkili olmasa da bitkide renk, meyvede ise aroma oluşumu üzerine etkendir. Ayrıca ışık dokuların sık ve gevşekliğine, ürünün depolama süresi üzerine etkili olan bir faktördür. Işık miktarının azalması bitkilerin zayıf gelişmesine neden olur. Hücre dokuları zayıflar. Kavunlar daha geç hasat olgunluğuna gelir. Işık miktarı bitki üzerinde oluşan çiçeklerin cinsiyetini de etkilemektedir. Kısa gün koşullarında genellikle erkek çiçekler meydana gelir. Işık miktarının artması ise dişi çiçek sayısının çoğalmasına neden olur.
4.2. Toprak isteği
Kavunlar derin, geçirgen, su tutma kabiliyeti çok iyi, direne edilmiş, organik madde ve besin maddelerince zengin tınlı topraklarda çok iyi gelişir. Ağır ve suyu bol toprakalrda kök hastalıkları artar. Bitkilerin vegetatif gelişmeleri hızlanır, meyve verimi azalır ve meyvelerin olgunluk süresi uzar. Kumlu topraklarda erkencilik yapılabilir. Ancak kumlu topraklarda yapılan yetiştiricilikte kesinlikle süzenli sulama yapılmalıdır.
Kavun toprak pH’sının nötr olmasını ister. Asit ve bazik topraklarda iyi gelişmez. En elverişli toprak pH’sı 60-6.7 arasıdır.
5. Yetiştirilme Şekli
5.1. Toprak hazırlığı, ekim ve dikim
Kavun yetiştiriciliğinde ekim ve dikimden önce suyun toprakta depolanması ve tutulması gerekir. Ayrıca köklerin toprakta iyi gelişmesi ve etrafa yayılması için toprak birkaç defa derin olarak işlenmelidir. Ülkemizde kavun üretimi genellikle tarla tarımı şeklinde yapılır. Bu şekilde yapılan üretimde tohumlar toprağa direkt ocaklara veya sıravari olarak ekilir. Tohumların ekildiği dönemde toprak tavlı ve çok iyi işlenmiş olmalıdır. Son yıllarda turfanda kavun yetiştiriciliğinden iyi gelir elde edilmesi tünel altında kavun yetiştiriciliğinin artmasına neden olmuştur. Turfanda kavun üretimi daha önce kontrollü koşullarda yetiştirilmiş topraklı fidelerle olur.
Kavun üretimi yapılacak toprak sonbaharda bir veya iki defa 40-50 cm derinlikte pullukla işlenmeli ve kışı bu şekilde geçirmesi sağlanmaktadır. İlkbaharda havalar ısındığında ve toprak sıcaklığı 15 ?C’ye ulaştığında toprak 20-30 cm derinliğinde sürülür.
Sürüm öncesi toprak ağır ise dekara 4-6 ton, kumlu ise 6-8 ton arasında yanmış ahır gübresi verilir. Daha sonra toprak 10-15 cm derinliğinde ikinci kez sürülür. İkinci sürümden sonra toprak 10-15 cm derinliğinde ikinci kez sürülür. İkinci sürümden sonra toprak Disk-Harrow ve freze ile iyi bir şekilde işlenerek ekim ve dikime hazır hale getirilir.
Kumlu ve suyu yeterli olmayan topraklarda 120-150 cm killi ve sulanabilen topraklarda ise 180-280 cm arasında değişen mesafelerle pulluk veya domuz burnu ile 6-10 cm derinlikte karıklar açılır. Açılan karıklarda toprak tavı kaybolmadan karıkların içinde yürüyen işçiler 50-100 cm ara ile 3 veya 4 tohumu karık tabanına atar. Daha sonra tohumların üstü kapatılır. Ekim işlemi bittikten sonra traktör arkasına takılan sürgü ile toprak hafifçe çapraz olarak bastırılır. Bu şekilde yapılan tohum ekiminde dekara 1-1.5 kg tohum kullanılır. Ekim döneminde toprakta tohumların çürümesine neden olur. Yetersiz rutubet ise tohumların çimlenmesi üzerine olumuz etki yapar.
Ocak usulü ekimde karık usulü ekim yönteminde olduğu gibi sıraların düzgün olması amacıyla yine pulluk veya domuz burnu ile 6-10 cm derinlikte çizgiler açılır. Bitkiler arası mesafe 50-100 cm olacak şekilde 30-50 cm çapında 20-30 cm derinliğinde karıklar açılır. Bu ocakların tabanına 1-2 kürek yanmış çiftlik gübresi, bir avuç 15:15:15 kompoze gübre atılır ve toprakla karıştırılır. Ocakların kuzey kısmı hafif yükseltilir ve güneye doğru hafif meyilli bir görünüm verilir. Hazırlanan bu ocaklara daha önce ıslatılmış 4-5 adet tohum 5-6 cm derinliğe düşecek şekilde ekilir. Tohumların üzeri ocaktan çıkartılmış toprak ile yanmış çiftlik gübresi karışımı olan harç üzeri ocaktan çıkartılmış toprak ile yanmış çiftlik gübresi karışımı olan harç materyali ile örtülür. Bir dekara 1.5-2 kg tohum kullanılır.
Ekim sonrası yağış alan yerlerde kavun tohumları sık veya yan yana atılır. Bu şekilde yağıştan sonra toprak üzerinde meydana gelen kaymak tabakası, çimlenen tohumların yaptığı basınç sayesinde kolayca parçalanır. Böylece bitkiler toprak yüzeyine daha rahat bir şekilde çıkarlar.
Sulama imkanı olan yerlerde bitkilerin toprak yüzeyine çıkmasına yakın dönemde hafif bir yağmurlama sulama yapılarak kaymak tabakası yumuşatılır. Küçük bahçelerde veya aile işletmelerinde kaymak tabaksı çepinlerle dikkatlice kırılır.
Örtü altında erkenci kavun üretimi yapılacak ise, ilk önce fideler saksı veya plastik torbalarda yetiştirilir. Plastik torba ve saksılara harç materyali doldurulur. Daha sonra her saksı ve torbaya 2-3 adet tohum ekilerek fide yetiştirme seralarına alınır. Seralarda çimlenen kavun fideleri 1-2 yapraklı olunca, en iyi gelişen bir fide bırakılır diğerleri kesilip atılır. Üretimde kullanılacak kavun fideleri 6-8 yapraklı döneme geldiklerinde seralara veya plastik tünel altına topraklı olarak dikilir. Tarla koşulları bitki gelişmesi için elverişli hale geldiğinde bitkiler üzerindeki plastik tüneller kaldırılır. Yetiştiriciliğe açıkta yapılan tarla tarımı şeklinde devam edilir. Turfanda kavun üretimi hıyar ve karpuz üretiminde olduğu gibi mini tüneller altında da yapılabilir.
5.2. Çapalama
Tohum ekiminden sonra kavun bitkileri toprak yüzeyine çıkıp 1-2 yapraklı oldukları dönemde en iyi gelişen bitkiler tarlada bırakılır. Diğer bitkiler ise bırakılanlara zarar vermeyecek şekilde kesilir veya koparılarak uzaklaştırılır. Bitkiler 10-15 cm boya ulaştıklarında ilk çapa yapılır ve bitkilerin boğazları doldurulur. Kıraç bölgelerde bitkilere zarar vermeden toprağın yüzeysel olarak sürülmesi toprak neminin uzun süre tutulmasına yararlı olur.
Ayrıca yabancı otları temizlemek için de sık sık çapa yapmak gerekir. Toprağın havalandırılması ve yabancı otlarla mücadele etmek için kavun bitkileri toprak yüzeyini örtmeye başlayıncaya kadar birkaç işleme ve çapa yapılır.
