DİP’ten ZİRVE’ye

0 0
Okuma Süresi:1 Dk., 45 Sn.

Küresel olarak yaşanan ekonomik sorun Ülkemizin her alanına yansıdığı gibi, maalesef Ordu bölgesinde de kaçınılmaz olarak ortaya çıkıyor. Her geçen gün protestolu senetlerde artış, sigortalı işçi sayısında ise azalma olduğunu biliyoruz. Bunun anlamı, bölgemizde ekonominin can çekişmeye başladığı, ticaretle uğraşanların işi her geçen gün daha da zorlaştığıdır. Aslında biraz bakış açımızı değiştirmeye ihtiyacımız var. Öncelikle her bitiş, her dibe vuruş yeni bir başlangıcın zeminidir. Hani bazen deriz ya; “yeniden ticarete başlayacak olsaydım şu işi yapardım, şöyle bir strateji geliştirirdim vs”  işte bu sözlerin uygulanacağı zeminlerdeyiz şu an. Bu kavram işçi – emekçi kesimi ile de alakalıdır. Türkiye bu tür sıkıntılara daha önceleri girdiği zamanlarda emekçilerimiz, sırasıyla Almanya, Suudi Arabistan, Libya ve en son Sovyet Rusya’sına gitmeyi, oralarda iş bulmayı ve istikrarlı bir şekilde çalışmayı başarmışlardır.  O yüzden bizim ticaretçimiz kadar emekçilerimiz de son derece başarılılardır. Ancak benim asıl ilgilendiğim ve önereceğim konu şudur; belki realitede küçük ölçekte ama fevkalade müthiş müteşebbislik yeteneği, farklı Ülkelerde  ticaret yapma isteği olan insanlarımız var. Fakat bulunduğu yalnızlık ve ekonomik darlık nedeniyle kendilerini aşamıyorlar. Oysa elinde hatırı sayılı miktarlarda sermaye birikimi de var. Bu yazıyı okuduktan sonra deneme yapmak adına birbirimize soralım ; “şu an ne tür bir ticaretle uğraşmak istersin? ne kadar ekonomik gücü olan bir imalat yapmak istersin? hangi ülkeye mal üretip göndermek istersin?” hiç kuşkunuz olmasın çok parlak fikirler söyleyeceklerdir. İşte bizim bu cevherleri ve küçük birikimlerimizi bir araya getirememe sorunumuz var.  Diğer sorunlar ise, “GÜVENSİZLİK – GİZLİ KALMAK – ORTAKLIĞA SICAK BAKMAMA – BİREYCİLİK anlayışlarıdır. Zaman birleşme zamanıdır. Ortaklıklar artık hatırla gönülle değil, ticari kurallara uyarak profesyonelce yapılıyor.  Bu iş için en ideal yer olan Ticaret odasına buradan sesleniyorum; bir veritabanı oluşturalım. Oraya isteklilerin isimlerini, yapmak istedikleri ticaret dalını, ellerindeki kapital birikimlerini beyan etsinler. Daha sonra bir araya gelen o insanlarla en iyi olabileceğine inanılan bir alan seçilsin. Ardından profesyonel danışmanlar nezaretinde fizibilite çalışmaları yapılsın. Tabi bu teknik danışmanları ve uzman kişileri ticaret odası sağlayacaktır. Herhangi bir ticaret dalına karar verilince de KOBİ destek programları da derhal devreye sokulabilsin. Katılımcılardan en fazla 10 kişiden güzel bir imalathane ortaya koyabilirsiniz. Daha çok katılımcı olursa daha fazla ticaret dalına geçilebilir. Hiç kuşkunuz olmasın güzel şeyler elde edilecektir.

Bir cevap yazın