0 0
Okuma Süresi:1 Dk., 48 Sn.

Yaratıldığımızdan bu yana dek İnsanoğlu türlü felaketlere, türlü savaşlara, türlü hastalıkların hışmına uğramıştır.

Bu ölümlerin çok az bir kısmı Doğanın refleksindendir fakat daha fazla ölümün tek sebebi insanoğludur.

Bunu savaşlarla, iç karışıklıklar çıkartarak halkları birbirine düşürmelerle, kâr amaçlı yanlış yerde, yanlış gıda üretimine neden olmakla tescillemiştir.

Tarih kayıt altına alındıktan bu yana (normal ölümler hariç!) söz konusu afetlerden, savaşlardan ötürü belli-belirsiz 2 milyardan fazla insan öldüğü tahmin ediliyor.

Sırf ölenleri hesaba katmak konunun önemini eksik bırakacaktır aslında. Çünkü buna bağlı olarak kalan sağ’lar için kâbus gibi bir hayat başlamıştır. Çöken ekonomiler, maddi kayıplar, derin buhranlar, evsiz-yurtsuz kalmalar ve psikolojik travmaların izahı mümkün değildir.

Sadece insan ölümü ile ilgili bir cetvel hazırlarsak şöyle bir genel tablo karşımıza çıkmaktadır;

6’ıncı yüzyıl Veba’dan; 40 milyon,

14’üncü yüzyıl Veba’dan; 25 milyon,

15’nci yüzyıl Çiçek hastalığından;  45 milyon,

1918 İspanyol Gribi’nden; 50 Milyon,

1’inci Dünya savaşından; 50 Milyon,

2’inci Dünya savaşından; 65 Milyon,

1981-2019 Hiv-Aids’ten;  32 Milyon,

Körfez savaşından; 1,5 milyon,

Suriye iç savaşından; 1,5 milyon insan hayatını kaybetmiştir.

Sadece 2019 yılında AÇLIKTAN ölenlerin sayısı; 10 milyon’dur.

Güncel olsun diye 1 Ocak 2020 ile 31 Mayıs 2020 arasını ele alalım (5 ay);

Normal Grip; 200.000 ölüm,

Sıtma; 400.000 ölüm,

İntihar; 441.000 ölüm,

Trafik kazası; 554.000 ölüm,

Hiv/Aids; 690.000 ölüm,

Alkol; 1.026.000 ölüm,

Sigara; 2.052.000 ölüm,

Kanser; 3.370.000 ölüm,

AÇLIK; 4.204.000 ölüm gerçekleşirken,

CORONA’DAN İSE; 360.000 ölüm gerçekleşti.

Sanki şimdi durup düşünmemiz gerekiyor!

Evet, son salgın Corona önemli bir musibet, tehlikeli bir hastalık.

Yeryüzünde yaşayan tüm insanlar olarak elbette buna karşı topyekûn bir tedbir aldık, hayatımızı buna göre düzenledik.

Maskesiz çıkmıyoruz, mesafeyi koruyoruz, dokunduğumuz şeylere dikkat ediyoruz, aksırmıyoruz, pıksırmıyoruz ve evde kalıyoruz.

Peki, aynı hassasiyetleri, üstelik her zaman;

Düzenli beslenmememize göstermeyelim mi?

Sigara içenlerimiz bu tabloya dikkat etmesin mi?

Alkol tüketenler bu verileri göz ardı etmeli midir?

Gayrimeşru ilişkiye girenlerimiz Aids, Frengi, Belsoğukluğu belalarını yok mu saysın?

Savaş yerine Barışı, Öfke yerine Sevgiyi koymayalım mı?

Bizim evde, bizim mahallede, bizim ülkede açlıktan ölen yok diye, diğer ulus insanlarının yeterli beslenmeden yoksun olmalarını dert etmeyelim mi?