5.3. Sulama
Kavun üretimi yapılan yörelerimizde halk arasında “Kavunlar fazla sudan hoşlanmaz” diye bir kanı vardır. Kavunda aroma ve tadın oluşumunda sulamanın etkili olduğu doğrudur. Az sulanan veya susuz yetiştirilen kavunlar daha tatlı ve aromalı olurlar. Devamlı sulanan kavunların meyveleri iri olmalarına rağmen tat ve aroma maddelerince yetersizdir. Toprakta %50-60 suyun bulunması yetiştiricilik için idealdir. Bu nedenle bir vegetasyon döneminde toprak koşullarına bağlı olarak 2-5 defa sulama yeterlidir. Hasat döneminde sulama yapılmaz. Sulama yapılarak yetiştirilen kavun meyvelerinin saklanma süresi kısalır.
Bitkilerin gelişme döneminde veya meyvelerin irileşme döneminde düzenli olarak yapılan sulama verimi ve kaliteyi arttırır.
5.4. Gübreleme
Kavun organik maddelerce zengin topraklardan hoşlanır. Toprakta organik madde miktarı az ise, ticari gübre verilmek suretiyle topraktaki besin maddeleri zenginleştirilse bile istenilen kalitede ürün alınamaz. Kavun yetiştirilecek toprağa dekara en az 4-5 ton olacak şekilde yanmış çiftlik gübresi verilir. Bazı yörelerimizde toprak yapısına bağlı olarak dekara verilecek çiftlik gübresi miktarı 6-8 tona kadar çıkar.
Çiftlik gübresi ekim ve dikimden önce toprak işleme anında toprağa verilir. Çiftlik gübresi yanında toprak işlenirken dekara 8 kg azot, 10-12 kg fosfor ve 15-20 kg potasyum verilmelidir. Ayrıca meyvelerin irileşmesi döneminde dekara 4-6 kg azotlu gübre verilmesi olumlu yönde etki eder.
5.5. Tarımsal savaşım
Kavun yetiştiriciliğinde hastalık ve zararlılara karşı çok iyi mücadele edilmelidir. Kavunlarda antraknoz, küllenme, solgunluk ve mozaik vürüsü hastalığı zarar yapmaktadır. Kımızı örümcek, kavun sineği, afit, trips ve nematodlar ise en önemli zararlılardır. Bu hastalıklar ve zarlılara karşı hıyar ve kabakta belirtilen mücadele yöntemleri aksatılmadan düzenli olarak uygulanmalıdır. Bu zararlılardan kavun sineğine karşı çok dikkatli olunmalıdır. Kavun sineği hem küçük meyveleri emerek zarar verir, hemde meyve üzerindeki tüylerin dip kısmına yumurtalarını bırakır. Meyve üzerine bırakılan yumurtalardan çıkan larvalar meyveyi delerek içine girer. Meyve içindeki kurtçuklar meyvenin içine zarar vererek çürümesine neden olur. Kavun sinekleri küçük meyveler üzerine yumurtalarını bırakmadan kimyasal ilaçlarla mücadele yapılmalıdır. Kavun sineğinin yoğun olduğu yerlerde münavebe planı uygulayarak 3-4 sene müddetle aynı tarlada kavun yetiştirilmemelidir
6. Olgunluk, Hasat ve Depolama
Kavunların tam olgunluk devresine girdikleri aşağıda belirtilen özelliklerle kolayca anlaşılır.
- Tam olum devresine girmiş kavunlar karpuzların aksine ağırlaşır.
- Meyve saplarının dibinde ve gövde üzerinde bulunan kulakçıklar kurur.
- Meyveyi gövdeye bağlayan sap tamamen kurur ve çoğunlukla meyve sapı gövdeden kolayca kopar.
- Meyvenin dip kısmı koklandığında kendine has kokusu kolayca hissedilir.
- Olgunluk döneminde kavun meyveleri çeşidin tipik kokusu kolayca iriliğini şeklini ve rengini alır.
Hasat olgunluğuna gelmiş kavunların hasadı sabah erken saatlerde genellikle elle, kavun meyvesi sapı etrafında hafif döndürülmek suretiyle koparılarak yada bıçak veya makas ile saplarından kesilerek yapılır.
Küçük aile işletmelerinde yapılan üretimde olgunlaşan kavun meyveleri uzun bir peryodda düzenli olarak hasat edilir. Hasat olgunluğuna gelmiş meyveler bitki üzerinde bırakılmaz.
Tarla sebzeciliğinde ise hasat 1 veya 3 defa yapılır. İşçiliğin pahalı olduğu yerlerde ise hasat bir defada yapılır. Ülkemizde kışlık kavunların tamamında hasat bir defada yapılır.
Hasat edilen kavunlar ağırlıklarına göre boylara ayrılır. Boylara ayrılan kavunların en küçüğü ile en büyüğü arasındaki fark %50’yi geçmemelidir. Boylara ayrılan kavunlar sağlam, temiz yeterince gelişmiş olgun ve taze görünümde olmalıdır. Ambalaj kapları tahta, mukavva ve karton gibi malzemelerden hazırlanmış kasa, kutu ve sepetlerdir. Ambalaj içinde kavunlar birbirine sürtünüp meyveler zedelenmemelidir. Ülkemizde genellikle kavunlar dökme olarak pazarlanmaktadır. Ancak turfanda olarak yetiştirilen küçük meyveli kavunlar karton viyollerde pazarlanırlar.
Kavunlarda depolama çeşit özelliğine göre değişir. Yazlık çeşitlerin muhafazası genellikle yapılmaz. Bu çeşitlerin dayanma süreleri oldukça kısadır. Hasat edildikten sonra 1-2 hafta içinde tüketilmelidir. Yazlık kavun çeşitleri 7-10 ?C’deki soğuk hava depolarında 15-40 gün süre ile saklanabilirler. Bu çeşitlerin meyveleri pazarda ve manavda 40-60 gün zarar görmeden satış tezgahlarında bekleyebilir. Kışlık kavun meyveleri ise 4-10 ?C’de soğuk hava depolarında kasa içinde veya meyveler tek tek asılarak uzun süre muhafaza edilebilirler
ENGİNAR
4. Yetiştirme İstekleri
Ege Bölgesinde Eylül-Mayıs ayları arasında 9 ay süreyle gelişen enginar bitkileri, 3 ay süre ile dinlenmeye bırakılır. Bitkiler dinlenmeye bırakılmazsa meydana gelecek başlar küçülür, verim ve kalite düşer.
4.1. İklim isteği
Enginar ılık iklimlerde yetişen kışlık sebzedir. Çok soğuk ve sıcaktan hoşlanmaz. Kış aylarında sıcaklıklar 0°C altına düşerse yaprak ve başlarda önemli zararlanmalar oluşur. 20°C üzeri sıcaklıklarda gelişme yavaşlar, 25°C üzerinde ise gelişme tamamen durur. Sıcak ve kurak koşullarda baş sertleşir ve kalite düşer. Enginar üretilen bölgelerdeki ilk donlar da önemli zararlar yapar. Erkenci özellik gösteren çeşitlerde erkenci ve turfanda ürünün oluşumu engellenir. İlkbahar döneminde oluşan kurak ve sıcak havalar ise özellikle geççi konservelik çeşitlerde başların küçük kalmasına, gevrekliğinin azalmasına, acılaşmasına ve liflenmeye neden olur. Artan sıcaklık ile başlar hemen çiçeklenmeye geçer ve verim düşer.
Ege, Marmara ve Akdeniz bölgelerinde hüküm süren ılık ve nemli iklim şartları enginar üretimi için son derece elverişlidir. Optimum gelişme sıcaklığı 15-18 °C’dir. Bunun yanında iyi bir hava nemi ve sulama koşulları sağlanmalıdır.
