0 0
Okuma Süresi:2 Dk., 39 Sn.


Nepal
Budizm’in kurucusu Buddha’nın doğum yeri olan Ülke,
68 kuşağının iyi bildiği “Hippi”lik akımının ilk başladığı Ülke,
Bayrağının 4 köşeli olmayıp üst üste üçgen olan Ülke,
Dünyanın en yüksek sınırlarına sahip Ülke (Çin ile Nepal arasında Himalayalar…),
Dünya’nın 8.000 metrenin üzerinde 14 adet zirvesi var, bunların 8 tanesine tek başına sahip olan Ülke (Himalayalar…) olan Nepal’e gittik.
Yine bu Ülkeyi 3 cümle ile anlat deseler; Tanrıların Ülkesi, Tapınaklar Ülkesi, Dünya’nın en yüksek Ülkesi derdim.
İşin ilginç tarafı; Dünya’nın en yüksek ve en karlı sıradağlarına sahip olan Himalayalar Nepal’e en fazla 40-50 km uzaklıkta, fakat buna rağmen bu Başkente neredeyse kar yağmıyor! Etrafını çevreleyen dağlar “doğal sera” konsepti oluşturuyor. O yüzdende bu Ülke’de tropikal ve yazlık bitkiler bolca yetişiyor. Örneğin Mandalina, Limon, Jackfruit, Şeker kamışı ve Pirinç bile var.
En çok da “Masala” çayı içiyorlar. Bu çay birçok baharatın bir araya getirilmesiyle oluşuyor. Anason-Karanfil-Karabiber-Tarçın-Kakule karıştırılıyor ve içerisine süt atılıyor. Sonra da afiyetle içiliyor tabi.
Buranın insanları tevazu sahibi ve sakinler. Öyle Hintliler gibi sırnaşık ve geveze değiller.
Birisiyle karşılaştıklarında Hürmet – Saygı ve Selam anlamına gelen “Namaste” diyorlar.
Nepal’lileri Onurlu insanlar olarak gözlemledim.
Ama ne var ki Ülkede Müslümanlar haricinde müthiş bir Putperestlik var. O kadar ki; neredeyse durdukları evler kadar tapınaklar var diyebilirim. Her tapınağın önünde-içinde onlarca heykel var. Bu heykeller birçok tanrıyı simgeliyor. Sokakta tümsekli bir taş varsa hemen etrafını çevirip puthane haline getiriyorlar.
Adam o taşın bulunduğu yere secde ediyor sonra dualar eşliğinde yoluna devam ediyor.
O kadar batıl inançlara sahipler ki; evlenene kadar göz kulak olsun diye köpek ile kızı evlendiriyorlar.
Hatta Hindistan’da bunun için köpekle evlenme festivali bile düzenleniyor.
Kocası ölünce kendisi canlı canlı ateşe atılmasın diye Üzüm, Elma, Armut gibi meyvelerle evlendiriyorlar ki yanmasınmış.
Evet, daha düne kadar bir adam ölürse ve mahiyetinde kaç karısı var ise onlar da canlı-canlı ateşe atlar ve can verirlermiş.
Batıl inançlardan birisi de; kendilerine zarar vermesin diye büyük put heykellerin ağzına helva sürüyorlar. Kimi zaman hayvan kurban edip bağırsaklarını o heykelin kafasına asıyorlar. Kimi sunaklara süt-bal-su-tatlı bırakıyorlar. Elbette bu tür yiyecekler günlerce oralarda kalıyor, kokuyor, sineklerin istilalarına uğruyor.
Her taraf tapınak olduğu için yanan kandiller de bol oluyor. İşte o kandil yağı kokusu ve dumanı genizlerinize doluyor.
Oldukça fakir olan bu ülke 2015 yılı Nisan Ayında gerçekleşen depremle oldukça büyük bir hasar almış.
Afrika ülkeleri düzeyinde fakir olan ülke, kendi imkânlarıyla bu büyük felaketi tamir etmeye çalışıyor. Ancak yetişemiyorlar tabi. Çünkü 3 yıl geçtiği halde bir arpa boyu yol alınamamış olduğunu; ana yolların yapılamamasından dolayı şehrin içi komple toz bulutuyla kaplı olmasından anlaşılıyor.
İnsanların büyük bir kısmı maske kullanıyor yoksa “Akut” hastalıkları için tüm koşullar müsait durumda.
Havaalanında ilgimi bir şey daha çekti; Katar Ülkesi, Dünya Kupası için gerekli olan alt-üst yapılarda çalıştırmak üzere Nepal’den bolca işçi çekiyordu. Yüzlerce genç insan her fırsatta Katar’a gidiyor. Sanırım Katar devleti hem Nepal’e deprem yaralarını sarsın ve hem de Putperestlikten kurtulsunlar diye böyle bir çalışma yapıyordur (İnşallah niyet budur!). Nepal insanının %80’i Hindu, %12’si Budist ve %4’ü de Müslümandır. Güzel haber; İslâmiyet Hindistan ve Nepal gibi ilkel dinlerin olduğu yerlerde hızla yayılıyor…