0 0
Okuma Süresi:2 Dk., 0 Sn.

2020

Ülkemiz yeni yılı talihsizliklerle karşıladı. Ocak ayında Elazığ’da Deprem meydana geldi. 40’tan fazla can kaybı, 1.600’den fazla da yaralımız oldu. Yıkılan evler, iş yerleri… Tam yaralar sarıldı, kendimize geldik derken Şubat ayında Suriye Rejim Unsurları askeri konvoyumuzu ateş altına aldı. O saldırıda 34 Şehit verdik. Ardından da en sertinden askeri harekât düzenleyerek cevaplarını kat be kat üst perdeden vermiş olduk. Ateşkes imzalandı, her şey yoluna giriyor derken bu kez de Corona-19 adlı Virüs Ülkemize bulaştı. Çin’de başlayan salgın hızla tüm Dünyaya yayılmıştı ve sıra Türkiye’deydi. Tüm kurumlar teyakkuz haline geçti ve insanüstü çabalarla Virüs’ün yayılmaması için geceli gündüzlü koşturmaya devam ediyorlar. İnşallah, gezegenimizde daha fazla can kaybı olmadan hastalığa bir çare bulunur. Elbette ölümlerin, maddi zararların, ekonomik sonuçların telafisi mümkün değil. Elbette hiçbir Ülkenin, hiçbir insanın başına bu tür talihsizliklerin gelmemesi ümit edilir. Ancak ne var ki; bazı olumsuzluklardan, “ileriye yönelik” güzel sonuçlar da çıkabilecektir.

Sırasıyla gidecek olursak; Deprem bize, güvenli binalar yapmamız gerektiğini hatırlattı. Bu durumlarda nasıl davranmamız, nasıl korunmamız gerektiğini önemsemeye başladık. Empati kurduk ve uzaktan da olsa birbirimizin acısına ortak olduk. Tüm Türkiye o bölgeye Dil, Din, Irk gözetmeksizin yüzlerce araçlık yardımlar gönderdi. Hem de hemen, hem de o gece, hem de o saatlerde bu yardımseverliği hep birlikte uyguladık.

Suriye’de yaptığımız son operasyonda ise ciddi bir Savaş tatbikatı yaptık. Gerçek mermilerle, gerçek askerlerle, gerçek teknolojilerle, gerçek stratejilerle, gerçek diplomasiyle… Geliştirdiğimiz yeni silahlarımızı, yeni savaşma kabiliyetimizi, yeni kurmaylık sınavlarımızı verdik. Hükümeti Muhalefeti, Sivili Askeri, Kadını Erkeği tek yürek olup attık. “Allah korusun” Yurdumuza göz diken birisi olursa neler yapabileceğimizi gösterdik. O ana kadar masum siviller her gün bombalanıyordu, ateşkesten sonra tek bir sivil insan bile öldürülmedi. Corona da öğretici oldu. Her şeyden önce “Temiz” olmanın gereğini bir kez daha anladık. Sağlık personelimizin geceli gündüzlü insanımız için koşturmalarını minnetle, hayranlıkla izledik. Bakanlıkların çok ciddi bir sınav vererek Ülke insanına 24 saat hizmet verebildiğini gördük. Belediyelerimizin, borcundan dolayı su kullanımı kesilmiş olanların bile sularını açtığına şahit olduk. Steril ortam, Hijyenik davranışların farkındalığına vardık. Yönetim tarafından alınan ortak kararlara itaat etmeyi öğrendik. Bu bile ileride olağanüstü bir savaş, Nükleer saldırı, Corona gibi bulaşıcı hastalıklar durumunda gardımızı nasıl alacağımızı gösterir bir prova olmuştur. Birkaç gündür evimizde oturmayı öğrendik. Ailemize vakit ayırmayı, çocuklarımızla eğlenebilmeyi, stresler içinde koşturmaktan dinlenmenin tadına vardık. Kitap okumaya başladık. Dünya ortalamalarının altında olan bu özelliğimizi geliştirmeye bile başladık. İnşallah, Nisan ve sonrası tüm aylarda daha güzel günler, daha mutlu yarınlar görürüz.