4.2. Toprak isteği
Enginar çok yıllık bitki olmadı nedeniyle drin bünyeli, humusca zengin ve iyi drene edilmiş topraklardan hoşlanır. Çok hafif karakterli, kumlu veya çok ağır karakterli toprakları sevmez. Hafif kumlu topraklarda daha erken verim alınması ve erkencilik sağlanması yanında başların küçük kalması ve verimin azalması ve erkencilik sağlanması yanında başların küçük kalması ve verimin azalması en önemli dezavantajdır. Bu tip topraklarda çık iyi sulama yapılmalıdır. Ağır karakterli topraklarda ise çok yıllık olan kökler havasız kalarak çürür. Enginar için toprak pH’sı 6.0-6.5 olmalıdır. Topraktaki organik madde miktarının ise %2 civarında olması yararlı olur. Güneye meyilli yamaç araziler ise erken ısınması nedeniyle erkenci enginar üretiminde başarılı olarak kullanılabilir.
5. Yetiştirme Şekli
5.1. Toprak hazırlığı,ekim, dikim ve bakım işleri
Enginar, yetiştirildiği toprağı uzun süre işgal ettiği için plantasyon kurulmadan önce arazinin mutlaka derin işlenmesi çok yararlı olur. Bu derin işlemeden sonra birkaç gün havalanan toprak Disk-Harrow ile inceltilir ve dikim yerleri hazırlanır.
Enginarda çoğalma ağırlıklı olarak vegetatif yolla yapılmaktadır. Ancak ıslah çalışmalarında ve yeni çeşit geliştirmede tohum ile de üretilebilir. Bugün yapılan bazı çalışmalar sonucunda tohum ile yetiştirilen çeşitlerin geliştirildiği ve İsrail ile Fransa’da tohumdan kurulmuş plantasyonlar olduğu belirtilmektedir.
Tohum ile yapılan üretimde genellikle önce fidelerin yetiştirilmesi gerekmektedir. Bunun için tohumlar Mart-Nisan aylarında genelde harç dolu saksı veya tüplere ekilir. Her saksıya 2-3 adet tohum ekilir. Çimlenen tohumlardan gelişen 1 veya 2 bitki saksıda bırakılır ve gerekli bakım işleri yapılır. O yıl içinde gelişen fideler ertesi yıl yine Mart-Nisan aylarında saksıdan çıkarılarak esas yerlerine dikilirler.
Enginarın vegetatif çoğaltımı ise iki şekilde yapılabilir:
- Dip sürgünleri ile yapılan üretim
- Memelerle yapılan üretim
Bu iki vegetatif üretim şeklinden yaygın olarak kullanılan dip sürgünleri ile yapılan üretim şeklidir.
Dip sürgünleri ile yapılan üretim
Ülkemizde yeni uygulamaya aktarılmaya çalışılan dip sürgünlerinin köklendirilerek tarlaya dikilmesi uygulaması yapılmaktadır. Bu üretim şeklinde genellikle homojen bitki özelliği gösteren, görünüş olarak açılma göstermemiş enginar plantasyonlarındaki bitki ocaklarından yararlanırlar. Mart-Nisan aylarında seçilen ocaklardaki bitkilerin etrafı 10-12 cm derinlikte dikkatlice açılır ve dip sürgünleri keskin bir bıçak veya çapa ile kesilerek alınır. Alınan bu sürgünlerde yapılan hafif bir yaprak temizliğinden sonra dip sürgünlerinin kök boğazı çapının 2.0-2.5 cm olması köklenme oranını arttırmaktadır. Dip sürgünlerinin köklenmesinde sulamanın önemi çok büyüktür. Mümkünse yağmurlama sulama yapılması dip sürgünlerinin gelişimini olumlu yönde etkilemektedir. Haziran ayı başına kadar sulama çapalama ve gerekli ise gübreleme yapılır. Eğer dip sürgünleri Mart ayı içinde dikilmiş ise bitkilerde 5-6 hakiki yaprak ve iyi gelişmiş bir kök yapısı sağlanmış olur. İşte bu aşamadan itibaren köklendirme parselinin suyu kesilir ve bitkiler dinlenme dönemine sokulurlar. Ağustos ayı başına kadar kendi haline bırakılan köklendirme parseline Ağustos ayı başına kadar kendi haline bırakılan köklendirme parseline Ağustos ayı başında uyandırma suyu verilerek 2-3 gün beklenir. Dinlenme dönemi geçiren kökler uyandırma suyunu alınca üzerlerindeki uyur gözleri faal duruma geçirirler ve hızla sürgün verirler. Bu sürgünler toprak üzerinde belirince bel küreği ile dikkatlice sökülür ve hemen esas yerlerine dikilirler.
Dip sürgünlerinin esas yerlerine dikimi genellikle 1.00×60-70 cm mesafelerle yapılır. Dikime hazır hale getirilen tarlada 1 m ara ile karıklar açılır ve bu karıkların boyun noktalarına 60-70 cm ara ile dip sürgünlerinin söküm derinliğine açılan çukurlara dikim yapılır. Dikim sonrası hemen canuyu salma şeklinde verilir.
Dip sürgünleri köklendirilmeden esas bitkiden alındığı şekliyle de esas yerlerine dikim yapılabilir. Ancak bu şekilde yapılan üretimde dip sürgünler ikçklü olmadığı için dikim sonrası kurumalar çok olur ve tarlada yer yer boşluklar oluşur. Bu boşluklar sulama yapılarak doldurulmaya çalışılırsa da hem bitkiler arasında homojen gelişme olmaz, hemde işçilik maliyetleri artar. Bu olumsuzluk nedeniyle köklendirilmiş enginar dip sürgünlerinin esas yerlerine dikilmesi en çok önerilen yöntemdir.
Ağustos ayı ortalarında esas yerine dikilen dip sürgünleri gerekli bakım işleri yapıldığı taktirde hızla gelişir ve o yıl içinde çoğunlukla baş oluşturularak verime geçerler. Özellikle erkenci çeşitlerde yapılan bu tip üretimde erkenci verim büyük oranda artar.
Memelerle yapılan üretim
Enginarın toprak altı gövdesinin üzerinde bulunan ve yeni sürgünleri oluşturacak olan memelerin kullanılması yolu ile yapılan üretim şeklidir. Üzerinde göz taşıyan gövde parçaları üretimde kullanılır. Yaşlı enginar plantasyonlarının toprakaltı gövdelerinden alınan 5-8 cm çaplı ve 10-15 cm uzunlukta, üzerinde bir-iki meme içeren parçalar ya olduğu gibiesas yerlerine dikilirler, yada köklendirme yastıklarında köklendirilerek esas yerlerine aktarılırlar.
Memelerle yapılan üretimin en önemli dezavantajı, özellikle varyasyon gösteren çeşitlerde seçim yapılamamasıdır. Yapraksız dönemde alınan memelerin açılma gösterip göstermediği anlaşılamadığı için bu üretimden elde edilen bitkiler homojen özellik göstermeyebilir. Bu sakıncanın ortadan kaldırılmaması için bitkilerin yapraklı dönemde işaretlenmesi gerekir.
Bu üretim şeklinde meme içeren gövde parçaları yerine sadece iri görünüşlü memelerin toprakaltı gövdesinden ayrılarak yine köklendirildikten sonra esas yerlerine dikilmesi şeklinde de üretim yapılabilmektedir.
5.2. Bakım işleri
Enginar üretiminde iyi bir bitki gelişimi sağlamak ve düzenli verim elde edebilmek için bakım işlerinin yerinde ve zamanında yapılması gerekmektedir.
5.3. Çapalama
Köklendirilmiş veya köksüz piçlerin esas yerlerine dikiminden sonraki gelişme dönemlerinde sıra araları ve sıra üzerlerinde gelişen yabancı otları temizlemek ve toprağı kabartmak amacıyla yapılır. Çapalama mevsime göre 2-3 kez yapılır. Gelişmenin ilk dönemlerinde 2-3 kez yapışan çapalama işlemlerinden sonra hızla gelişen bitkiler toprak yüzeyini kapattığı için başka çapalama işlemlerine gerek kalmaz.
