İnsan oğlu dünyaya geldiği andan itibaren borçlanmaya başlıyor.
Havaya, suya, dünyaya, bireylere, maneviyat âlemine hülasa-i kelam her şeye borçlanmamız söz konusu.
İlk nefesten son nefesimize kadar geçen zaman diliminde borç hanemize sürekli bir çentik atılmaktadır.
Her yaşta ve her statüde, maddi ve manevi olarak borçlarımızın listesi uzar gider.
Parasal borçlarımız her ne kadar biz insanları yorsa da, gerse de manevi borçlar kadar ağır değildir.
Çünkü muhatap insandır. Ödeyemiyorum, konkordato ilan ettim, canımı mı alacaksın dersiniz ve bitirirsiniz.
Ama manevi borçlarda böyle bir şansınız ne yazık ki yok.
Marketlerden manava kadar, kırtasiyeden giyim kuşamcıya kadar borcumuz var.
Elimiz bolarınca, maaşı çekince, fındık para edince, babamız mezarından çıkınca, çamura batınca, suya kaçınca… Velhasıl her türlü sallamalar ve atlatmalardan sonra ödeme taahhüdü yaparız.
Araba alırız borçlanırız. Almışken iyisini alalım. Nasılsa öderiz. Allah büyüktür. Borcumuz var.
Konut furyası var. Birer konut alınır. Onlarca ay borçlanılır. 120 ay borçlanma seçeneği bile var.
Tabi zaman içerisinde tıkanma baş gösterecektir.
Takviye için banka kredileri alırız buralara borcumuz var.
Mobilya alırız, çocukları dershaneye veririz bunlara borcumuz var.
Yetişemediğimiz yerde kredi kartı alırız borcumuz var.
Asgarisini ödemeye kadar bunalırız ama ödeyemeyiz. Hadi bakalım asgariden de borcumuz var.
İşyerimiz olur vergi dairesine vergi, sigorta primi ve KDV borçlarımız var.
Devletimizin bile en az 400 milyar dolar dünyalılara borcu var.
9 ay karnında taşıdığı için,
Doğurduktan sonra sütüyle beslediği için,
Yetişkin olup kendi ayaklarımızın üzerinde durmaya kadar geçen emeklerinin karşılığında anne ve babaya borcumuz var.
Öğrenim gördüğümüz okullarda bazı derslerden kalırız. Söz konusu dersten borcumuz var.
Bir görevin başına geçeriz veya ticarete atılırız, topluma borcumuz var.
İşçinin patronuna, işverenin de çalışanına borcu var.
Çoluk çocuğa karışılır.
Topluma karşı düzgün bir birey yetiştirmemiz için borcumuz var.
Hanımımıza kocalık, kocamıza da hanımlık borcumuz var.
Bir yerlere gelebilmek için yalaklık yapma borcumuz var.
Dürüst olmak istemiyorsak bol bol yalan borcumuz var.
Beceriksizliklerimize bahane üretme borcumuz var.
Yapılan iyiliklere minnet borcumuz var.
Bize iltimas geçip kayırma yapanlara diyet borcumuz var.
Doğruyu ispatlamak için yemin borcumuz var.
Bir fincan kahve içtik en az kırk yıllık hatır borcumuz var.
İyilik yapanlara teşekkür, kötülük yapanları esefle kınama borcumuz var.
Ahiret hayatına hazırlık için hiçbir şey yapmıyoruz.
Günahımız sevaplarımızı geçti.
Çokça iyilik ve ibadet borcumuz var.
Bitti mi? Bitmedi!
En nihayetinde Allaha can borcumuz var.