5.4. Sulama
Enginar gelişme ve büyüme döneminde oldukça fazla su isteyen bir bitkidir. Yetiştirildiği bölgelerde Ağustos ayı başından itibaren verilen uyandırma suyu ve kış mevsimi yağışlarının başlangıcına kadar olan dönemde düzenli ve yeterli miktarlarda su ister. Kış mevsiminde ise gerekli su ülkemizde genellikle yağışlardan sağlanır. Özellikle hasat döneminde yağışlar yetersiz ise mutlaka sulama yapılmalıdır. Susuz kalan bitkilerde verim ve kalite düşer. Sulama işlemi genellikle karıklara sulama yapılmalıdır. Ağır karakterli topraklarda aşırı su vermemek gerekir. Aşırı su kök çürümelerine neden olur.
5.5. GübrelemeEnginar üretiminde gübreleme işlemi iki farklı dönemde yapılır. Çok yıllık sebze olması nedeniyle plantasyon kurulmadan önce yapılacak ilk gübreleme çok önemlidir. İkinci dönem ise bitki gelişim döneminde yapılan derin toprak işlemesinden sonra dekara 4-5 ton yanmış çiftlik gübresi verilir ve toprağın 30-40 cm deriliğine karıştırılır. Ayrıca çiftlik gübresine ilave olarak tesisten önce dekara 15-20 kg azotlu, 30-40kg fosforlu ve 15-20 kg potasyumlu gübre verilmelidir. Bu temel gübrelemeden sonran tesis kurulur.
Dikimden sonraki bitki gelişim dönemlerinde ise bitki gelişim durumu ve baş kalitesine göre organik ve mineral gübre ile gübreleme yapılması gerekmektedir. Toprak analizine bağlı olmak koşulu ile ortalama olarak her yıl enginar plantasyonu için 15 kg/da N, 10 kg/da P2O5 ve 15 kg/da K2O kullanılması tavsiye edilir. Gübreler karıklara verildiği gibi ocaklara da verilebilir. Ocaklara sonbahar da 3-4 kg/ocak yanmış çiftlik gübresi verilmesi tavsiye olunur. Ayrıca yine ocak başına 6-10 g N, 5-10 g P2O5 ve 10-15 g K2O gübrelenmesi de önerilir. N’li gübrenin yine 3 faklı dönemde verilmesi gerekir.
5.6. Ocak temizliği
Enginar üretiminde ocak temizliği genellikle sonbahar da bir kez yapılır. Uyandırma suyu verildikten sonra toprak altı kök sistemindeki uyur gözlerden oluşan çok sayıdaki dip sürgününün temizlenmesi ve seyreltilmesi gerekir. Sonbahar döneminde ocaklar açılarak toprakaltı gövdesine ulaşılır ve gelişen dip sürgünlerinden en kuvvetli gelişen iki-üç tanesi bırakılır, diğerleri kesilerek atılır. Açılan ocağa birer kürek yanmış ahır gübresi verilir ve tekrar boğaz doldurulması yapılır. Ocak temizliği bazı yıllar gerekli olursa ilkbaharda ikinci bir kez daha yapılabilir. Tekrar ilkbaharda açılan ocaklardan çok sayıda gelişen dip sürgünlerinden zayıf gelişenler temizlenir. Mümkünse tekrar ahır gübresi verilir ve boğaz doldurulur.
5.7. Yaz temizliği
İlkbaharda havaların iyice ısınması ve sıcaklığın 25°C üzerine çıkmasından sonra enginar başları kartlaşır ve tüketim değerini kaybeder. Bu dönemden sonra plantasyonun suyu kesilir ve bitkiler kurumaya bırakılır. Bitkiler üzerinde gelişen başlar çiçeklenir ve tohum oluştururlar ve bitkiler kurumaya bırakılır. Bitkiler üzerinde gelişen başlar çiçeklenir ve tohum oluştururlar ve bitkiler daha sonra kururlar. Ege bölgesinde bu genellikle Temmuz ayı ortalarına rastlar. Bu dönemde kuruyan bitkilerin toprak üstü aksamları keskin çapa balta veya orak yardımıyla kesilir. Bu kesim işlemi sırsında bitkinin artıkları tırmıklanarak temizlenir. Uyandırma suyu verilinceye kadar plantasyonda başka bir işlem yapılmaz.
Erkenci üretim için Gibberellikasit(GA3) uygulanması
Ege ve Akdeniz bölgelerindeki enginar üretiminde erkencilik çok önemlidir. Özellikle İzmir, Çeşme, Karaburun ve Gümüldür bölgelerinde yapılan saız enginarı üretiminde erkenci ürün pazarda büyük fiyatlar ile alıcı bulmaktadır. Yapılan araştırmalarda, bitkilere püskürtülen GA yapılan araştırmalarda, bitkilere püskürtülen GA3 ‘ın bitkilerdeki apikal dormansiyi ortadan kaldırarak baş oluşumunu teşvik ettiği belirtilmiştir. Böylece erkenci verim miktarının da arttığı ileri sürülmektedir. Enginar üretiiminde kullanılan GA3 uygulamasının uyandırma suyu ile birlikte uygulanınca erkenci üretim üzerine olumlu etki yaptığı belirlenmiştir. Ege bölgesinde sakız enginarına 30 ppm GA3 uygulaması başarılı sonuçlar vermektedir.
5.8. Tarımsal savaşım
Enginar üretimi ülkemizde genellikle kış mevsiminde yapıldığı için çok fazla sorun yaratan önemli bir hastalık ve zararlısı yoktur. Ancak yeni dikilmiş plantasyonlarda veya sonraki gelişme dönemlerinde sorun olabilecek kök çürüklüğü (rhizoctonia solnani) tarlada yer yer boşluklara neden olabilmektedir. Bitkinin kök boğazı kısımlarında çürümeler oluşur. Bunu önlemek için temiz fide ve temiz toprak kullanılması önerilmektedir. Ayrıca fidelerin dikim öncesi Captafol yapılı ilaçlarla hazırlanan bulamaca bandırılarak dikilmesi yararlı olur.
Bitki gelişim döneminde özellikle nemli ve yağmurlu havalarda Botrytis cinerera zararı görülebilir. Bu etmen brakte yapraklarda lekeler oluşturur ve ürünün Pazar değeri düşer. Yine yağışlı ve nemli dönemlerde mildiyö önemli zararlar oluşturur. Yaprakların üzerinde kırmızımtırak lekeler oluşur. Ilık ve yüksek nemli havalarda ise külleme ortaya çıkabilir.
Özellikle 20°C sıcaklık ve %70-80 ortam neminde yaprakların alt ve üst yüzeylerinde yaygın lekeler oluşur. Sonraki dönemlerde lekeler kahverengileşir.
Enginarda sarı mozaik virüsü ve kıvırcık bodurluk virüsü de zarar oluşturabilir.
Önemli enginar zararlısı olarak ise yaprak bitleri enginar kelebeği, enginar yaprak galeri kurdu, kök kurtları ve salyangozlar gösterilebilir. Yaprak bitleri yeni çıkan yapraklarda ve kök boğazında zararlı olurken enginar kelebeğinin tırtılları yapraklarda zarar yaparlar.
5.9. Yabancı ot kontrolü
Enginar üretiminde üretiminde uyandırma suyunun verilmesi ile birlikte gelişen yabancı otların temizliği büyük önem taşır. Sıra aralarında ve sıra üzerlerinde gelişen yabancı otların temizliği büyük önem taşımaktadır. Sıra aralarında ve sıra üzerlerinde gelişen yabancı otlar çapalamak suretiyle veya küçük işleme aletleri ile işlenir. Diğer bir metod ise kimyasal yani herbisit kullanımıdır, ancak herbisit kullanılırken çok dikkatli olunması gerekir.
6. Olgunluk, Hasat ve Depolama
Enginarda olgunluk kullanım amacı ve kullanım şekline göre değişir. Taze tüketim ve konserve yapımına göre olgunluk dönemleri farklıdır. Çiçek tablası konserve edilecekolan çeşitlerde tablanın tam iriliği alması beklenirken, taze olarak tüketilecek enginarlarda brakte yapraklarının sertleşmesi beklenmeden yapılacak hasat şekli esas alınır.
Enginarın sebze olarak değerlendirilen kısmı olgunlaşmamış çiçek tablası ve bunun üzerindeki brakte yapraklarıdır. Baş üzerinde bulunan brakte yapraklarının etli kısımları tüketilir. Başın dış kısımlarındaki brakte yapraklarının uç kısımları liflendiği için etli dip kısımları tüketilirken başın iç kısmındaki taze brakte yapraklarının tamamı tüketilebilir. Enginarda olgunluk tanımında kullanılan en önemli kriter, başın fazla büyümemesi ve kartlaşmamasıdır. Ayrıca başı taşıyan sap kısmının da sertleşmemiş olması hafif esnek olması bir başka olgunluk kriteridir. Diğer bir kriter ise brakte yaprakların kapalı olması açılmamsı taze olgunluk için önemlidir. Aşırı olgunlukta ise başlar kartlaşır, tabla ve brakteler selülozlaşır, lifli yapı oluşur. Brakte yapraklar açılır başın yenme değerinde büyük kayıplar oluşur.
Enginar plantasyonu 3.yıldan sonra maksimum verime ulaşır ve 10-12 yıl kadar maksimum verimde kalır. Bundan sonra ise verimde önemli düşüşler olur. Enginar başları yeterli iriliği alınca başların 15-20 cm altına sap ile birlikte keskin bir bıçak ile kesilmek suretiyle hasat edilir. Hasat edilen ürün iyi korumalı sapet tahta veya karton kutu da pazara sunulur.
Enginar başları hasat edildikten sonra kesinlikle su ile temas edilmemelidir. Hasat edilen hiçbir önlem alınmazsa tazeliğini kaybeder. Enginar başları soğuk hava depolarında 0°C sıcaklıkta ve %90-95 nemde 3-6 hafta muhafaza edilebilirler.
SEMİZOTU
4. . Yetiştirilme Şekli
4.1. Toprak hazırlığı, ekim ve dikim
Semiz otu üretimi yapılacak yer temel gübrelemeden sonra 15-20 cm derinliğinde işlenir, tırmıklanır ve 1.20×3-5 metre uzunluğunda taca veya tahtalar hazırlanır. Bölgelere ve hasar dönemine bağlı olmak üzere farklı zamanlarda tohum ekimi yapılır. Erken ilkbaharda hasat yapılmak isteniyorsa tohum ekimi Ege Bölgesi şartlarında Ocak-Şubat aylarında, Aralık-Ocak aylarında hasat yapılmak isteniyorsa Ağustos-Eylül aylarında m2’ye 0.2-0.3 g tohum hesabı ile yapılır. Tohum ekimi serpme olarak toprağın 1-2 cm derinliğine yapılır.
Sıravari ekim yapılmak istenirse 20 cm aralık ile açılan sıralara da ekim yapılabilir. Hassas ekim için tohumlar kum veya kül ile karıştırılarak ekilmelidir. Tohum ekiminden sonra tohumlar toprak ile hafifçe karıştırılır ve üzerlerine ince ve elenmiş harçtan 0.5-1 cm kapak atılır ve bastırılır. Ekimden sonra ince delikli süzgü ile bolca su verilir. Tohum ekiminden 15 gün sonra tohumlar çimlenerek toprak üzerine çıkar. Bu dönemde toprağın yüzeyinin kaymak tabakası oluşturmamasına özen gösterilmeli ve yabancı ot gelişimine izin verilmemelidir.
4.2. Bakım işleri
Gelişme dönemi boyunca sulama, şerbet verme hastalık ve zararlılara karşı mücadele zamanında yapılır. Yanmış ahır gübresini çok seven semizotu yetiştiriciliğinde dekara 2-4 ton ahır gübresi 10-15 kg/da N, 4-10 kg/da P2O5 ve 10-12 kg/da K2O önerilmektedir. Biçimlerden sonra da belirtilen gübrelerden dekara 2-3 kg verilmesi önerilmektedir. Sulama ise gerekli olduğu dönemlerde yapılır. Yabancı ot temizliği genelde el ile yapılır. İlkbaharda dikkatli olarak yapılan bir veya ili yabancı ot temizliği yeterlidir. Semizotunda önemli zarar yapacak hastalık ve zararlılar yoktur. Ancak yaprak emici böceklere karşı dikkatli olunmalı ve gerekli olunca mücadele yapılmalıdır. uygun yetiştirme koşullarında tohum ekiminden 60-70 gün sonra hasada başlanabilir
5. Olgunluk, hasat ve depolama
Hasat ya kökleri ile sökülerek yada biçilerek yapılır. Ülkemizde genellikle bitki sökülür, yıkanır, kökler temizlenir ve demet yapılarak satışa sunulur. Bazı Avrupa ülkelerinde ise toprak yüzeyinden biçilerek roka, maydanoz, ve dereotunda olduğu gibi demetler yapılarak pazarlanırlar. Demetler genellikle 0.5-1 kg büyüklüğünde yapılı ve nemli bez çuvallar arasında pazara sunulur. Demetlerin solmamasına özen gösterilmelidir. Demetler 2-3 °C’de 7-10 gün süreyle bekletilebilir
NANE
4. Yetiştirlme İstekleri
4.1. İklim isteği
Nane bitkisi iklim istekleri bakımından seçici bir bitki olmayıp iklim şartlarına toleransı yüksektir. Ancak ılık ve rutubetli iklimlerden hoşlanır. Sıcak ve kurak koşullarda iyi gelişim göstermediği gibi bitki boyu ve yaprakları küçülür, yapraklardaki tüylülük ve içerdiği eterik yağların miktarı artar. Optimum gelişme sıcaklığı 12-15 °C arasında olmalıdır. Düşük sıcaklıklara dayanabilme özelliğine sahiptir. Çünkü toprak alt kısımları odunlaştığı için toprak üstü zarar görse bile toprak altı kısımları orta derecedeki donlardan zarar görmez.
Nane yarı gölgeli ve serin bölgelerde iyi gelişir. Şiddetli ışıktan hoşlanmaz. Şiddetli gelen ışık yaprakların gelişimini, büyümesini durdurur. Ayrıca uzun gün nanenin hemen çiçeklenmesine neden olur. Böylece yaprak verimi düşer.
4.2. Toprak isteği
Nane üretimi için ideal toprak tipi kumlu-killi ve tınlı topraklardır. Nane taşlı ve çakıllı topraklarda da yetiştirilebilir, ancak ticari üretimler için bu tip topraklar tercih edilmez. 5.0-7.5 pH değerleri arası uygun değerlerdir
YETİŞTİRİLME ŞEKLİ
5.1. Toprak hazırlığı, ekim ve dikim
Üretim yerlerinin hazırlığından önce ilkbaharda nane üretimi yapılacak toprak 15-20 cm derinlikte sürülür. Dekara 5-6 ton ahır gübresi verilir. Disk-harrow çekilerek yetiştirme yerleri hazırlanır.
Nane üretimi genellikle üç şekilde yapılır.
- Çelik ile üretim
- Köklü sürgünleri ile üretim
- Tohum ile üretim
Çelik ile üretim : Nane üretiminde kullanılan en yaygın yöntemdir. Nane çelikleri çok kolay ve hızlı kök oluşturabilme özelliğine sahiptir. Ancak çeliklerin güneşten zarar görmemesi için yerlerinin hafifçe gölgelenmesi yararlı olur.
Bu üretim şeklinde dikim hem ilkbahar hemde sonbaharda yapılabilir. Dikimde gövde çelikleri kullanılır. Biçimden sonra gövdenin sertleşmiş kısımlarından 10-15 cm’lik parçalar ayrılır ve bu parçalar 2-3 gözü toprak üzerinde kalacak şekilde yetiştirme yerlerine dikilirler. Ayrıca bu çeliklerin köklendirme ortamlarında köklendirilerek daha sonra esas yerlerine dikilmesi de mümkündür.
Nane üretimi genelde tava veya tahtalarda yapılır. Uygun toprak işlemesinden sonra 120 cm genişlikte ve belirli uzunlukta hazırlanan tavalara köklenmemiş çelikler veya köklü çelikler 20-25×5-10 cm mesafelerle dikilir. Yeterli şeklide can suyu verilir ve bakım işlerinin yerinde ve zamanında yapılmasına dikkat edilir.
Köklü sürgünler ile üretim : Önceki yıllarda üretimi yapılan yaşlı ve kalitesi iyi olan nane bitkilerinin yerinden sökülerek köklerinin parçalanması ve saçaklı kök piçleri kullanılarak yapılan üretim şeklidir. Ana köklerden ayrılan bu saçaklı kök piçleri çelikle üretim şeklinde olduğu gibi yine tava ve tahtalara benzer mesafelerle dikilirler.
Tohum ile üretim : Tohumla üretim şekli genellikle ticari boyutlu geniş alanlarda yapılan üretimlerde kullanılır. Diğer yeşil aksamı tüketilen sebzelerde olduğu gibi tava veya tahtalar hazırlanır ve bu yerlere serpme ve sıravari olarak m2’ye 0.5 g tohum ekimi yapılır. Çok küçük ve hafif olan tohumlar hassas ekim için bir miktar kum veya kül ile karıştırılarak ekilebilir. Hafiçe bastırılan tohumların üzeri fazla kapatılmadan dikkatlice sulanır.
5.2. Bakım işleri
Çelik veya köklü sürgünler ile yapılan üretimde fide veya piçlerin dikiminden sonra yapılacak bakım işlerinin başında sılama gübreleme ve yabancı ot temizliği gelmektedir. Gerekli olduğu dönemlerde sulama salma veya yağmurlama şeklinde yapılır. Rutubetli iklimi seven nane üretiminde yağmurlama sulamanın yapılması verim ve kaliteyi arttırıcı etki yapar.
Yabancı ot temizliği ise genelde mekanik olarak yapılır. EL veya çapa ile yapılan yabancı ot temizliği çelik veya köklü sürgünleri ile yapılan üretimlerde önemli olmadığı halde tohumla üretimde büyük önem arzeder. Nane üretiminde kimyasal yabancı ot mücadelesi uygulanmaz. Esasen ikinci yıldan sonra topak yüzeyini kaplayan nane bitkileri aralarında hiçbir yabancı otun gelişimine izin vermez. Hem tohum ile hemde çelik ve köklü sürgünleri ile yapılan üretimlerde yabancı ot temizliği ilk yıl önemli olmaktadır. Sonraki yıllar da ise daha fazla bir maliyet getirmez.
Yeşil aksamı tüketilen sebzelerde olduğu gibi nane azotlu gübreyi çok sever. Bol miktarda organik gübre ister. Özellikle çok yıllık sebzeler grubunda yer aldığı için ilk yıl gübrelemesine özen gösterilmelidir. Nane üretimi için dikime başlamadan önce 5-6 ton/da çiftlik gübresi verilmelidir. Üretim sezonunda ise toprak yapısına göre dekara ortalama 10-15 kg N, 8-10 kg p2o5 ve 10-12 kg k2o verilmelidir. Azotlu gübrenin yarısı, fosfor ve potasyumlu gübrelerin tamamı ilk tesis sırasında, azotlu gübrenin kalan ikinci yarısı ise ilk biçimden sonra verilir. Yi,ne toprak yapısına göre yapılan diğer biçimlerden sonra da azotlu gübre ve ahır gübresi takviyesi yapılmalıdır.
Nanenin önemli bir hastalık veya zararlısı yoktur. Yaprak emici böcekler ile küllenme hastalığına ve yapraklarda leke oluşturan nane pası hastalığına karşı dikkatli olunmalı ve gerekli mücadeleler yapılmalıdır.
6. Olgunluk, Hasat ve Depolama
Uygun yetiştirme koşullarında çelik veya köklü sürgünleri ile yapılan üretimde dikimden 1-1.5 ay sonra tohum ile yapılan üretimde ise 2-2.5 ay sonra yaklaşık 30-40 cm boya ulaşan bitkilerde ilk hasat yapılır. Hasat, gövdelerin toprak üzerinden biçilmesi şeklinde yapılır. Bazı ülkelerde sadece tek tek yaprak hasadı yapılmasına rağmen genelde biçim yapılması önerilmektedir. Yapılan biçimlerden elde edilen nane bitkileri 0.5-1 kg’lık demetler haline getirilerek pazarlanır. Demetlerin fazla kalın olmamasına özen gösterilmelidir. Aksi halde kısa sürede kızışma oluşabilir.
Taze ve kuru olarak tüketimi yapılan nane yaprakları demetler halinde ve taze olarak uzun süre depolanamazlar. Soğuk depo koşullarında 2-4 °C’de %80-85 nemde ancak 8-10 gün depolanabilirler.
Kuru nane olarak tüketilecek ise nane hasadı daha geç yapılır. Taze tüketimde yapılan biçim sayısından daha az sayıda biçim yapılarak yaprak miktarının artması sağlanır. Bu amaçla yapılan biçimden sonra sürgünler gölgede 20-25 °C’de 1-2 hafta süreyle kurutulurlar. Kuruyan sürgünler ya olduğu gibi yada ovularak muhafaza edilirler. Kurutma işlemi özel fırınlarda da yapılabilir. Ancak gölgede ve açıkta kurutma tercih edilir.
Kış mevsimi ılık geçen bölgelerde yılda 4-5 kez biçim yapılabilmektedir. Nane bitkileri çok yıllık olduğu için yerinde 5-6 yıl kalabilir. 5-6yıl sonra toprakta da besin maddeleri azalacağından toprak yoğunluğu oluşacağından ve verim düşeceğinden dolayı tesisisin yenilenmesinde yarar vardır.
BAKLA
4. Yetiştirilme istekler
4.1. İklim isteği
Vegetasyon süresi 120 200 gün gibi uzun olmasına karşın fazla sıcaklık istemez. Ilık iklim bitkisi olup börülce, fasulye ve bezelyeye nazaran soğuklara biraz daha fazla dayanabilmektedir. Bakla yağışlı ve rutubetli iklimleri sever. Vegetasyon dönemi boyunca düzenli ve yeterli miktarda yağış alan, yada sulanabilen yerlerde iyi yetişir. Taze bakla üretimi kış veya ilkbahar döneminde yapığından bu dönemde iklim koşullarının kurak veya soğuk olmaması gerekir. Bakla tohumlarının çimlenip bitkinin toprak yüzeyine çıktığı ilk dönemde –4 ve –6 °C sıcaklıklara dayanabilir. Sıcaklığın –10 °C ‘ye düşmesi bitkilerin ölümüne neden olur. Toprak sıcaklığının 9 °C hava sıcaklığının 10-14 °C arasında olması tohumların çimlenebilmeleri için uygun bir sıcaklıktır. Normalde bitki gelişmesi için 10-20°C arasında değişen bir sıcaklığın olması gerekir. Çimlenme zamanındaki fazla yağış ve kuraklık bakla verimini önemli ölçüde azaltır. Çimlenme dönemi boyunca ılık bir hava geçerse ürün miktarı artar. Deniz havası baklanın en iyi uyum sağlayabileceği havadır.
Bakla kısmen uzun gün bitkisidir. Kısa günde yeşil aksamı iyi gelişir. Generatif gelişme için günlük ışıklanma süresinin 12 saatin üzerine çıkması gerekir.
4.2. Toprak isteği
Bakla derin, geçirgen, organik maddece zengin su tutma kapasitesi yüksek tınlı killi topraklarda en iyi sonucu verir. Erkencilik düşünüldüğünde hafif kumlu topraklar yüksek verim düşünüldüğünde ise alüviyal ve kili- kumlu topraklar ile ıslah edilmiş turbiyer topraklar tercih edilir. Toprak nötr veya hafif alkali olduğu zaman en iyi verim elde edilir. PH 7-7.5 arasında olmalıdır. Asitli topraklarda baklanın büyümesi yavaşlar ve verimi çok düşük olur. Bu tip topraklarda nodozite bakterilerinin bitki köklerini ziyareti ve nodozite meydana getirme oranı çok düşük olur.
5. Yetiştirilme şekli
5.1. Toprak hazırlığı ve ekim
Bakla kışlık ve yazlık olarak yetiştirilebilir. Kışlık ekimlerde anızdan sonra tarla sürülür ekime hazırlanır. Yazlık ekimde ise, anız bozumundan sonra toprak derince sürülür. İlkbaharda tohum ekiminden önce tekrar sürülerek ekime hazırlanır. Bakla derine ekildiği için toprak derin işlenmeli ve yabancı otlardan temizlenmiş olması gerekmektedir.
Toprak ekimi kışları uygun olan bölgelerde ekim ve kasım aylarında başlamak üzere ilkbahara kadar olan dönemde yapılabilir. Ülkemizde ilk turfanda için Akdeniz ve Ege bölgelerinde deniz iklimine yakın yetiştirme alanlarında tohum ekimi kışlık olarak ekim ayı rotalarından kasım ayı sonuna kadar yapılabilir. Orta Anadolu gibi kışları soğuk geçen bölgelerde tohum ekimi Mart-Nisan aylarında D. Anadolu gibi ilkbahar geç donlarının daha uzun devam ettiği bölgelerde ise mayıs ayından itibaren yapılmaktadır. Bu üretim şekline yazlık üretim denir.
Baklada tohum ekimi üç yollan olmaktadır. Serpme ekim hem birim alana fazla tohum atılması hem de bakım işlerinin zor olması nedeni ile tercih edilmemelidir. Bu sistemde birim alana hem fazla tohum ekilir, hem de çimlenme düzensiz olur. Ocak usulü ekim küçük işletmelerde yapılır. Sıra arsı ve sıra üzeri 30-50 cm aralıklarla açılan ocaklara 2-3 adet tohum atılır ve üzeri toprakla kapatılarak bastırılır.
Sıra usulü ekimde ise çeşidin gelişme ve dallanma kuvvetine sulama şekline ve çapa işlerinin elle veya makineli olarak yapılma durumuna göre yapılma durumuna göre sıralar arası 40-70 cm olacak şekilde mesafeler bırakılır. Bakla tohumları çimlenmeleri için fazla su istediği için ekim derinliğinin fazla olması gerekir. Ekim derinliği tohumun iriliği, ve toprak yapısına göre değişebilmektedir. İri tohumlu baklalarda ekim derinliği 7-8 cm küçük tohumlularda ise 5-6 cm olmalıdır. Ağır topraklara ekim derinliği 5-6 cm, hafif bünyeli topraklarda ise 8-10 cm sıra üzeri olmak üzere sıravari ekim şekli en uygun olmalıdır.
Ülkemizde uygulanan bir başka yetiştirme yönteminde ise pullukla açılan çizgilere pulluğun arkasından yürüyen bir işçi tohumları eşit aralıklarla bırakır ve pulluğun dönüşünde açılan çizgilere atılan tohumların üzeri kapatılır. Bu ekim şeklinde pulluğun fazla derin veya yüzeysel olarak çizileri açması ve tohumların değişik derinliklere düşmesi nedeniyle düzenli bir çimlenme meydana gelmemektedir.
Birim alana ekilecek tohum miktarı tohumların iriliğine, sıra arası ve üzerinde bırakılacak mesafeye ve ocağa atılacak tohum sayısına göre değişmektedir. Buna göre bir dekara atılacak tohum miktarı şöyledir;
Serpme ekim | Sıraya ekim | |
Küçük daneli tohumlar | 18-25 kg | 14-20 kg |
Orta daneli tohumlar | 20-32 kg | 18-25kg |
Büyük daneli tohumlar | 28-38 kg | 22-30kg |
Pratikte m2 ‘ de 12-18 adet bitki bulunması gerekir.
5.2. Çapalama
Bakla üretimi için hazırlanmış tavlı topraklara ekilen tohumlar 10-15 gün içinde çimlenerek toprak yüzeyine çıkarlar. Toprak yüzeyine çıkmış bitkilerin 8-10 cm boy alınca birinci çapa yapılır. Bu dönemde bitkilerin boğazı doldurulur. Çimlenmeden önce ikinci çapa yapılarak hem toprağın kabartılması ve kaymak tabakasının kırılması, hem de yabancı otlardan temizlenmesi sağlanır. Çimlenme döneminde çapa yapılmaz. Bu dönemde çimlenme yapılırsa çiçeklerde dökülme görülür. Bunun sonucu olarak verim düşer. Bakla yabancı otlara karşı selektif ot ilacı atılarak mücadele edilir.
5.3. Sulama
Baklanın gelişme döneminde hava kurak giderse çiçeklenmeden önce mutlaka sulama yapılmalıdır. Meyve bağladıktan sonra bitkinin ihtiyacına göre belirli aralıklarla sulama tekrarlanır. Özellikle ilkbahar üretiminde iyi bir ürün için düzenli ve devamlı sulama önemlidir.
5.4. Gübreleme
İlkbaharda tohum ekimi yapılacak ise, bir evvelki sonbaharda ekimden birkaç ay evvel dekara 2-3 ton iyi vasıflı yanmış çiftlik gübresi verilmelidir. Bakladan kaliteli ve yüksek verim elde etmek için başlangıçta bitki nodozitelerini oluşturuncaya kadar az bir azotlu gübrelemeye ihtiyaç vardır. Dekara 8-10 kg azotlu gübre yeterlidir. Fosforlu gübreler ise aynı zamanda topraktaki bakteriyel flora için gereklidir. Toprakta yeterli fosfor bulunursa bakteriler bakla köklerine geçer ve bitkinin gelişmesi hızlı olur. Fosfor eksikliği bakladaki protein sentezini yavaşlatır. Bakla üretiminde bir dekar alan için 10-15 kg fosfor yeterlidir.
Potasyum baklada nodül oluşması ve azot tespiti için gereklidir. Potasyumun yüksek dozda verilmesi ise verimi ve kaliteyi düşürür. Bir dekar alan için 10-20 kg potasyum yeterlidir.
5.5. Tarımsal savaşım
Hastalık ve zararlılar bakla üretimini önemli ölçüde etkiler. Baklada zarar yapan hastalıkların başında antraknoz, pas hastalığı ve kök boğazı çürüklüğü ile bakla mozaik virüsü gelmektedir. Bu hastalıklara karşı mücadele zamanında ve düzenli olarak yapılmalıdır.
Bakla zararlıların başında ise yaprak bitleri ile burukus’lar gelir. Bu zararlılara karşı da zamanında ve düzenli bir mücadele sürdürülmelidir.
Baklanın önemli düşmanları arasında orobanş ve küsküt yer alır. Orobanş yapraksız çiçekli parazit bir bitkidir. Yapraksız olduğu için kendi kendini beslenemez. Sağlam gövdesi ve çiçekleri vardır. Orobanş tohumları toprakta çimlendiğinde emici köklerini çimlenen baklanın köklerine tespit ederek ihtiyacı olan besin maddesini asalak olarak bakladan temin eder. Baklanın ölümüne kadar hayatını baklada devam ettirir. Bitkiyi zayıf düşürür önemli verim kaybına yol açar. En etkili mücadele orobanşların tohum oluşturmadan sökülüp yakılmasıdır.
6. Olgunluk, Hasat ve Depolama
Baklalarda hasat zamanı taze bakla, taze iç bakla ve kuru dane olarak değerlendirilme şekline göre değişir. Taze bakla için hasat meyveler çeşidin normal iriliğinin 1/3 veya en fazla ½ sine aldıklarında olmak üzere kademeli olarak elle yapılır. Turfanda olarak hasat edilen baklaların boylarının 5-7 cm olması yeterlidir. Bu dönemde hasat edilen baklaların ağırlıklarının az olmasına karşın fiyat oldukça yüksektir. Fiyatın düşmesine bağlı olarak hasat edilen baklaların iriliği de artar. Zaman geçtikçe baklaların içerisindeki daneler sertleşir ve bakla kabukları da sertleşerek taze olarak değerlendirilme özelliğini kaybederler. Bu tip baklalar daha sonra taze iç bakla olarak değerlendirilir. Taze bakla hasadında baklaların toplanması gelişi güzel çekip koparmak suretiyle yapılmamalıdır. Bakla hasat edilirken çok nazik yapıda olan dalı da kolaylıkla kopabilir. Bunun için hasat edilecek baklaları elle tutup aşağıya doğru hafifçe sıyırarak gövdeden ayırmalıdır. Aksi taktirde birbirine uzunca müddet temas den baklalar süratle siyahlaşır ve Pazar değerini kaybeder.
Taze bakla olarak değerlendirmede, baklalar biraz daha geç hasat edilerek içlerindeki tohumların gelişmesi sağlanır, ancak hasat, tohumların sertleşmesine meydan verilmeden yapılmalıdır.
Bakla taze olarak tüketildiğinden saklanması ve depolanması söz konusu değildir. Ürün miktarının fazla olduğu pazarda birikim meydana gelir. Bu durumda fiyat düşmeleri meydana gelir. Ürün miktarının fazla olduğu yıllarda baklalar daha geç hasat edilerek taze iç bakla ve kuru dane olarak değerlendirilir
BRUKSEL LAHANASI
4.1. İklim isteği
Brüksel lahanası bir serin iklim sebzesidir. Don tehlikesi olmayan kış ayları yetiştiricilik açısından en uygun dönemdir. Bitkiler Pazar değeri yüksek kaliteli başları, don tehlikesi olmayan 15 °C’lik düşük sıcaklık koşullarında oluşturmaktadır. Don olayı başların zarar görmesine neden olur. Yüksek sıcaklıklar ise baş oluşumunu engeller yada başların gevşek olmasına neden olur. Brüksel lahanası düzenli yağış alan bölgelerde çok başarılı bir şekilde yetiştirilebilir.
4.2. Toprak isteği
Toprak istekleri bakımından seçici değildir. Brüksel lahanası her çeşit toprakta yetiştirilebilir. Kil içeren kumlu topraklarda bitki gelişimi düzenli olmakla ve hasat edilen ürünün miktarı artmaktadır. Erkenci çeşitler hafif, geçici çeşitler ise ağır topraklarda daha iyi ürün verir. Brüksel lahanası yetiştirilecek toprağın derin işlenmesi verimi arttırır. 5.0-7.5 pH değerleri arası uygun değerlerdir.
. Yetiştirilme Şekli
5.1. Toprak hazırlığı, ekim ve dikim
Yetiştirme yerleri yaz dönemi içinde 25-30 cm derinlikte sürülmelidir. Disk-Harrow altına 60 kg/dekar olacak şekilde 15:15:15 kompoze gübre atılır ve daha sonra dikim yerleri hazırlanır. Brüksel lahanası tohumla üretilir. Tohumlar lahana ve karnabaharda olduğu gibi iklim şartlarına bağlı olarak Ege Bölgesinde Haziran Temmuz aylarında, İç Anadolu bölgesinde ise nisan ayı sonlarında fide yetiştirme tavlarına serpme veya sıra usulü ile ekilirler. Bir m2 alandan 600-700 fide elde edilecek şekilde m2’ye 4-5 gr tohum ekilir. Tohum ekiminden sonra tohumların üzeri bir cm kalınlığında kapak harcı ile örtülür. Daha sonra süzgeçli kova ile sulanır. Ekolojik koşullar elverişli ise ve fideliklerin sulaması düzenli yapılırsa tohum ekiminden 2-3 gün sonra çimlenme görülür. Fideliklerde hastalık ve sararlılara karşı düzenli mücadele yapılır. Fideliklerdeki kültürel işlemler lahana ve karnabaharda olduğu gibi yapılmalıdır. Fideler 3-4 gerçek yapraklı olup 15 cm boy aldığında dikim büyüklüğüne gelmiştir. Fideler dikkatlice sökülür ve dikim yerlerine getirilir. Fideler düze veya masuraların boyun noktalarına dikilir. Karadeniz gibi yapışlı bölgelerde masuralar açılmaz ve fideler düze dikilir. Ayrıca yağmurlama sulama yapılacak ise dikimler düze yapılmalıdır.
Masuraya dikimlerde sıra arası ve üzeri mesafeler çeşidin büyüme özelliğine ve erkencilik durumuna göre değişmektedir. Fideler 80-50 cm sıra ayası ve 80-50 cm sıra üzeri mesafeler arasında değişen sıklıklarda dikilirler.
Masuralara dikimde önce su verilir ve su çekilmeden masuraların boyun noktasına fidelerin büyüme uçları su seviyesinden yukarıda kalacak şekilde elle çamura dikim yapılır. Dikimden 4-5 gün sonra toprak çatlamadan önce tekrar sulama yapılmalıdır. Sulama yapılmaz ise yeni oluşacak olan kökler çatlama ile zarar görürler.
5.2. Bakım işleri
Ekolojik koşulara bağlı olarak dikimden sonra ikinci su verilir. Bu sulamadan sonra toprak tava geldiğinde ot alma, bitki kök bölgesinin havalandırılması ve kaymak tabakasının kırılması amacıyla çapa yapılır. Yabancı ot temizliği, sulama ve tarımsal savaşım lahanalarda uygulanan şeklinde düzenli olarak sürdürülür. Son çapa ile dekara 5 kg saf azot, Nitrat formunda ve bitkilerin yaprak izdüşümlerine verilmelidir.
. Olgunluk, Hasat ve Depolama
Bitkiler 30-40 cm boy almaya başladığında aşağıdan yukarıya doğru olmak üzere gövde üzerinde Brüksel lahanalının başları oluşmaya başlar. Normal büyüklüğüne ulaşan başların hasadı gecikirse başlar açılır. Bitki üzerinde en alttaki başlar açılmadan önce hasada başlanır. Kademeli hasat verim ve kaliteyi arttırmaktadır. Kademeli hasat bitki üzerinde hasat olgunluğuna gelmiş başların elle koparılması şeklinde yapılır. Ülkemizde kademeli hasat önerilir. Kademeli hasatta işçilik giderleri artar. Ancak büyük boyutlu yetiştiricilik yapılıyorsa işçilik masrafları artacağından makinalı hasat yapılması (bir defada) önerilir. Makinalı hasatta bikilerin gövdesi toprak yüzeyinden kesilir ve gövde üzerindeki yapraklar temizlenir. Özel makinalarla minyatür Brüksel lahana başları bitki gövdesinden ayrılarak sınıflandırılır.
Hasat edilen Brüksel lahanası başları:
-Sıkı ve çok küçük başlı (3 cm’den küçük)
-Sıkı ve normal başlı (2-3 cm arası)
-Dağınık başlı ve hem küçük hemde büyük başlı olanlar olmak üzere üç grupta boylanırlar.
Hasat edilen Brüksel lahanaları 10°C’de %90-95 nisbi nemde 4-6 hafta süre ile muhafaza edilebilirler